SEOKJİN'in Ağzından
Her şey hazır olduğunda üzerime büyük pembe hoodiemi geçirip kapıdan çıktım. Sevgilimi alıp hep birlikte olacağımız yemeğe getirmem gerekiyordu. Bu artık kesin bir aktivitemiz olmuştu. Her yıl bittiğinde çocuklar ve kızlar hep birlikte bizim bahçede yemek yiyorduk. Ayrıca içimizden kim kız arkadaş bulduysa o zamana denk geliyordu.Geçen seferkinde hayatımda kimse olmadığı için yakınmış ve bütün yemek boyunca bizimkilere trip atmıştım. Corni az daha bana birini ayarlıyordu ama kızlar engellemişti. İyiki de engellemişti çünkü belki de Stellayla tanışamazdım. İlişkimiz henüz yeni tamamen gerçek olmuş olsa da açıklamayı düşünüyordum. Ona da yemekte söylemeyi planlamıştım.
Geçen zamanı düşündükçe pek birşey yaşayamamış olmamız beni üzüyordu ama önümüzde uzun zamanlar olduğunu hissediyordum. Bu da beni içten içe mutlu ediyordu. Kızlar ve çocuklar yemekleri yapmıştı ama Stella da iş yerinde birşeyler yapacağını söylemişti. Bu beni oldukça mutlu etti çünkü kendi sevgilim diye söylemiyorum ama mükemmel yemek yapıyordu. Herşey bittiğinde onu Kore'nin en iyi restoranına gizlice tavsiye edecektim.
Otelin önüne geldiğimde ona mesaj attım. Çok bekletmeden elinde 3 büyük poşetle kapıda belirdiğinde gülerek eğilip burnuna bir öpücük kondurdum.
"Yaaa! Köpek miyim ben? Ne diye burnumdan öpüyorsun şimdi?" Dudaklarını ördek gibi öne uzatarak konuştuğunda kıkırdadım.
"Sen yavru bir köpeksin." Gözlerini devirse de gülerek poşetlerden birini bana uzattı. Elinden ikisini aldığımda mutlulukla koluma girdi."Sevgilin olması çok iyi bişey. Poşet taşıtabiliyorsun." Beni poşet taşıyıcı olarak görmesine yalandan bir sinirle somurttum. O da bana daha çok sokulup şirinlik yaptı. Cidden, bu kız ideal tipimdi.
"Ne güzel hanımefendi. Beni krallar gibi yaşatacak milyonlarca kadın varken hamal olarak kullananla çıkıyorum." Kıkırdayarak beni arabaya çekiştirdi.Eve geldiğimizde çocuklar masayı hazırlamıştı ve STELLA'nın yemeklerini neredeyse kaparak tabaklara dağıtmışlardı. Masanın dört bir yanına dağılmıştık. Herkes çift çift otururken yalnız kalan son iki üye olan Joon ve Hobie de çift gibi oturmuşlardı. Joon Noeyi çok zor unutmuştu ve yakın bir zamanda kız arkadaşı olmayacağını düşünüyordum. Ama hobinin uzun zamandır hiçbir kızla yakın olduğunu görmemiştim. Bu beni zaman zaman üzüyordu. İkisi de mutlu olmayı sonuna kadar hak etmişlerdi.
"Noona, bunun içine ne koydun?" Kook heyecanla Sevgilime sorunca onlara döndüm.
"Sevgimi." Kook gözlerini devirirken sırıtıp kolumu omzuna doladım. Dede şakalarına alışmıştı. Ve kendisi de yapıyordu. Benim sevgilim olduğunu daha nasıl belli edebilirdi ki?
"Geçen sefer aklıma geldi de, Jin hyung yalnız olduğu için başımızın etini nasıl da yemişti,hatırlasanıza." Jimin konuşunca rahatsızca yerimde kıpırdandım.Stella sinirlenir miydi bilemiyordum. Henüz birbirimizi tamamen tanıyamamıştık.
"Evet. İşte şimdi senin de Sevgilin var hyung. Sıra bizde." Hoseok araya girip konuyu dağıtınca Stella gülerek ona baktı.
"acele etme hoseok-sshi,dünya üzerinde sana layık bir kadın bulmak çok zor olacaktır." Hoseok utanarak başını yere eğerken ben kahkaha attım. Hepimizin sevgililerinin özel olarak hoseoka bayılması kader falan mıydı? Henüz birbirlerini tam tanımasalar bile STELLA'nın böyle düşünmesi hoşuma gitti."Hazır herkes buradayken açıklayayım o zaman." Araya girdiğimde çoğu şaşkın bakışlarını bana çevirdi.
"Neyi,hyung?" Joon sorunca ona döndüm. Stella da bilmediği için merakla beni inceliyordu.
"İlişkimizi açıklayacağım." Stella heyecanla kıpırdanınca güldüm.
"Erken değil mi hyung?" Taehyunga göz devirip sevgilimi daha sıkı sardım.
"Sen ilk hafta açıklamadın mı?" Anlayışla başını sallarken biraz endişelenmiştim çünkü Joon sertçe masaya bakıyordu."Sorun mu var Joon?" Başını iki yana sallayarak beni reddetti.
"Hayır, lütfen açıkla hyung. Rahatça gezmeniz gerekiyor." Ne kadar tehlikeli olduğunun ve neredeyse bütün üyelerin sevgilisi olmaya başlamasının armyi ne kadar üzebileceğini biliyordum ama elimden birşey gelmezdi. İçlerinden biriyle evlenmeyecektim sonuçta. Evlenebilirdim gerçi ama stellayı bulmuştum bile. Ve bırakmaya hiç niyetim yoktu. Bu masada en son sevgili yapanlardan olabilirdim ama ilk evlenen olacağım kesindi. Yaşım gelmişti."O zaman yarın sabah açıklayacağım. Stella bu gece burada kalsın. Ne olur ne olmaz diye." Stella merakla beni dürttü.
"Ne olur ki?" Ona güven vermek istercesine Kocaman gülümsedim.
"Hiçbirşey." Ama anlamıştı. Onaylamazlarsa ne olacağını anlamıştı. Çünkü masada ölüm sessizliği vardı. Umarım diğerleri gibi bizi de desteklerlerdi. Aksi takdirde gerçekten çok üzülecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehirli Kadeh|Kim Seokjin
Fiksi Penggemar*YETİŞKİN İÇERİK Oyun üstüne oyun. Saldırıya savunmayla karşılık vermek gereksizdi. Saldırıya daha güçlü bir saldırıyla karşılık vermeliydik ki,aldığımız hasarın bir anlamı olsun. Onun atacağı her adımı tahmin edebilmiştim. Tahmin edemediğim şey,bi...