''Buğra..'' diyebildim yaptığım kabahatin verdiği utançla kahverengi gözlerine bakamazken. Kolumdaki baskıyla sırtım sertçe duvara çarparken kemiklerimin parçalara ayrıldığını hissettim ve ağzımdan acı dolu bir inlemenin dökülmesine izin verdim. ''Param için yanımdaydın! Sadece parama ihtiyacın olduğun için beni seviyormuş gibi davrandın.'' Dişlerinin arasından bağırarak söylediği cümlelerin doğruluğu başımı daha çok eğmeme neden olurken bıçak gibi keskin çıkan sesi daha çok korkmama neden oluyordu. ''Yüzüme bak!'' Korkunun da etkisiyle emrine uyup usulca başımı kaldırarark kahverengi gözlerine baktım. Öfkeyi sığdıramadığı gözlerinin kenarları kızarmış, altında torbalar oluşmuş ve omuzları öne doğru eğilmişti. O neşe dolu, eğlenceli adamı bu hale ben getirmiştim. Buğra dişlerini sıkıp, başını tehdit eder gibi aşağı yukarı salladı. Sırtım tekrar sertçe duvarla buluşurken bir kez daha acıyla inledim. ''Bunu ödeyeceksin!'' *** Dünyanın en merhametli adamının, benim yüzümden dünyanın en acımasız insanına dönüşmesine şahit oluyordum.. En büyük hatam buydu işte.. *** Karşılıksız bir aşk... Acıya bulanmış bir kalp.. Başka bir adama ait bir beden.. Hayatı bir adama mahkum küçük bir kadın... Ve, Gizemin kollarında bir aşk üçgeni... Peki ya bu aşk üçgeninin kazanı kim olacaktı? Aşk mı? Kader mi
17 parts