4.3

34 3 6
                                    

🍀


“Çatlama be geliyorum.”

“Kızım yarım saattir seni bekliyorum. Düğüne mi gidiyoruz sanki?”

“Beklesen öleceksin sanki. Yazıklar olsun. 10 dakika bile bekleyemiyor musun puu?”

Derin bir nefes aldı. Yani sanırım telefondan nasıl anlayayım yahu?

“Mehir bekliyorum ben gel sen gel.”

Sırıtıp telefonu kapattım.

“Nereye gideceğinizi söylemedi mi?”

Dudaklarımı büzdüm.

“Yok, göreceğiz bakalım.”

Alkın bugünü ikimize ayırmak istemişti. Biliyorsunuz benimde canıma minnet. Çantamı alıp çıktım.

Kök salmış bir Alkın gördüm. Oh iyi oldu.

“Hayır giyeceğin bir kazak bir pantolon napıyorsun yarım saattir?”

Göz devirdim. Gözüm öyle kalacak bir gün neyssse.

“Uyanamadım. Dedim sana sabahın köründe ben kalkamam diye.”

“Saat 11."

“Benim için sabahın körü. Var mı itirazın canım?”

Sırıttı ve kolunu omzuma attı.

“Yok canım ne itirazı.”

Kolunun altında olduğum için o nereye ben oraya. Sanki yol biliyorum da.

“Sokaklarda dolaşmak iyi olur diye arabayı almadım ama hata mı ettim?”

Bunu soğuktan kızarmış ellerime ve burnuma bakarak söylemişti. Burnumu çektim. Rezil etmeyin ve hanımefendi salın artık.

“Geçti artık boşver.”

“Nasıl boşvereyim kızım? Hasta olursan yine.”

“Kötüye bir şey olmaz.”

Burnuma hafifçe vurdu. Yumruk atacak hali yok ya sizde.

Geldiğimiz yere ve Alkın’a baktım.

“Birlikte vakit geçirmekten kastın AVM mi cidden?”

Elimi montunun cebine sokarken yürümeye devam etti. Bende peşinden tabi.

“Bu kadar soğuk olacağını tahmin edememiştim. Gezeriz işte fena mı?”

Bir şey demedim. Önümüze çıkan bir mağazaya girdik. Salak salak gezinip, kıyafetlere laf attık. Sizsiniz anormal.

Elimi tutup çekiştirmeye başladı.

“Lazım yalnız o bana.”

Alışkın olduğu cümleye göz devirdi. Haspam.

Eline aldığı kedili şapkayı başıma geçirdi. Çıkartacaktım ki engel oldu.

“Dur poz ver.”

BİR TAHAYYÜL MESELESİ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin