0.1

114 8 1
                                    


🍀

Alarmımla gözlerimi açtım. Yarın okula ruh gibi gitmek istemediğim için erken kalkmıştım. Telefonumda çimenden mesaj vardı.

Çimen: Günaydınn. Gerçi sen uyuyorsundur.

Çilli: Uyanmaya çalışıyorum.

Çimen: Bir insan nasıl bu kadar çok uyuyabilir?

Çilli: Uyuduğum 7 saat be. Çok falan değil.

Çimen: Niye erken kalktın lan sen sahi?

Çilli: Okulda ruh gibi gezmemek için.

Çimen: Okulda öyle olan birini görürsem seni bulmam kolaylaşırdı tüh.

Çilli: Bu kadar kolay oyunu kaybedeceğimi düşünmüş olamazsın.

Çimen: Tanımıyorum seni aq. Ne bileyim ne düşünürsün?

Çilli: Tanırsın be.

Uygulamadan çıktım. Yataktan kalkmam lazımdı. Ama ne o beni ne de ben onu bırakmak istiyordum.

“Üzgünüm can yoldaşım. Erken veda etmek zorundayım.”

Günlük saçmalama saatimi başlatıp tuvalete gittim. En son teee ne zaman yemek yedim. Böbrek Hanım bu kadar yoğun çalışmasanız mı? Ay Bey de olabilirsin. Anladın sen işte.

Delirdiğimi tescilleyip odamdan çıktım. Kısa bir kahvaltının ardından Asaf’ın ısrarlarıyla onu parka getirdim. Çimen en son bana görüldü atmıştı. O yazsındı.
Telefonum titreyince sesli mi düşündüm acaba diye Asaf’a baktım. Yok konuşmamıştım. Hissetmişti herhalde çimen efendi.

Çimen: Nereye kayboldun lan?

Baya da kibardır bilirsiniz.

Çilli: Askerlik arkadaşı mıyız lan biz?

Çimen: Değil miydik?

Çilli: Eben. Tövbe ya mal mal konuşma. Karşında kız var düzgün yaz.

Çimen: Kız gibi yaz o zaman anasını satayım. Neyse nereye kayboldunuz hanımefendi?

Çilli: Ha şöyle. Kardeşimi parka getirdim yav.

Çimen: Hakkında öğrendiğim ilk şey, kardeşin var demek. Benim de var.

Çilli: Bu kadar tesadüf fazla konuşmamalıyız bence.

Bu oyun işini sırf yılsın ve yazmasın diye ortaya atmıştım.

Çimen: Yemezler.

Çilli: Tamam ben yerim sen yeme.

Çimen: Dün gecenin 2’sinde cips yiyorduk. Kaç kilosun lan?

Çilli: Puu sana. Dün bir bugün iki konuşmaya başlayalı. Hemen lokmalarımı mı saymaya başladın? Yazıklar olsun. Hem 100 kilo olsam ne fark edecek? Hani sen arkadaş olmak için yazmıştın? Yalancı!

Çimen: Yuh aq. Sağır ninem bu kadar yanlış anlamazdı. Sormadım tamam mı sormadım.

Çilli: Aferin.

“Otur bakalım.”

Asaf’ı sallamaya başladım.

“Sağ ol abla.”

Tebessüm etmekle yetindim. Telefonumun çaldığını Asaf söyleyince fark ettim.

*İzo* arıyor.

“Efendim İzo?”

“Naber bebek?”

“İyi senden?”

“İyi bende. Yarın okula giderken seni alırım.”

“Tamamdır. Asaf’ı sallıyorum konuşuruz yine.”

İzem lisede tanıştığım bir arkadaşımdı. Aşırı samimi değildik ama yakındık. Asaf gitmek isteyene kadar parkta durduk. Eve gelince bir ilki yaşadım ve çimene mesaj attım.

Çilli: Götüm dondu lan.

Çimen: Ne kadar da kibar bir kız (!)

Çilli: Bizde böyle hacı. Beğenirsen.

Çimen: Beğenicez mecbur. Hayırdır niye üşüdün?

Çilli: Dışarıdaydım ya.

Çimen: He doğru. Battaniye al üzerine ısınırsın.

Laf sokmak yerine dediğini yapıp battaniyenin altına girdim.


Yüzümde hissettiğim soğuklukla sıçradım. Başımda elinde su bardağıyla dikilen annem vardı.

“Anne ne yapıyorsun ya?”

“Kalk kız. Geç kalacaksın.”

Saate bakınca doğru söylediğini anlayıp kalktım. Battaniyenin altında uyuyakalmıştım.  Hazırlanınca telefonuma baktım.

Çimen: Napıyosun?

(21.15)

Çimen: Alooo.

(22.30)

Çimen: Öldün mü lan?

(23.10)

Çilli: He cennetten yazıyorum hatta.

Çimen: Melek gibi kızım diyorsun. Bana uyar.

Çilli: Yavşama lan.

Çimen: Görmediğim kıza yavşamam relax ya.

Çilli: Neysss maalesef evden çıkmalı ve müdürün konuşmasını dinlemeliyim.

Çimen: Çok mu kötü be?

Çilli: Aynı okuldayız?

Çimen: Ben normalde hep geç gelip dinlemiyorum.

Çilli: En iyisini yapıyorsun. Tavsiye etmem.

İzem gelince aşağı indim.

“Hiç gitmek istemiyorum şu okula ya. Kim çekecek tamam Ahmet’i.”

Müdürümüzün iki kelimesinden biri tamamdı. Okulda lakabı tamam Ahmet’ti.

“Sanki çok dinliyorsun ya.”

Okula kadar havadan sudan konuştuk. Okul yakındı zaten. Kapıda her zamanki gibi Teoman ve Baturalp vardı. Onların mekandı. Herkes bilir o tarafa gitmezlerdi.

“Günaydın kızlar.”

“Günaydın Teoman.”

Baturalp’e sadece baş selamı verdim.

Teoman ne kadar sosyalse o, o kadar soğuktu. Ben voleybol kız takımı kaptanı o da basketbol erkek takımı kaptanıydı. Sadece spor hakkında sohbet ederdik.

“Mehir Önder Hoca takımlara sıfırdan seçme yapacakmış. Kaptanlar hariç.”

“Takımlar çok iyi uyum içindeydi. Neden ki?”

“Çoğu 12 ya sınava hazırlansınlar diye.”

“Sende 12’sin Baturalp.”

Bizden bir yaş büyüklerdi.

“Dengeyi sağlıyorum ben. Takımdakilerin dersleri rezil.”

“Konuşmadım ben daha hocayla.”

“Selam.”

“Ooo kardeşim hoş geldin.”

Gelen çocuğu tanımıyordum. Ama Teomanların tanıdığı belliydi.

“Hoş bulduk. Oğlum İzmir’e yeni taşındım yolu karıştırmışım.”

“Dedik bizle gel diye. Mehir ve İzem. Bu da Alkın. Yeni geldi okula.”

Tanışmak için elini uzatınca mecbur sıktım.

“Memnun oldum. Hoş geldin.”

Tamam Ahmet’in yarım saat süren konuşmasından sonra sınıflara girdik. İlk gün olduğu için serbesttik.

Çimen: O neydi lan öyle? Beynimi sevdi adam.

Çilli: shksklfsakjks kaç yıldır nasıl denk gelmedin?

Çimen: Ne bileyim iyi ki gelmemişim.

“Çimen kim?”

İzem’e bakarken ne diyeceğimi düşündüm.

🍀

BİR TAHAYYÜL MESELESİ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin