6.2

32 2 16
                                    


🍀
                                                                      

 
“Teo niye gelemiyormuş dedin?”
 
“İzo kafan nerede ya? Dedim ya bir sınavı kaçırmış tekrar girecekmiş. Gelemiyor.”
 
Kasımın ikinci haftasındaydık. Bizim ilk sınavlarımız çocukların da vizeleri bitmişti. Bugün normalde hepsi gelecek ve birkaç gün kalacaklardı. Ama Teo gelemiyordu. 1,5 ay önce gelmişti ama hiçbir şey anlamamıştık. Gelmesini çok istiyordum.
 
“Kafeye mi geçiyoruz kızlar o zaman?”
 
“Evet Alkın Melis ve Alp’i kafeye getireceğini söyledi.”
 
Çifte kumrularla birlikte okuldan çıktık. Boran da bugün gruba dahil oluyordu. İyi bir çocuktu, sohbet edebiliyordum ama gruba dahil etmeye hazır değildim. İzem için bir şey demiyordum.
 
Güvenliğinde orada gördüğüm yüzlerle adımlarımı hızlandırdım. En yakınımdaki Melis’e sarıldım.
 
“Nasıl özlemişim kuzen”
 
“Bende Melo.”
 
Kollarını açmış olan Alp’e yöneldim.
 
“Kaptan.”
 
Sıkıca sarıldım. Onları daha uzun süredir görmüyordum.
 
Alkın’a da sarıldım. Babamla konuşmalarından sonra sadece hafta sonu çıkıyorduk. Bir de çıkışta denk gelirse eve birlikte yürüyorduk. Ne konuştuklarını bana anlatmamıştı hain.
 
Alpler Boranla tanışıyordu. Başımı Alkın’ın omzuna yasladım.
 
“Keşke Teo da gelseydi.”
 
“Keşke.”
 
Boran’ın İzem’e attığı ters bakışı yakalamıştım. Ne yapmasını istiyordu kızın?
 
 “Duydum ki beni çok özlemişsin Reis.”
 
Uzaktan gelen bağırmayla hemen arkamı döndüm.
 
“Teo.”
 
15 adım kadar ötede sırıtarak bana bakıyordu. İşaret parmağımı ona doğru sallarken koşup sarıldım.
 
“Hain köpek.”
 
“Bende seni seviyorum yenge.”
 
Dalaşmayı bırakıp sıkıca sarıldık.
 
“İyi ki geldin Teo’m.”
 
“İyi ki gelmişim reisim.”
 
Alkınlara sarılmamasından onun bildiğini anladım.
 
“Sürpriz yapmak istedi.”
 
Masum suratına dayanamayıp yanağını kocaman öptüm.
 
Teo İzem’in önünde duruyordu.
 
“Hoş geldin Teo. Özlemişiz sizi.”
 
“Hoş bulacağız inşallah. Sarılmayacak mısın?”
 
İzem boşluğa düşer gibi baktı.
 
“Saçmalama şaşırdım sadece.”
 
Teoya sarıldı. Teo da ona sarılırken nadir yakaladığı anlardan biri olduğu için burnunu saçına gömdü. Görüntü hem çok güzel hem çok kötüydü. Üzülüyordum kardeşime.
 
İzemden ayrılınca Boran’a elini uzattı.
 
“Teoman.”
 
“Boran.”
 
İkisinin de memnun olmadığı gayet belliydi.
 
“Hadi o zaman kafeye geçiyoruz.”
 
Teo Alkınla yanımıza geldi.
 
“Nasılsın reis? İyi gördüm ama. Bakmış damadımız.”
 
“Lan sen benimle tanıştın önce.”
 
“Bana ne benden amca olmaz he ama çok güzel dayı olur.”
 
“Sabır.”
 
İkisinin de saçlarını dağıttım.
 
“Sen zayıflamışsın ama Teo. Dikkat etmiyor musun oğlum kendine?”
 
“Yiyorum ya, tempodan oldu herhalde.”
 
Elimi omzuna götürüp sıktım. İzem yüzündendi. Kafeye gelince her zamanki masamıza geçip yemek söyledik.
 
“Ee Teo nasıl Samsun?”
 
“Güzel şehir Melis de genelde yurttayım. Bir çevrem yok zaten.”
 
“Yalnız kalma ama arkadaş edin. Sevgili yap ne bileyim?”
 
“Sevgili falan uğraşamam sarışın.”
 
İzem gözlerini kocaman açtı.
 
“Sen ki her ay sevgili değiştiriyordun. Ne oldu birkaç ayda? Ayarlarım ben birilerini.”
 
Teo gözlerini kapattı. Sevdiği kız ona başka bir kızı ayarlamak istiyordu.
 
“İstesem bulurum kendim kızım. İyiyim şuan.”
 
“Öyle olsun bakalım.”
 
“Ee Boran sen alışabildin mi okula? Zaten İzmirdeydin değil mi?”
 
“Alıştım Baturalp. İzem zaten yetiyor. Bir iki arkadaşım da vardı. Ve evet doğma büyüme buralıyım.”
 
“İzem kadar başına taş düşsün.”
 
Teo’yu dürttüm.
 
Biz gelen hamburgerlerimizi gömerken İzem kesmeye çalışıyordu. Pardon ne?
 
“İzo ne yapıyorsun? Öyle mi yenir o?”
 
“Ne yapayım kızım daha şurada 1 aylık sevgilimin önünde hamburger mi gömeyim?”
 
“Ben her şeyi gömüyorum?”
 
“Seni anlayana ödül vermek lazım zaten.”
 
“Sarışınım gerçekten Mehir haklı öyle keyfi çıkmaz. Hem ben de senin önünde yiyorum öyle düşün.”
 
İzem bir ısırık alıp hemen ağzını siliyordu.
 
“İzem böyle hayat geçiremezsiniz siz. Yanında hamburger yiyecek rahatlığı bulamıyorsun daha?”
 
“Birader sen oturduğumuzdan beri alttan alttan iğneliyorsun sevgilim için susuyorum ama sabır taşı değilim. Derdini söylesene sen?”
 
Beklenen olmuştu ve Boran patlamıştı.
 
“Ben ne düşünürsem anında söylerim. Hiç öyle iğneleme falan işim olmaz. Sevmedim seni belli ediyorum sadece. İzem ve senden o mükemmel ilişki şeyini alamadım.”
 
“Sana düşmedi bizim yaşadığımız şey. İzemin elini tutan sen değilsin benim. Bırak biz düşünelim. Ben de sana bayılmadım ama İzem için susuyorum.”
 
“İzem esas düşündüklerimi duymayı tercih eder.”
 
“Bir dakika durun ve sakin olun. Birbirinizi sevmek zorunda değilsiniz. Ama arada ben varım. Anlıyor musunuz? İkinizde benim için çok değerlisiniz. O yüzden birbirinize katlanacaksınız.”
 
Teo hiç katlanırım gibi bakmıyor ama sen bilirsin İzem.
 
@mehir_atay: Tayfa harika yine birlikte @alkın_seyitoglu @teoman.unal @baturalpkaya @izemyolcu_ @meliss_atay

unal @baturalpkaya @izemyolcu_ @meliss_atay

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 
@teoman.unal: Bu şey değil mi ya KUDUR
 
@alkın_seyitoglu: Yine mükemmeliz bak görüyor musun?
 
@baturalpkaya: Ben ne yapıyorum orada?
 
@meliss_atay: @baturalpkaya saçını düzeltiyordun bende sana bakıyormuşum
 
@izemyolcu_: Yok canım ne muzipliği

🍀

BİR TAHAYYÜL MESELESİ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin