6.4

28 2 15
                                    


🍀
                                                             

 
“Gizem sende.”
 
Attığım topu ustaca karşıladı. Yarı final maçı için 3 gündür antrenman yapıyorduk.
 
“Kızlar yeter bu kadar dağılın evlerinize.”
 
Hocaya hiç itiraz etmedim. Çok yorulmuştum. Bahçede maç yapan Boranların yanına çıktım.
 
“Bitti mi sizin antrenman?”
 
“Bitti gideceğim eve. Siz?”
 
“2.yarıya başlayacağız. İzem’i aradım açmadı gelmedi de.”
 
“Grip olmuş, sana haber vermedi mi?”
 
“Hayır sen konuştun mu çok kötü mü?”
 
Telaşına gülümsedim.
 
“Yok Teo söyledi bana da.”
 
“Bana değil de ona mı haber vermiş?”
 
Hemen itiraz ettim.
 
“Hayır hayır. Vedalaşmadan gitti diye İzem kızgın ya gönlünü almak için arayıp duruyor Teo. Abisi açmış biliyor bizimkileri. O söylemiş grip erkenden uyudu diye.”
 
“Abisi evde midir? Görebilir miyim?”
 
“Riske atma. Akşam ararsın Alkın bekliyor gidiyorum ben kolay gelsin.”
 
Teolar gideli 1 hafta olmuştu. Her şey aynı şekilde ilerliyordu. Babam bu akşam geç gelecekti. Alkınla parkta oturacaktık.
 
“Nerede kaldın güzelim?”
 
Belime sarılan kollarına karşılık verdim.
 
“Boranla konuştum.”
 
“İzem nasıl olmuş?”
 
“Fazla hasta galiba haber vermemiş.”
 
“Git istersen ziyarete.”
 
“Misafirleri var ararım.”
 
Birer döner alıp parka geldik. Afiyetle ısırdım.
 
“Dünyanın en iyi buluşlarından.”
 
“Kesinlikle.”
 
“Senin bugün antrenmanın niye yoktu?”
 
“Dinlenelim diye paydos verdik. Babam geliyor bugün.”
 
“Bu sefer uzun kaldı özlemişsindir.”
 
“Evet söz verdim ona tavuk sote yapacağım akşam.”
 
“Ooo becerikliyim diyorsun.”
 
“Eh biraz öyle şimdi.”
 
Güldüm. Gerçekten becerikliydi.
 
“Deneme sonucun nasıl geldi?”
 
Evet birde bu konu var. Benden çok denemelerimle ilgileniyor. Hangi konularda yanlışlarımın olduğuna kadar. Zorla o konudan soru çözdürüp kontrol ediyor.
 
“Geçenkinden 2 net fazla.”
 
“Sınava kadar daha çok artacak. Çalışıyorsun dimi?”
 
“Evet Alkın. Seninleyken ders konuşmak istemiyorum.”
 
“Haklısın. Sadece senin için en iyisini istiyorum.”
 
“Biliyorum Çimen. Minnettarım sana.”
 
Saçımı öptü.
 
“Hafta sonu antrenmana Derin’i de götüreceğim. Sen de gelmek ister misin?”
 
“Çok cazip olsa da bence abi kardeş gitmelisiniz. Hatta bende Asafla bir şeyler yapayım. Çok saldım onu.”
 
“Dördümüz de çıkalım. Derin’in en yakın arkadaşı Asaf. Sonları arkadaşlıktan öte olacak gibi.”
 
Güldüm.
 
“Daha çok küçükler ne olacağı belli olmaz.”
 
Çalan telefonuyla benden biraz uzaklaşıp açtı.
 
“Kim?”
 
“Numara. Banka falandır. Efendim.”
 
Değişen yüz ifadesini çatık kaşlarımla izledim.
 
“Evet benim. Hemen geliyorum.”
 
Telefonu kapatıp ayağa fırladı.
 
“Alkın ne oldu? Kimdi?”
 
“Babam… Babam kaza yapmış.”
 
Gözlerim büyüdü. Hemen kolunu tuttum.
 
“Tamam hadi gidelim.”
 
Başını salladı. Bir taksi çevirdim. Alkın şoktan konuşamıyordu. En yakın hastanedeydi hemen geldik.
 
“Bilal Seyitoğlu kaza yapmış.”
 
“3 nolu ameliyathanede.”
 
Hemen işaret edilen yere yöneldik.
 
“Çilli babamı kaybedemem. O benim tek dayanağım.”
 
Yüzünü ellerimin arasına aldım.
 
“Babanı kaybetmeyeceksin. O sizi çok seviyor. Sizi bırakmaz.”
 
“Bırakmasın dayanamam. Annemden sonra babamı da kaybedemem.”
 
Sarılıp onu boynuma çektim. Saçını okşadım. Bilal Amcaya bir şey olmaması için dua ediyordum.
 
Ameliyathaneden çıkan doktorla kafasını kaldırdı.
 
“Babam nasıl? İyi deyin. Yaşıyor deyin.”
 
Doktorun ifadesinden anlamıştım.
 
“Çok üzgünüm delikanlı. Elimizden geleni yaptık. Başın sap olsun.”
 
“Hayır hayır. Çilli babam ölemez. Benim babam ölmez. Hiç bırakmayacağım demişti.”
 
Gözyaşlarım içinde bağıran Alkın’ı kendime çekip sıkıca sarıldım.
 
“Ben buradayım Çimen’im. Buradayım.”
 
“Çilli?”
 
Gözyaşlarını sildim.
 
“Söyle canım?”
 
“Babalar bile sözlerini tutamıyormuş. Babalar bile ölüyormuş.”

🍀

Alkın özür dilerim🥺
 
 
 
 
 
 
 

BİR TAHAYYÜL MESELESİ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin