5.7

27 2 4
                                    


🍀
                                                            

 
Aynada kendime son bir bakış atıp kapıyı açtım.
 
“Gelin bakalım.”
 
Alkın üstümdeki formaya bakış atıp kendince bir şeyler söylendi. Umursadım mı tabi ki hayır. Yanağımı öpüp girdi.
 
“Asaf yok mu?”
 
“Yok İzo. O da annemle gitti.”
 
Babam babaannemi ziyaret için bir haftalığına yoktu. Annemlerde teyzemlerdeydi. Bizde bizimkilerle Fenerbahçe-Galatasaray derbisini izleyecektik.
 
“Laptopla bağlantıyı kuruyorum.”
 
“Masanın üstündeydi Alkın. İzo gel cipsleri ayarlayalım.”
 
Teolarla görüntülü bağlantı kurup birlikteymiş gibi izleyecektik.
 
“Boran’ı da çağırabilirdin söylemiştim.”
 
Teo’nun geldiğinden hala haberi yoktu. Hiç de olmayacaktı. Özel rica etmişti Boran konusunda İzem’e destek olmam için.
 
“Daha Alplerle tanışmadı hem aramızda bir şey de yok. Sinirler gerilecek derbi sonuçta. O yüzden hiç gerek yok.”
 
“Haklısın.”
 
Tabakları alıp salona geçerken Teo’nun söylediğine göz devirdim.
 
“Reis ilk defa seni sevmiyorum. Nasıl sarı-kırmızı giyersin sen?”
 
“Anca ötersiniz siz Alkınla.”
 
Evet Teo ve Alkın Fenerbahçeliymiş. Neredeyse bir yıllık sevgilim ben bunu yeni öğrendim sorgulamayın. Baya da fanatiklermiş. Sorun şu ki bende fanatik Galatasaraylıyım. İzo ve Alp bu maç tarafsız Beşiktaşlılar.
 
“Güzelim bugün ki galibiyetimizi seninle birlikte kutlayabilirdik.”
 
“O zaman Galatasaraylı olmalısın Çimen.”
 
“Bugün o formayı sana giydireceğim.”
 
“Kazanma ihtimaliniz olsaydı belki.”
 
Dünden iddia koymuştuk. Hangi taraf yenerse ikimizde o takımın formasını giyip fotoğraf atacaktık. Almak zorundayız. Ölsem fener forması giymem.
 
“Sarışın sen nasıl Beşiktaşlısın ya?”
 
“Fanatik değilim, futboldan da anlamam. Abim o takımlı diye öyleyim.”
 
“Gel seni Fenerbahçeli yapalım. Sarı saçlı, mavi gözlüsün sen Fenerbahçeli olarak doğmuşsun. Ne demek Beşiktaş.”
 
İzo burun kıvırdı.
 
“Boran da Beşiktaşlı olmasaydı bunu düşünebilirdim.”
 
Teo dilini dudaklarında gezdirdi. Ona baktığımı görünce göz kırptı.
 
“Alp’im hiç sesin çıkmıyor ya.”
 
Sırıttı.
 
“Valla ben bu maç rahatım. Zevkle bu üçlünün kudurmasını izleyeceğim.”
 
“Susun maç başlıyor.”
 
Teo ve Alkın birbirlerine bakıp aynı anda armalarını öptüler. Kusucam.
 
“Aslanlarımı görmeye hazır olun.”
 
Rahat bir pozisyon alıp maça odaklandım. Alkın’ın da benden farkı yoktu.
 
“Lan koşsana, yürü diye mi o kadar para veriyoruz.”
 
“Siz boş adamlara para vermeye devam edin Alkın. Daha çok yakınırsınız.”
 
Bana bağırmamak için çenesini sıkıyordu. Alp maç izlerken bambaşka biri olduğunu söylemişti. Ben de öyleydim yapacak bir şey yok.
 
Fenerli oyuncu bizim kaleye yaklaşırken ayağa kalktım. Alkın yerinde dikleşti.
 
“Sok o topu kırarım ayağını.”
 
“Muslera gözünü yiyeyim tut o topu.”
 
Gol auta gidince derin bir nefes verdim.
 
“Ayağına sıçayım. Nereye attın piç herif?”
 
Normalde ağzı bozuk değildi. Bu yüzünü görmek de varmış.
 
“Abi ben dedim bu herifin ne işi var ilk 11’de. Kaybettirecek.”
 
“Sus lan kaybetmek yok.”
 
Alp bizim halimize sırıtıyordu. İzo garibimde anlamadığı için tuhaf tuhaf bakıyordu.
 
Atağa geçmemizle oturduğum yerden kalktım.
 
“Ayağına kurban hadi aslanım at şunu.”
 
Alkın’ın eli yumruk olmuştu.
 
Attığımız golle bağırdım.
 
“Gol ulan gol! Alkın, Teo iyi izleyin bundan daha çok yiyeceksiniz.”
 
“Top nereye sen nereye gittin senin gibi kaleciye sıçayım ben. Bok herif.”
 
Bir şey demedim. Yeterince sinirliydi zaten. Önümdeki cipsten bir tane ağzıma attım.
 

 
İlk yarıyı 1-0 önde kapatmıştık. Bağırmaktan boğazım ağrımıştı. Kaç tane pozisyon kaçırmışlardı salak herifler. 
 
Alkın için aldığım formayı çıkardım.
 
“1 saat sonra üstünde bu olacak iyi bak Çimen.”
 
Formaya ters bir bakış attı.
 
“Fenerbahçe bitti demeden bitmez Çilli.”
 
“Tabi tabi.”
 
2.yarı başlayınca eski konumuma geri döndüm. Bu maçı kaybedemezdik o kadar. İlk yarı net bir golü kaçıran oyuncu bizim kaleye gelince endişeyle dudağımı ısırdım.
 
“Hadi koçum at şunu unutalım hatanı.”
 
“Rahatta kal Alkın atacak.”
 
Mutsuz son. Attı. Sıçayım böyle işe.
 
“Çilli yüzün düştü sanki ya? İyi misin?”
 
“Kardeşim anladı tabi formayı giyeceğini. Yenge herkese nasip olmaz bu formayı giymek bak.”
 
“Daha 40 dakika var göreceğiz kim giyecek.”
 

 
“Ya Alkın valla giymem.”
 
Öyle şanssız bir insanım ki. 90+2 de yenildik. Başlarım böyle işe ben.
 
“Çilli hadi güzelim, hadi giy bekliyorum ben.”
 
Sinirle formayı alıp odama geçtim. Teoyla ikisinin keyfine diyecek yoktu. Çıkardığım formama üzgün bir bakış attım. Özür dilerim takım.
 
İğrenerek formayı giydim. Hiç de yakışmamıştı.
 
“Yenge az önceki forma neydi ya fıstık gibi olmuşsun?”
 
Alkın kolunu omzuma doladı.
 
“Nasıl da yakışmış.”
 
Saçımı öperken ben hiç mutlu değildim.
 
“Hadi çek de bitsin bu işkence.”
 
Telefonunu bana uzattı. Hızlıca bir tana çekip formayı çıkarmaya gittim. İçeri giderken Alkın’ın çoktan paylaştığını gördüm.
 
@alkın_seyitoglu: En büyük iki sevdam; bir sen bir arma @mehir_atay

 @alkın_seyitoglu: En büyük iki sevdam; bir sen bir arma @mehir_atay

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 
@mehir_atay: Bir daha bu görüntüyü göremeyeceksin.

@teoman.unal: @mehir_atay sizi daha çok sahaya gömeceğimizi düşünürsek uyan be yenge
 
@baturalpkaya: Teo ve Alkın’ın kudurmasını tercih etsem de yakışmış kaptan

🍀
 
 
 
 
 
  
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

BİR TAHAYYÜL MESELESİ | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin