İyi okumalar!
***
Eve geldiğimiz de Taehyung yerleştirmeyi bana bırakarak duş almaya gitmişti. Somurtsam da gülmüş ve aldıklarımızı yerleştirmiştim. Mutfakta ki işim bittiğinde çıkarak yatak odasına geçtim. Taehyung hala çıkmamıştı, hızlıca eşofmanımı üzerime geçirdim. Fırına koyduğum yemeğe bakmak için mutfağa geçtim. Tavuk ve sebzeleri soslayarak fırına koymuştum. Umarım severdi, kontrol ettikten sonra pirinç haşlama makinesine pirinçleri yıkayarak koydum. Üzerine de su ekledikten sonra makineyi çalıştırdım. Salona geçtim, onlar pişerken bugün aldığım notlara göz gezdirebilirdim. Masanın üzerindeki kağıtları alıp kucağıma koydum. İlk dersin notundan okumaya başladım.
"Ne yapıyorsun?" Taehyung saçlarını kurutmuş bir şekilde odaya girdiğinde bakışlarımı ona çevirdim.
"Ders çalışıyordum, saatlerdir banyoda duran sensin. O kadar saat ne yaptın anlam veremiyorum." Homurdanmama sırıttı, göz devirdim. Onu varlığını unutmaya çalışarak notlarıma geri döndüm.
"Ne yaptığımı gerçekten merak ediyor musun?" derin bir nefes verdim, bu gidişle derslerim de büyük düşüşler yaşayacaktım.
"Ders çalışıyorum şurada, kafamı meşgul etme." Sitemime gülerek yanımdaki boşluğa geçti. Gözlerimi ondan çekemiyordum. Yeni duş almıştı, kokusu şu an burnumu oldukça ferahlatıyordu ama bunu bilmesine gerek yoktu.
"Sorumun cevabını alamadım?" yutkunarak koltuğun en uç kısmına geçtim.
"Hiç merak etmiyorum, hadi git masayı kur." Gözlerimi zor da olsa ondan çekerek önümdeki kağıtlara çevirdim. Baksam da odaklanamayacaktım, elimdeki kağıtlar çekilince şaşkınca ona baktım. Kağıtları gelişigüzel masaya attıktan sonra üzerime eğildi. Gözlerimi kırpıştırarak ona baktım, sırtımı tamamen arkama yasladım. Üzerime tamamen eğilmişti ve yüzlerimizin arasında çok kısa mesafe vardı. Göğsüm heyecandan dolayı hızlı bir şekilde inip kalktığında Taehyung gülerek bana baktı ama bu durum benim hiç hoşuma gitmiyordu. Saçımın bir kısmını kulağımın arkasına sıkıştırdı, yüzüme daha çok eğildi. Göğsü göğsüme değiyordu. Gözlerimin içine öyle anlamlı ve güzel bakıyordu ki çekemedim. Dudaklarını, dudak kenarımda hissettiğimde derin bir nefes almıştım. Gözlerim kendiliğinden kapanırken dudakları bu sefer diğer kenara geçti.
Tanrı aşkına, beni öldürmeye mi çalışıyordu?
Dudaklarını dudaklarımın üzerinde gezdirmeye başladı, bastırmıyordu. Şu an acı çekiyormuş gibi hissetmem normal miydi? Dudaklarını bastırdı ve biraz bekledi, gözlerim hala kapalıydı. Hareketlenmeye başladı, alt dudağımı dudaklarının alarak ilk öptü daha sonra yavaşça emdi. Daha önce öpüşmemiştim, nasıl karşılık vereceğimi bilemiyordum. Ellerimde ellerini hissettiğimde irkildim ve yanlışlıkla dudağını ısırdım. Buna inleyerek ellerimi boynunda birleştirdi, kendi ellerini belime indirdi. Üst dudağımda oyalanırken beni bir düz şekilde yatırmış kendisinde üzerime uzanmış oldu. Nasıl bu pozisyona geldiğimizi bile anlayamamıştım, tecrübesiz bir şekilde karşılık veriyordum.
Öpüşmemiz devam ediyordu ki, Taehyung geri çekildi. Gözlerimi açtım, gözleri çok fazla koyuydu. Dudaklarını boynuma indirdi, şah damarımı öptü.
Zor da olsa dudaklarımı araladım. "Taehyung mutfağa gitmem lazım, fırında yemek vardı." Nefes alışverişim çok hızlıydı. Uzun bir sokağı baştan aşağı hızlıca koşmuş gibi. Kafasını boynumdan çekti ve birkaç saniye gözlerimin içine baktıktan sonra üzerimden kalktı ve elini uzattı. Benim ki kadar olmasa da onun da nefesleri hızlıydı. Elini tuttum, beni çekerek beraberinde mutfağa götürdü. Elimi çektim, devam eden fırını kapattım. Pirinç makinesi otomatik olarak kapanmıştı. Az önce yaşadığım heyecanı unutmaya çalışarak sofrayı hazırladım ve oturduk. Taehyung normal bir şekilde yemek yiyordu, utançtan geberiyordum. Ellerimle yüzüme doğru salladım, bu sayede Taehyung bakışlarını bana çevirmişti.