iyi okumalar!
***
Mutsuzdum, canım acıyordu. Kalbim ağrıyordu.
Onu göremeyeceğimi bildiği için ağrıyordu, acıyordu.
2 gündür odada tıkılı kalmıştım, sadece oturuyor ve açık televizyondan gelen sesler kulaklarımı ağrıtıyordu. Taehyung bir şeyler yapmaya çalışıyordu, sürekli aç olup olmadığımı soruyordu. İlgileniyordu, hastaneye geldiğimiz gün ultrason ile bebeğimin kalp atışlarını dinlemiştim. O da yanımdaydı ama herhangi bir tepki vermemişti. Nayeon bugün buraya gelecekti, gelmesini istemiyordum. Kimsenin gelmesini istemiyordum. Nasıl yalnız kaldıysam bu zamana kadar yine kalırdım. Nedensizce Nayeon'a karşı çok kırgındım. Odanın kapısı açıldığında bakışlarımı oraya çevirdim. Hepsi buraya mı gelmişti? İçeri girerlerken onları süzdüm. Hepsi acıdığına dair bakışlarını atacak kuru geçmiş olsunları diledikten sonra gideceklerdi. Bu hep böyle olurdu, ben Taehyung'ın arkadaşları için değersizdim. Ben hepsini arkadaşım olarak görmüştüm. Belki de annem doğru söylüyordu.
Yine de onlarla konuştum. "Hoş geldiniz." doğrulmaya çalıştığımda Taehyung gelip yardım etti. Onunda yardımını istemiyordum, psikolojim hiç iyi değildi. Hepsi karşılık olarak mırıldandı. Nayeon'a baktım, gözleri dolu bir şekilde yere bakıyordu. İşte ona bu yüzden kırgındım. Bana yardımcı olmuyordu, görünce ağlıyordu. Mutlu olmam gerekmez miydi? Bu benim için daha iyi değil miydi? İyileşmem için bir gelişme değil miydi? Ama kimse benimle konuşmamıştı, daha da mutsuz etmişlerdi. Sanki bir cenaze töreni varmış gibi hepsi buradaydı. Namjoon elindeki çiçeği odada bulunan tekerlekli masanın üzerine bıraktı. Kucağıma koyup birleştirdiğim ellerime baktım. Hissetmiyordum, hatta yemeklerimi Taehyung yediriyordu.
"Biz yanına gelemediğimiz için üzgünüz." konuşan Jin ile hiçbir tepki vermedim. Arkadaşları için üzülüyorlardı, benim için değil. Birçok şey için vakitleri varken yanıma gelip bir geçmiş olsun ya da tebrikler kelimesini ne söylemişlerdi ne de yanıma gelmişlerdi. İçten içe arkadaşlarını üzdüğüm için beni sevmediklerini de biliyordum. Cevap vermedim, duymamazlıktan gelmeye çalıştım, çünkü diyeceğim çok şey olurdu ama konuşmak istemiyordum. İçeri giren doktor ile herkesin başını oraya çevirdi.
"Ameliyat tarihlerini ayarladık, bunu sizinle paylaşmak için geldim." ruhum sıkışıyordu.
Taehyung doktora doğru ilerledi. "Beni çağırsaydınız keşke."
"Hastaya onaylatmamız gerekir." Taehyung sakince başını salladı. Doktor elindeki dosyanın kapağını açtı. "Doğumu 2 hafta sonra bugün olacaksın, bir gün uyutulup dinlendikten sonra da beyin ameliyatına gireceksin." Onu görmeme izin vermeyeceklerdi.
"İkinci ameliyat için bir gün bekleyeceksem, lütfen bebeğimi görmeme izin verin." doktor üzgünce bir derin nefes verdi.
"Vanessa direncine bağlı bir şey bu, hata olmaması lazım. O ameliyata dinlenmiş ve güçlü bir şekilde girmen gerekiyor." başımı iki yana salladım, beni anlamıyorlardı.
"Bakın sonumun ne olacağı belli değil, ben bebeğimi görürsem o ameliyata dediğiniz gibi girerim. Lütfen sadece 5 dakika."
"Buna tek başıma karar veremem, meslektaşlarıma danışmam gerekiyor. Onlarla konuştuktan sonra size haber veririm." başımı salladım ve Tanrıya dua ettim. Ameliyata gireceğim için imza attım. Doktor sonra odadan gitti. Taehyung'ın arkadaşları sessiz kaldılar, sonra gittiler. Nayeon kalmak için ısrar etse de gitmesini söylemiştim. Kırılmıitı ve bunu belli de etmişti. Ama ben de kırılmıştım ve düzelmeyecekti.