İyi okumalar!
***
Acılarım hep benimle birlikteydi. Ne fiziksel olarak ne de ruhsal olarak beni terk edemiyorlardı. Bana bağlı yaşıyorlardı, gitmelerini çok isterdim.
Onlardan kurtulmayı çok isterdim.
Başıma giren ağrıyla gözlerim açıldı. Odaya güneş vuruyordu, hava daha yeni aydınlanıyordu. Kafamı hafif kaldırdım ve etrafta kısık gözlerimi gezdirdim.
Kim Taehyung koltuğa oturmuştu, bacakları açıktı. Kafasını eğmişti ve elleriyle gözlerini tutuyordu. Kafamı geri yastığa yatırdım, başımın ağrısı hiç geçmeyecek gibiydi. Kendimi yorgun hissediyordum, gözlerimi kapatayım, birkaç gün boyunca açılmasın istiyordum.
"Taehyung?" bakışlarım ondaydı. Elleriyle gözlerini sildi ve bana baktı. Gözlerinin içi kıpkırmızıydı. "Sen, ağladın mı?" diliyle dudaklarını nemlendirdi. "Ne zamandan beri buradayız?" gözlerini benden çekti, yerdeki fayanslara bakmaya başladı.
"Neredeyse iki gündür uyuyorsun." Şokla dudaklarım aralandı. En fazla birkaç saat uyuduğumu düşünüyordum. "Daha önce hiç burnun kanamış mıydı?" neden bunu soruyordu? Buraya gelmeden önce bir iki kez burnum kanamıştı ama öyle şiddetli değildi. Tansiyonum düştüğü için kanadığını biliyordum.
Cevap verdim. "Bir iki kez olmuştu." Gözlerini yumdu, kafasını geriye yasladı. "Bir şey mi oldu, Taehyung?"
Lütfen Tanrım, bir şey olmamış olsun.
"Uyuduğun süreç boyunca birkaç test yaptılar. Sonucu sen uyanınca açıklayacağını söylediler. Ben gidip doktoru çağıracağım." Ayağa kalktı, bakışları bana hiç uğramadan odanın ışığını açmıştı ve gitmişti. Alt dudağımı dişledim, kendimi hiç iyi hissetmiyordum. O illet hastalıktan sadece kısa süreliğine kurtulmuştum. Bu sefer daha beteriyle baş başa kalacaktım.
Tanrı, yaşamamı istemiyordu.
Ağrıyan başımı ovdum, neden bu kadar şiddetliydi? Odanın kapısı açıldığında başımı bıraktım, olduğum yerde zor da olsa doğruldum. Sırtımı yatağın başlığına yasladım ve içeri giren Taehyung ve erkek doktora baktım. Doktor 40'lı yaşların başındaydı ve hafif kiloluydu. Taehyung ile göz göze geldim. Ağlayacak gibi duruyordu, derin bir nefesi içime çekmeye çalıştım. Boğazımdaki yumru yüzünden nefes alamıyormuş gibi hissediyordum.
"Nasıl hissediyorsun kendini?" Taehyung'ın gözlerinden çektim gözlerimi. Ellerime baktım, titriyordular.
"Baş ağrım oldukça fazla." Kurumu ş dudaklarımı dilimle nemlendirdim. Bakışlarımı doktora çıkardım. "Rica etsem ağrı kesici verir misiniz? Ağrıyla baş edemiyorum."
"İlk önce sana soru soracağım, cevaplandırdıktan sonra zaten ilaçlarını vereceğim."
İlaçlar, birden fazlaydı.
"Bana regl tarihleri söyler misin?" aklımı kurcaladım, hatırlamaya çalıştım.
"En son iki ay önce olmuştum." Başını salladı ve elindeki sekreter dosyadaki kağıda bir şeyler karaladı.
"Vücudunda uyuşmalar hissetmiş miydin?" başımı iki yana sallayarak cevap verdim. "Unutkan mısın?"
"Çok küçük şeyleri bazen unutuyorum, büyük derece değil." Kendimi tedirgin hissediyordum. Taehyung gözlerime baksa daha iyi hissedecektim ama bakmıyordu. Dağınık saçlarıyla o kadar güzeldi ki.