0.9

692 57 22
                                    

İyi okumalar! 


***

Gözlerimi açtığımda deri koltukta uzanıyordum, buraya nasıl gelebilmiştim? Kaşlarımı çatarak olduğum yerden doğrularak oturur pozisyona geçtim. Ellerimle gözlerimi ovaladım ve bakışlarımı etrafta gezdirdim, burada tektim. Ayağa kalktım, olduğum odadan çıktım. Uzun bir holü vardı, açık mutfak kapısını gördüğümde sersem bir şekilde oraya ilerledim. Taehyung ocağın başındaydı ve tavada bir şeyler pişiriyordu. Beni fark edip baktığında mutfaktan içeriye girdim.

"Neredeyiz?" bakışlarını önündeki yemeğe çevirdi.

"Daegu'daki evimdeyiz."

Dudaklarım aralandı. Bunu fark ettiğimde mimiklerimi toparladım ve sordum. "Neden buradayız?" omuzlarını silkti, beni cevaplandırmadı. "Sana diyorum, Taehyung?" Ondan cevap beklememe rağmen beni umursamıyordu, tüm dikkati önünde yaptığı yemekti. "Senin bir sevgilin var, benim burada bulunmam yanlış, lütfen geri gidelim." Derin bir nefes verdi, ocağın altını kapattı ve tavayı ocaktan alarak tezgahın üzerine bıraktı. Tavuk sote yapmıştı, her ne kadar acıkmış olsam da bu doğru değildi. Konuşacaktık sadece neden buraya kadar gelmiştik ki?

"Artık bir kız arkadaşım yok, birkaç gün burada kalacağız? Bir yere gitmiyorsun ya, acele etme." Yutkunarak ona baktım. Daha hiçbir şey belli değildi, evet burada onunla kalmak istiyordum ama engelim vardı şu an. Her şey hallolmuş değildi.

"Ne zaman ayrıldın?" iki tabak çıkardı ve yemekleri tabaklara tahta kaşık yardımıyla koydu.

"Gelirken." Kısa cevaplar verip beni sinirlendiriyordu. Daha fazla soru sormayarak bar sandalyelerden birisine yerleştim, somurtarak beklemeye başladım. Onunla hem konuşmak istiyordum ama oldukça da çekiniyordum. Tabakları karşılıklı koyduktan sonra çatalları da yanlarına yerleştirdi. Buzdolabından kola şişesini çıkardı ve tezgahın üstündeki bardaklara koydu. Bardakları da yerleştirdikten sonra eliyle saçlarını geriye attı ve karşıma oturdu. Beni takmadan önündeki yemeğe başladığında derin bir nefes alarak çatalımı aldım ve yemeğe başladım. Çatalımın ucuna küçük tavuk parçasına batırdım ve ağzıma atarak çiğnemeye başladım. Birkaç çiğnemeden sonra ağzımdaki yiyeceği zorla yuttum. Tanrı aşkına o kadar tuzluydu ki! Taehyung'a baktım, çatalını bırakmış yemeğe kötü bakışlar atıyordu. Yemeğin tadı sanki çok güzel olmuş gibi küçük bir mırıltı çıkardım. Bakışlarını bana çevirdi.

"Gerçekten tuzdan ibaret olmayan şeyi beğendin mi?" başımı salladım ve bir çatal daha alarak gözünün içine bakarak dudaklarımın arasından gönderdim. "Seni zehirlemek istemiyorum." Dedikten sonra ayaklanmış tabağımı önümden almıştı.

"Taehyung-ah, tamam biraz fazla tuzlu ama çöpe atma. Ben onu halledeceğim."

Kaşlarını çattı ve tabağı tezgahın üzerine bıraktı. "Nasıl halledeceksin?" gülümsedim ve omuzlarımı silkerek ayağa kalktım. Taehyung'ın tabağını alarak tavaya geri koydum, kendi tabağımı da hallettikten sonra bakışlarımı Taehyung'a çevirdim.

"Patates var mı?"

"Patatesi ne yapacaksın?"

Gözlerimi devirdim. "Sen ver işte." Bu sefer o gözlerimi devirmişti. Dolaptan bir adet patatesi çıkardı ve elime tutuşturdu. Çekmeden büyük bir bıçak çıkardım ve lavabonun içine soymaya başladım. Tamamını soyduğumda dört dilime ayırdım. Tavayı ocağa geri aldım, altını orta şekilde açtım. Soteye biraz su ekledikten sonra bir dilim patatesi de ekledim ve kapağını kapattım.

Let Me Die | TaehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin