iyi okumalar!
***
Ne kadarım kalmıştı? Bebeğim sağlıklı bir şekilde doğmuş muydu? Ölmüş müydüm? Neden hissizdim?
Her şey bitmiş miydi? Sonunda bitecekti ama bebeğimi göremeyecek miydim? Ölürken evet onu gördüm, rahatlıkla ölebilirim diyemeyecek miyim?
Gözlerim açıldı ve yataktan hızlı bir şekilde doğrulmaya çalıştım. Göğsümde duran şey doğrulmamı engelliyordu. Durdum ve gözlerimi etrafta dolaştırdım, kollarımda kablolara bağlanmıştı. Ağzımda solunum cihazı vardı.
"İyi misiniz?" başımı olumlu anlamda salladım. Karnıma baktım, inmişti. Bebeğim iyi miydi? Endişeli gözlerimi hemşireye çevirdim. "Merak etmeyin ameliyat iyi geçti, artık daha sağlıklısınız." Kaşlarımı çatarak ona baktım. Kolumdaki ve az önce göğsümde gördüğüm kablolar yüzünden yüzümdeki maskeyi çıkartamıyordum. "Doktorları çağırmam gerekiyor." Yoğun bakımdaydım. Hemşire açılan kapıdan çıkmıştı ve kapı hemen kapanmıştı. Taehyung neredeydi? Bebeğim neredeydi? Kalbim sıkışıyordu, çok hızlı atıyordu. Yanımdaki makine ötmeye başladığında oraya baktım. Bir sezaryen doğum için fazla değil miydi bunlar? Doğumdayken bir şey mi olmuştu? Odaya giren 5 doktorla bakışlarım oraya kaymıştı. Hızlıca beni gelip kontrol etmeye başladılar. Gözlerime lazer tutulmuştu, öten makine durdurulmuştu. Heyecanlandığım için böyle olduğunu söylediler. Sonunda akıl eden doktorlardan birisi maskeyi çıkardığında derin bir nefes verdim.
"Bebeğim iyi mi? Ameliyatta bir şey mi oldu, bunlar fazla değil mi?" hızlıca sorduğum soruyla doktorlar birbirine baktı. Bebeğime bir şey olmuştu.
"Vanessa, nasıl bahsedeceğimizi bilmiyorum." duraksadı ve ellerini önünde birleştirdi. "Doğumundan 5 saat sonra ameliyata almak zorunda kaldık, direncin çok düştü ve ölecektin." donup kaldım, ameliyat olmuştum? Ve yaşıyor muydum? "2 aya yakındır uyuyorsun, biliyorum çok zor. Ama mecburduk, bebeğinin durumu çok iyi. Hatta 2 hafta önce hastaneden çıkarıldı." Taehyung nasıl izin verebilmişti? Bu ameliyatta ölebilirdim ve bebeğimi göremeyebilirdim. "Bay Kim'e haber verdik, en kısa zaman içerisinde burada olacaktır." Daha sonra tüm kablolardan kurtulmuş normal bir odaya alınmıştım. Bebeğimi görebilmek için o kadar çok heyecanlıydım ki. Kapı açıldı ve Nayeon elinde bir pusetle girdi. Gözleri dolu doluydu ve yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Gelip puseti bacaklarıma bıraktı. İçindeki bebekle göz göze geldim, parmağını emiyordu. Gözleri ela gibiydi, kavruk bir teni vardı. En çok Taehyung'a benziyordu. Gözleri hariç oydu. Gözleri kocamandı ve çok hafif bir çekikliği vardı. Donup kalmıştım, çok güzeldi. Ben onu hak etmiyordum.
Ben onu bırakıp gidecektim.
Parmağını emmeyi bırakıp elini bana doğru uzattı, şoktaydım. Sadece uzattığı ele bakabiliyordum. Ağlamaya başlamasıyla korkarak Nayeon'a baktım.
"Seni istiyor, kucağına alsana." Beni teşvik etmeye çalışıyordu.
"Ben korkuyorum." yutkundum ve hala ağlayan bebeğime baktım. Bu sefer odanın kapısı açıldı ve Taehyung girdi. Göz göze geldik, yutkunarak bana baktıktan sonra bakışları pusete kaydı. Hızlıca gelip pusetten onu çıkardı. Alışmış gibiydi, kucağına alırken tereddüt etmemişti. Nayeon bana sarılıp odadan çıktı.
"Neden kucağına almadın?" sırtını sıvazlarken susmuştu.
Bakışlarımı elime çevirdim. "Korktum."
"Al hadi." uzatmasıyla yutkundum.
"Ya düşürürsem?"
"Aç kollarını." açtığım kollarıma bıraktı. O kadar kasıntı duruyordum ki, bana bakan bebeğe ağlayacaktım. İşaret parmağımın ucuyla yüzüne dokundum. Yumuşacıktı.