Bölüm 23

147 18 4
                                    

Uzandığım yataktan doğrulup pencereye yönelmiştim. Güneşin belli belirsiz bir küme bulutunun altından ışığı süzülüyordu.

Eline aldığı süpürge ile yere düşen yaprakları küçük bir tepe halinde topluyordu. Önüne düşen sarı perçemini eli ile düzeltirken başını yukarı doğru uzatmıştı. Beni farketmişti. Elini bana sallamak için uzattığında hızla geri çekilmiştim. Onu bir haftadır görmemiştim. En son boşanma konuşması yapıp gitmişti. Ne zamandır eve uğramıyordu. Defne'ye erken saatlerde yemekleri getirip gidiyordu.

Bugün o gündü. Boşanıyorduk.

Kapıya birkaç adımda ulaşıp hızla merdivenleri inmiştim.

- Gelmiş.

Defne'nin sözlerine karşılık başımı hızla sallayıp bahçeye ulaşmıştım.

Koca bir poşete kenara ayırdığı yaprakları dolduruyordu.

- Yasir!

Seslenmemle başını bana doğru çevirip gülümsemişti.

- Hazırsan gidelim vakit geliyor.

Tek söyleyeceği kelime bundan ibaretti sanırım. Artık daha fazlası değildik. İki yabancı iken şimdi resmiyette de iki yabancı olacaktık. Sanki hiç bir şey yaşanmamış gibi geçip gidecekti.

- Hazırım gidelim bir önce bitsin bu iş.

Parmaklarına geçirdiği siyah eldiveni poşetin içine bırakıp cebinden araba anahtarını çıkarmıştı.

Bahçe kapını açtıktan sonra arabaya binmiştik. En son bu arabada onu tokatladığımı hatırlamıştım. Beni zoraki olarak kaçırdığı o anlar gelmişti aklıma.

Ehliyet kemerimi taktıktan sonra yola çevirmiştim bakışlarımı.

Yüreğimde bir sızı oluşmuştu. Hala merak ettiğim şeyler vardı. Yasir'i çözememiştim. Aslında nasıl birisiydi? Ne yaşamıştı? Hayatını nasıl geçirmişti?

Sarı düz saçlarını kulağının arkasına doğru sıkıştırıp vitesi değiştirmişti. Gaza bastığında bedenim öne savrulmuştu. Kafamı çarpmaktan son anda kurtulabilmiştim.

- Biraz yavaş süremez misin!

Gaza daha hızlı bastığında araba asfaltta kayıyor gibiydi. Ana yola çıkmıştık. Önümüze gelen kamyonları birer birer sollarken korku kat sayım artmıştı.

- Sana diyorum yavaş sür!

Aniden firene bastığında araba tamamen durmuştu.

- Biran önce bu iş bitsin istiyorsun sanmıştım. Yalan mıydı?

Kapıyı tuttuğum elimi çektikten sonra aceleyle kendimi dışarıya atmıştım. Eğer daha fazla sürerse eminim ki kaza yapacaktık.

- Asuman bin şu arabaya hemen!

Arkamdan gelmiş ve kolumu Sıkıca kavramıştı.

- Binmeyeceğim.

Kolumdaki parmakları daha da sıkılaşmıştı. Acıtıyordu.

- Çek şu elini!

- O arabaya binilecek Asuman. Hadi.

Elini çekip beklemeye başlamıştı.

- Ölmemi istiyorsun değil mi Yasir?
Şimdi bana burda her şeyi açıklayacaksın! Benimle neden evlendin ve şimdi neden boşanıyorsun?

Hazar VaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin