Final

301 13 9
                                    

Hazar elinde tuttuğu defteri parçalara ayırırken uçuşan yaprakları izliyorduk. Etrafa saçılmış sözler birer birer çöp parçasına dönüşüyordu. Benim için anlamsız olan o sözler şimdi kayboluyordu.

Hazar bir adım geriye doğru giderken siyah saçlarını parmakları ile asılmıştı.

- Kahretsin! Bu böyle olmamalıydı. Duygularım benim içimde ölüp gitmeliydi. Ben ne suç işledim he Yasir? Kardeşim ben ne yaptım da bu duygu beni esir aldı söyle bana!

Hazar, Yasir'in boynuna ellerini dolamıştı. Bir af bekliyordu belli ki. Ama sevmek suç değildi. Sadece geç kalınmışlık bir suçtu. Ben evliydim. Hazar seçimini yapmıştı o gün. Beni bir başıma düğün salonunda bıraktığı gün kendi seçimini yapmıştı. Ve bende yapmıştım. Şu an buradaydım. Yasir'in yanında. Hazar ise bir maziydi artık. Anılarımda kaybolmuş bir isti şimdi.

Yasir abisini hafifçe kendinden iterken gözlerime bakmıştı. Adımları hızla kapıyı bulmuş ve öylece gitmişti. Ardında bıraktığı ben ise yapayalnızdım şimdi.

Ve o an onun gidişini izlediğime pişmanlık duymuştum. Halbuki o olsa beni takip edip peşimden gelirdi. Yapmamıştım işte. Öylece kalakalmıştım her zamanki gibi.

3 Sene Sonra

Ağaçların bir ninnisi vardı. Rüzgarın tatlı mırıltısı her bir yaprağa dokunurken bir zikir ile eşlik ediyorlardı sabaha.

- Hadi kız uyan uykucu!

Zeynep eline geçirdiği yastığı bana fırlatırken uzandığım yataktan doğrulup gülümsemiştim. Her zamanki gibi beni döverek uyandırıyordu yine. Anne olsa da o çocukluğunu bırakamamıştı bir türlü.

- Ada hadi gel annem teyzeye yastık atalım.

Minik parmakları bir yastığı kaldıramayacak kadar küçüktü. Ama kahkahalar eşliğinde annesine yardım ediyordu kerata.

- Bu haksızlık ikiye karşı birim ama.

Annem odadan çıkıp geldiğinde ellerini kaldırıp bizi sofraya çağırmıştı.

Bir koşu gelip anneme sıkıca sarılmıştım.

Koluma nerden geldiğini bilmediğim bir fiske yediğimde Zeynep hala bana yastık fırşatmakla meşguldü. Ahh ah bu kız beni rahat bırakmayacaktı bir türlü. Kendisi yetmezmiş gibi mini boyu da vardı şimdi " Ada".

- Hadi kahvaltı yapalım artık acıktım ayol.

Sesimi inceltip kalınlaştırmamla Ada kahkahalara katılıp hoplamaya başlamıştı. Çocuklar hep masumdu işte. Küçücük şakalar onları eğlendiriyordu böyle.

...

- Al bakalım annecim şunu da ye. Heh aferim kızıma.

Zeynep kızına yedirmekle meşgulken annem ellerini kaldırmıştı.

" Ben Ada'yı parka götürürüm siz işinize bakın"

Annem işaret dili ile söylediğinde kafamı sallamıştım.

- Çıkalım o zaman biz Zeynep. Kuran Kursun'dan sonra uğrayacağımız yerlere uğrarız.

Zeynep krem rengi mantosunu üstüne geçirip şalını bağlamıştı. Bende siyah elbisemin üstüne siyah mantomu giyip eşarbımı bir çırpıda düzeltmiştim.

Bugün çok iş vardı. Hepsini halledebileceğimizden şüpheliydim.

Ayakkabılarımızı hızla giyerken merdivenlerden inmiştik.

Hazar VaktiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin