20.Abis

310 52 12
                                    

Abis:Deniz ve okyanuslarda Güneş'in ulaşamadığı en derin kısma, yere denir. Esasen Türkçe bir kelimedir, kökeni Yunanca dipsiz anlamına gelen Abyssos'tan gelir.

Abigail korkunç bir ikilemin ve korkunun içerisindeydi, Will'in bir şeyler şüphelendiğini anlamak için büyük bir kahin olmasına gerek yoktu ayrıca cesedin bu şekilde bulunmaması gerekiyordu.
Bir şekilde dışarı çıkmalı ve babasıyla sözleştikleri yerde buluşup ona olanları anlatmalıydı. Babasının yakalandığını bile düşünmek istemiyordu çünkü bu tüm güzel şeylerin sonu olurdu.

Onu yaşarken bir kez daha kaybetmeye dayanamazdı.

Yeterince küçük yaşında acı çekmiş ve katlanmaması gerekecek kadar fazla şeye katlanmıştı.

Howard'ın nefeslerinin biraz daha düzene girdiğini anladığında yavaşça evi dinledi, teyzesi koltukta uyuyakalmıştı ve göğsünün inip kalkmasına bakılırsa uzun süre bu şekilde kalacağa benziyordu. Yavaşça Howard'ın üstünü örttü ve kendi yatacağa yere yastığını örtünün altına sıkıştırarak orada uyuyormuş süsü verirken sessiz kalmaya çalıştı.

Ardından paltosunu alıp elinden geldiğince çabuk ve sessiz bir biçimde karanlığın kollarına süzüldü.

Ormana giden patikanın kenarında çalıların sakladığı küçük bir taşlık yol daha bulunuyordu, yine gölün kenarına çıkıyordu fakat çok daha gizli ve buluşulmaya müsaitti. Abigail endişeyle kafasını sağa sola çevirip birinin onu izleyip izlemediğine baktı, ellerini cebine sokarak soğuktan kızarmaya ve uyuşmaya başlamış olan burnunu ovdu.

Kıyafetleri bu havaya pek de uygun sayılmazdı ve yenilerini alacak paraya da sahip değildi.

Çalıları bacaklarına batmaması için küçük hareketlerle yanına aldı ve ilerlemeye başladığında orada kim olduğunu bildiği gölgeye büyük bir sadakat ve endişeyle koştu. Bir katilden çok bir balıkçıya benzeyen Garett Jacob Hobbs her şeyden çok sevdiği ve her şeyi onun için yaptığı kızına sarıldığında Abigail kocaman gözlerini ona bugün olanları anlatmak için açtı ve daha çok böyle kalmak istese de ondan sıyrıldı.

"Hannibal Lecter geldi. Annem hakkında bazı sorular sormak için."

Derin bir sessizlik oldu ve Garett kızını daha fazla anlatması için teşvik ederken bir eliyle sakalını kaşıyordu. Cinayet hakkında ne bulduklarını bilmiyordu çünkü Jack Crawford cinayet hakkındaki detayları sızdırmanın katili bulmada ne kadar büyük bir dezavantaj olduğunun farkındaydı. Amaç her şeyi bildiğini düşündürüp asla elini göstermemekti.

 Kimin av ve kimin avcı olduğu asla belli olmamalıydı.

Ayrıca Hannibal'ın polis güçlerinin yanında yer alması oldukça gülünç bir durumdu, polis gerçek şeytanın yanlarında dolandığını anlayamayacak kadar aptaldı.

Onlara ne kadar yardımcı olmuştu ya da başka bir şeyi anlamalarına yardım etmiş miydi emin değildi ama iki katil arasında yapılan anlaşmanın bundan daha ağır basacağını düşünüyordu.

Elinde onun elinden almak için büyük kozlar saklıyordu ve Hannibal Lecter'ın bunu düşünmeden onu bir çırpıda ele vermesi oldukça düşüncesiz bir davranış olurdu.

"Sana ne sordular?"

diye sordu soğuktan ellerini ovuşturan kıza bakarak.

Abigail'ın bu çalkantılı dönemde onunla birlikte olmasını tercih ederdi fakat eğer o da annesinin ölümüyle birlikte kaybolmuş olsaydı bunu kendisinin yaptığını düşünürlerdi, Garett bu kasabadan kızıyla birlikte alnının akıyla çıkmak istiyordu.

Lost/HannigramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin