23.Coup de grâce

344 53 12
                                    

"Coup de Grace:Can çekişen birinin  acısını sonlandırmak için vurulan ölüm vuruşu, Merhamet vuruşu olarak da kullanılır."

"Böyle bir sanat eserini yemek istediğimden emin değilim."

dedi Will Hannibal'ın sadece özel misafirleri için donattığı masasında rahatsızca kıpırdanırken.

Böyle yemeklere ya da Hannibal gibi biriyle yemek yemeye alışkın olmadığı her halinden belliydi. Yemek hazırlama süreci sessizlik içerisinde geçmiş ve sadece yemek hakkında konuşmuşlardı. 

Bu son bir saattir Will'in ağzından çıkan en uzun cümle olabilirdi.

"Yediğim hiçbir sanat eserinden pişman değilim William."

dedi Hannibal ardıç tohumlu kuzu incik etinin yumuşak dokusunu bıçağıyla dikkatli bir şekilde ikiye ayırırken.

Will her konuştuğunda ona olan arzusu daha fazla artamayacağını düşünse de kabarıyordu, beklemesi gereken uzun bir plan yapsa da çabucak onun olmasını istiyordu. Onu ilk gördüğü andan beri bir olacakları zaman için saniyeleri ve saatleri sayarken ondan böylesine uzak olmak çok zor geliyordu. Zihinlerinde zaten yaratılışlarıyla bulunmuş bir bağın gerçekliğe dönüşmesi için bunca sene yalnızlığa katlanmak zaman gibi bir katil için bile acımasızcaydı.

Daha sonrasında sanki bir şeyi unutmuş gibi sandalyesinden kalktı ve bir rahip olarak görünmesine rağmen kasabanın en büyük şarap mahzenine sahip olduğunu bilmenin keyfiyle dolaplardan birini açarak kadehleri çıkardı.
Normalde bunu çok daha önce yapmış olması gerekirdi fakat düşünceleri onu bambaşka bir evrene sürüklemiş ve dikkatini dağıtmıştı.

Bir gözü hala ne yapacağından emin olmadığı Will'deydi , aklına yemek partileri verdiği zamanlar gelmiş ve ister istemez onunla Floransa'yı özdeşleştirmişti. 

Eğer Floransa'da Will'le birlikte olsaydı her gün La Primavera'ya bakmaya gidebilir, Hannibal onu artık ezberlediği yaşam dolu sokaklarda dolaştırabilirdi. Tüm bu haber, planlama ve olaylardan habersiz bir şekilde yemeğini ikiye bölmeyi başaran Will Hannibal onun tabağının yanına şarapla dolu kadehi koyarken ağzına bir parça almakla meşguldü.

"Umarım sana hitap eden bir yemektir."

dedi Hannibal tekrar yerine otururken.

Will'in damak tadını bilebilmek ve ona hitap edebilmek sadece kendisinin yapabileceği bir şey olmalıydı sadece doymak için yemek yemekten ilerisine gidebilmeliydi onunla.

Ardından Will'in yemekler açısından hiçbir his beslemeden sadece ağzına tıkıştırdığı gerçeğini hatırladı, bu özelliği kesinlikle değiştirilmeliydi.

"Kilisenin yemeğinden iyi."

Duraksayarak yanlış anlaşıldığını düşündüğü için ekledi.

"Karşılaştırarak hakaret etmiş olurum."

Hannibal ona küçük bir gülümseme sunarak çatalının ucundaki eti ağzına attı ve gözlerini kapatarak kendini zihin sarayının en huzurlu noktasına getirmiş gibi derin bir nefes aldı.

"Bana hiçbir soru sormadın. Anılarımı geri getirmeye de çalışmadın."

Will bir oyuncak gibi oynadığı çatalını şimdi bırakmış, doğrudan ona bakıyordu.

Hesap sormadan oldukça uzak bu ses tonu Hannibal'ın zihninin bulutlanmasına sebep oldu, ne kadar hatırladığını ya da ne hatırladığını tam olarak bilmiyordu. Will eğer o gece neler olduğunu anlarsa Hannibal'a şuan olduğu kadar güvenmez ve onun arkasından iş çevirmeye çalışabilirdi.

Lost/HannigramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin