6.Saudade

478 77 7
                                    

Saudade:"Bir kimsenin yokluğunda hissedilen derin özlemi ve bir zamanlar kaybettiğin bir şeyin bir daha asla senin olamayacağını anladığın an yaşadığın his"

Hannibal'ın sözleri ve karşı konulamaz sakinliği karşısında elini belli belirsiz saçlarının arasından geçiren Alana istediği vedayı ettiğinden emin olduğunda Will'i bıraktığı çardağa doğru yöneldi. İçindeki boşluk hissi çığlık atma hissiyle yarışıyor ve ruh hali andan ana değişiyordu. Buraya kadar bunun için geldiğine inanamıyordu.

Eğer o olmasaydı Hannibal'ın sözlerinin ardından buradan çıkar ve bir daha asla geri dönmezdi ama öfkesini dizginlemek zorundaydı çünkü Will'in iyi olması her şeyi yapacağına dair kendine söz vermişti. Bunun için Hannibal'la olan yıkılmış kişisel ilişkisini bir köşeye bırakıp iyileşmesini gerçekten bütün kalbiyle istediği bir hasta konusunda tamamen profesyonel bir konuşma içerisinde bulunabilmeliydi.

Boğazındaki yumrunun geçmesini beklerken çardağa ulaşmasını sağlayan son yol ayrımını döndü fakat Will'i çardak yerine kırmızı güllerin arasında buldu. Uzun ve sıyrıklarla dolu ince parmaklarını kırmızı bir gülün çevresine uzatmış sanki biraz daha sert dokunsa parçalayabilecekmiş gibi narince üzerinde gezdiriyordu. Başını yana eğdiği için neredeyse gözlerinin içerisine girecek bir açıyla eğrilmiş kıvırcık saçlarının ona verdiği rahatsızlığı umursamadan gözlerini tamamen farklı bir gerçekliğin içerisinde açmış güllere veren Will Alana'nın onun yanına gelişini umursamamıştı.

Onun varlığı sanki kendi zihninin içerisinde oyunlar karşısında önemsiz ve yalnızlığı eşsizdi. Alana onun bazen neyi düşünerek hareket ettiğini bilmiyordu, bilinç altı kendi benliğinin zihnine karşı güçlü olmamasından faydalanarak daha çok öne çıkıyor ve günlük yaşantıda kolaylıkla dil sürçme ve mırıltıların önüne geçebiliyordu. Kolaylıkla ona zaman algısını unutturmayı başarabiliyordu.

"Will."

diye fısıldadı ona yakın bir biçimde.

Genç adamın omuzları ismine karşılık verircesine titredi ve parmaklarını gülden ayırdı. Gözlerini birkaç kez kırpıştırarak elleriyle Alana netleşene kadar ovuşturdu. Uykusuz olmanın verdiği tüm yorgunluk hissi gözlerinin üzerine bir perde gibi çökmüştü ama içinde en ufak bir yatma isteği yoktu.

Bu tezatlığın içerisinde kıvranarak Alana'nın ona veda edeceğini tahmin etti, bu yolculuğa başladıklarında ona yemeğe kalamayacağından bahsetmişti. Gökyüzüne baktığında saatin kaç olduğundan emin olamadı ama gitme vakti gelip çatmıştı. Ona hangi arkadaşlarıyla buluşacağını söyledi fakat ona sırrını söylemediği ve Hannibal karşısında öylece döküldüğü aklına gelince tekrar dudaklarını birbirine mühürledi çünkü suçluluk duygusuyla kavrulup dururken zaten içinde bulunmayan konuşma hissi daha da dibe inmesine yol açmıştı.

"Gidiyorsun."

Aralarında uzun bir sessizlikten sonra Alana gözleriyle onun dudaklarını buluşturdu fakat bunu yapmak istediği zaman şimdi değildi. Bir kez daha biriyle her şeyden emin olmadan bir ilişki yaşamayacaktı. Küçük bir umut kırıntısıyla önüne atlayıp her şeyini vermeyecekti. Sadece Will'in iyi olmasını istiyordu, hoşlantı hissini bu şekilde kenara bırakacak kadar değer veriyordu ona.

Kollarını omuzlarına sararak ona sarıldı ve kokusunu içine çekebildiği bedenin bu sarılmaya karşılık vermesiyle yüzünde ufak bir tebessüm belirdi .Will'in omuzları titriyordu ve bu ani dokunma karşısındaki şaşkına dönmüştü ama kişisel alan ihlali konusunda bir rahatsızlık yaşamamıştı. Onun sarılmasına karşılık vermek istemişti. Bunu duyduğu suçluluk hissini telafi etmek için mi yapmıştı yoksa bunun tamamen yabancı sulara yelken açacağını bildiğinden tutunmak istediği küçük güven kırıntıları mıydı emin değildi. Duyguları konusunda her şey çok karışıktı. Kocaman bir fırtınanın içerisindeydi ve neyi neden yaptığı konusunda hiçbir fikri yoktu. Her hücresiyle desteklediği ve hemfikir olduğu şey bunu yapmak istediğiydi.

Lost/HannigramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin