33.Quatervois

316 47 10
                                    

Quatervois: Seçim yapılması gereken kısım, bir kişinin hayatını değiştirebilecek seçimler, dönüm noktası

"Kafan karışık görünüyorsun William."

dedi Hannibal şaraplarını doldururken.

Will masanın ön tarafına kalçasını dayamış ve parmaklarıyla ritim tutuyordu. Gözleri kapalıydı ve onun bu sorusunu duymaması veya duymazdan gelmesi şaşırtıcı değildi. Buna rağmen Hannibal onun farklı davrandığını düşünüyordu ya öpüşmelerinden dolayı nasıl davranacağını bilmiyordu ya da o gece hakkında bir şeyler hatırlamıştı ve bunu ondan saklamaya çalışıyordu.

Onun gibi bir zihnin karşısına çıkıp hesap sormayacağı kesindi, Hannibal onun neye evrildiğini çözemiyordu. 

Onunla fiziksel temasta bulunduğundan beri çok daha fazlasını istiyordu ve bu arzu istemediği dürtülerin ortaya çıkıp mantıklı olanların dibe batmasına sebep oluyordu.

Hannibal bu şekilde savunmasız hissetmeye alışık değildi, yıllarca kalesinde kalmış bir adamın şimdi hiç korunma olmadan dondurucu rüzgara maruz kalmasından farksız hissettiriyordu bu.

Will ona verdiği şarap kadehini kavrarken parmakları birkaç saniye temas etti, Hannibal parmaklarını onun üstünde tutarak Will'in geri çekilmesini engelledi ve dosdoğru gözlerine baktı. Ne sorunu olduğunu öğrenmek istiyordu ve Will'in böylece sessiz kalmasıysa zihnindeki düşünceler için iyi değildi.

"Abigail hakkında düşünüyordum. Burada ne kadar kalacak? Ya da bir geleceği olacak mı? Olanlar konusunda çok zarar gördü."

dedi Will yavaşça ondan kadehi alırken. 

"Ona göz kulak olacağız William. Onun babaları olacağız."

Hannibal şarabından bir yudum aldı ve Will'in onun babasını öldürme konusundaki suçluluk ve bir parça boşlukla kıvranışını hissetti.

 Onun yanında durdu.

"Garett Jacob Hobbs konusunda kendini suçlama."

Will'in bakışları değişmedi.

"Onunla empati kurdun mu? Buraya geldiğinde nasıl hissediyordu?"

Will elleriyle oynarken küçük bir sessizlik oldu.

"Abigail için Melanie'yi öldürdü. Eğer buradan öylece kaçsaydı bir suçlu olarak anılacaktı. Ama.. kanıtların öylece onu gösterdiğini bilseydi direkt kaçardı."

Hannibal sessiz kaldı.

Söylese bile Will'in duymayacağını biliyordu.

"İlk başta kaçmadı. Neden kaçmadı? Neden?"

Will parmaklarını titreyerek elini saçlarının arasından geçirdiğinde anılarının hepsi gözlerinin önünden çok hızlı bir şekilde geçmeye başlamıştı fakat bunlar kendisinin değil Garett Jacob Hobbs'un anılarıydı.

Melanie'nin boğazını sıkmaya başlarken kadın son nefesiyle parmaklarını uzatıyor ve var gücüyle nefes almaya çalışıyordu. Toprak parçaları biraz da uzağa saçılıyor ve su biraz daha aşağıda öfkeyle çevredeki kayalara vuruyordu. Sonra Garett'ın yanında Abigail'ı gördü, sanki bir gölgeymiş gibi babasının arkasına yaslanmış duruyordu. Hiçbir şey yapmadan olayları izliyor ve annesinin babasının elinde can vermesine şahitlik ediyordu. Abigail Hobbs babasının genlerini almış gibiydi, o da öldürmek konusunda vahşi dürtülere sahipti.

"O asla böbrekleri almadı. Ve kesinlikle o mektubu da almadı."

Will derin nefesler alarak etrafına bakıyordu fakat kulakları uğuldamaya ve elleri daha şiddetli titremeye başlamıştı. Evreninin kararmaya başladığını hissetti, başı dönmeye başladığında masaya daha sıkı tutundu.

Lost/HannigramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin