Hyunjin'den
"Yanılıyorsun Seung çok yanılıyorsun, evet yanına o anlatılan kişi olduğunu bilmeyerek geldim ama bu bir engel değil. Senin hakkındaki doğruları güvenmediğim insanlardansa güven veren senden dinlemeyi tercih ederim. Eğer söyledikleri gibi biri olsaydın popülerlik peşinde dolanırdın. Özellikle şuan sana yakıştırdıkları sıfatlara uygun kişilerin yaptığı gibi dibimden ayrılmazdın.Ama sen o anlattıkları kişi değilsin, arkadaşlarım yok diyorsun ya benim buraya beraber geldiğim arkadaşlarımdan bazıları seni fark etmiş. Hiç tanımadan seni, anlatılanları umursamadan sana yaklaşmak istediler biliyor musun? En küçüğümüz dediğimiz bile senin için endişeleniyordu, daha önce kimse için kolay kolay endişelenmezdi. Tanımadığı biri için endişelenmek hayatında ilk kez seninle yaşadı bunu. Senin yüzündeki ifadeden anladılar seni biliyor musun? Yanımızda konuştular senin için,
'Onda doğru olmayan bir şey var, bir insan bu kadar mutsuz olamaz. Bu olanlar doğru olsa bu kadar üzülmezdi. Tamam belki sürtük olarak adlandırılmak üzerdi ama aylar sürmezdi bu. Zevk almaz mıydı anlatılan gibi biri olsa?'
Seni daha tanımadan seni çözmüşlerdi. Ben seni tanımıyorum evet, dış görünüşünü bilmiyordum evet. Buraya da kim olduğunu umursamadan geldim çünkü biri ağlıyordu ve bu acı benimde canımın yanmasını sağlıyordu.
Ben yanına gelmeseydim bile bugün arkadaşlarım yanına gelecekti, gelirler de belki okul bitmezse. Peki onlar sana gelmeden sen onlara gitmek ister misin? Güvenecek arkadaş istiyordun ya, biliyorum bir anda olacak bir şey değil özellikle güvenin yerlerdeyken. Ama inan yalnızlığı bilen sensin bizden sana zarar gelmez. Sözlerim ne kadar sana etki eder bilmem ama inanmanı isterim."
Uzun konuşmamın sonunda hafif yerden kalktım dizlerimi kırar pozisyondan yarı eğilmiş vaziyete geçmiştim. Elimi ona uzattım, belki tutar diye...
Şuanki bakışları konuşmamın her saniyesinde değişen mimikleri beni zorluyordu. Islak yanakları ve parıldayan dolu gözleri. Tıpkı yağmurda ıslanmış bir köpek yavrusu gibiydi. Çok tatlıydı, çok masumdu, Bir manzara resmi gibiydi adeta, hüzünlü ama bir o kadar kusursuz bir manzara. Ona hayatımda kimseye yaklaşmadığım ılımlı tavırlarla yaklaştım. En sıcak gülümsemem ile yüzüne baktım, tereddüt ediyordu...
Bu bile büyük bir şeydi gözümde, direk reddetmemişti. Belki reddetmeyecekti de, elimi biran bile çekmedim. Bekledim, korkarak bekledim elimi tutmasını ve burdan kantine gitmeyi. En sonunda titreyerek elini elime uzattı ve elimi tuttu. Korkuyla çırpınan yüreğim şuan sevinçten çırpınıyordu. Ama o an tuhaf bir şey oldu...
Birbirimize değen ellerimiz yüzünden boynumdaki sembol ışıldadı. Şok olmuştum, o an Seung'a baktığımda dirseğinin üst taraflarındaki sembolun ışıltısını fark ettim...
Aynı sembol farklı iki ışıltı biri turuncunun en sakin gün batımına yakın renginde ışıldarken, benim boynumdaki gökyüzünün maviliğinde parlaklığını sergiliyordu.Sembol ~ çok hoşuma gitti umarım beğenmişsinizdir.🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koi No Yokan
FanfictionKoi No Yokan: Biriyle ilk kez karşılaştığında yaşadığın, bir gün ona aşık olacağını hissettiğin, olağanüstü duygu. Yalnız Seung artık dayanamayacak raddeye gelmişti... "Im ilk öpücük düşündüğümden daha güzelmiş, yoksa senin çilek dudakların yüzünden...