Jisung'dan
Minho'nun dizinde yatarken tüm yorgunluğum geçmiş gibiydi. Ne olursa olsun beni güldürecek bir şey buluyordu.Bugün onda kalmak istemiştim, ne kadar geçen sene voleybol takımında olsamda heyecanlıydım seçimler için. Minho ise benim her şeyimi bilen sığınma kaynağımdı. Salondan çıkıp eve gitmek için eşyalarımızı almaya sınıfa çıktık.
Hızlıca eve vardık. Minho ile yemek yiyip dizi izlemeye başladık. Dizine yatmıştım. Saçımı okşuyor ve benimle sohbet ediyordu. İyice mayışmıştım. Orada uyuyakaldım.
.
.
.
Minho'nun sabah öpücüğü ile güne başladım. Gerçekten çok güzel başlamıştım güne. Hazırlanırken Minho bana voleybolda giydiğim kiyafeylerden verdi. Ne de olsa burda da bir sürü kıyafetim vardı.Çantama onları da koyup kahvaltıya indim. Minho'nun annesi ve babası masadaydı. Yanlarına gidip günaydın dedim. Bayan Lee saçımı okşadı, beni çok severlerdi. Bay Lee ile sohbet ediyorduk, güzel bir kahvaltı yapmıştık.
Dışarı Bayan Lee'nin ikimizi öpüp bırakması ile çıktık. Bizimkileri beklemeye başladık, Changlix ve Chanin'in yaklaştığını görünce bahçe kapısından dışarı çıktık. Minho direk elimi kavramıştı.
Beraber Hyunjin ve Seungmin'in evlerine doğru yürüdük. Onları da alıp okula geçtik. Zaman geçmek bilmiyordu. Aşırı heyecanlıydım. Seçmeler öğle arasındaydı. Bütün dersler bitip öğle arası geldi.
.
.
.Spor salonuna Min ve Lix ile girdim. Çoğu kişi önceden takımda olanlardı ve kendinden emin duruyorlardı. Büyük ihtimalle onlar zaten alınacaklardı takıma. Şuan öncelik atılanların yerini doldurmaktı.
Ah evet dün polislerin gelmesi ile olayları öğrenen müdür bir günde onları okuldan atmıştı. Seçmelerde bu yüzden öne çekilmiş.
Seçmeler başlamıştı, sıra bize gelmişti. Tek tek çıkıp neyimiz varsa göstermiştik. Sonuçlar yarın açıklanacaktı, koç takım kaptanında değişiklik olabileceğini buna hazırlıklı olmamız gerektiğini söylemişti.
Açıkçası görmüştüm ki Min cidden iyi oynuyordu. Kesinlikle kaptan olma potansiyeli olan birisiydi. Seçmeleri izleyenler arasında bizimkiler de vardı. Onların yanına gittik ve sarıldık. Cidden bu ortamı seviyordum.
Jeongin'den
~Dün Okul Çıkışı~
Chan ile okuldan çıkınca bir barınağa gitmiştik. Cidden beni kırmayıp bir tavşan sahiplenmiştik. Eve geri dönmek için taksiye binmiştik. Ona kocaman gülümseyip yanağından öptüm.O ise beklemediğim bir şey yapıp beni dudağımdan öpmüştü. Utanıp başımı göğsüne gömmüştüm. Çok güzel atıyordu kalbi. Biraz orda durup kalbini dinledim. Kalbinin melodisi ile mayışmıştım.
Taksinin durduğunu hissediyordum. Ama gözlerimi açmak istememiştim. Kapının açılma sesini duydum, sanırım Chan inmişti ayılıp arabadan inemiyordum da beni burda mı bırakacaktı.
Biraz sonra yavaşca birisi tarafından tutulduğumu hissettim. Kucağına almıştı, tanıdık koku ile rahatladım. Kısık sesim ile "Beni niye arabada bıraktın, korktum beni bırakıp gittin diye." bu dediğime gülmüştü. "Hem seni hemde tavşanı aynı anda alamazdım bebeğim. Tavşanı bırakıp seni alayım dedim" diyerek saçlarımı öptü.
Kafamı boyun girintisine gömüp uyumaya devam ettim. Kapı kapanma sesini duydum ve beni yatağa bıraktığını hissettim. Beni bırakıp yataktan kalkmıştı. "Channie benimle uyuyacak değil mi?" dedim aegyolu sesimle. Kahkaha attı ve "Evet Channie İnniesinin yanında uyuyacak." dedi aeogya yaparak. Güldüm ve yatakta iyice yayıldım.
Yanıma uzandı ve belimi sardı. Bununla birlikte kendimi tam olarak uykuya teslim ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koi No Yokan
FanfictionKoi No Yokan: Biriyle ilk kez karşılaştığında yaşadığın, bir gün ona aşık olacağını hissettiğin, olağanüstü duygu. Yalnız Seung artık dayanamayacak raddeye gelmişti... "Im ilk öpücük düşündüğümden daha güzelmiş, yoksa senin çilek dudakların yüzünden...