Seungmin'den
Omzumdan sarsılarak uyandım, ben ne ara uyumuştum ki asla uyumazdım okulda. Neyseki erken gelmiştik okula Felix'de hoca geliyor diye sarsıyordu. Dersi kaçırmadığım için mutluydum ama zaten çoğu konuyu kendim bitirmiştim. Bana tekrar oluyordu dinlemek.Derste hocanın yazdıklarını yazıp, anlattıklarını dinlerken Felix'e baktım. Hafif sinirli bakıyordu, bize bakanlar vardı. Felix hepsine korkutucu gözlerle bakıyordu. Bu çocuk akşam tabu oynadığım çocuk muydu? İki kişilikli resmen ama asla gözüme korkutucu gelmiyor. Aksine bu halleri bana şirin geliyordu. Dün çillerini görmüştüm!
.
.
.Ders biter bitmez Felix'e döndüm. "Felix neden çillerini gizliyorsun? Çok güzeller, çillerini çok sevdim. Onları gizlemesen olmaz mı? demem ile " Yah sende mi 6 kişi yetmiyor 7.si çıktı başıma. Nasıl bu çirkin şeyleri beğeniyorsunuz ki?" bu çocuk salaktı. Kafasına vurdum, sınıftan çıktık birlikte. Kantine gittik uzun süredir çilekli süt içmiyordum. Dün gece bundan bahsetmiştim. Ne kadar sevdiğimi ve içmeyi çok sevdiğimi ama kantine bile gidemediğimi söyleyince Felix buna da el atmıştı.
Kantine girdiğimde Hyunjin'i de gördüm sıradan yeni çıkmıştı. Hey elindekiler neydi öyle? Kaç paket süt vardı orda? Hemde çilekli süttü! "Yah Jin bütün çilekli sütleri satın mı aldın? Ben ne içicem şimdi?" diyip kollarımı bağdaştırdım. Hyunjin yanıma gelip kucağındaki sütlerle birlikte beni kantinin içindeki masalara doğru ittirdi. Felix de bizimle o tarafa geliyordu. Benim oturmamı sağladı.
Masaya sütleri bırakıp yanıma oturdu. "Hepsi senin, sana aldım. İstediğin her an içersin işte." diyip şirince güldü. Şaşkınca ona bakıyordum, ben ona öylece bakarken yanağıma öpücük kondurdu. "Tamam da ben bunları asla bitiremem ki!" dedim. O da "Felix de seviyor, birlikte için işte uyar mı size?" bende kafamı salladım dediğine. Felix "Aferin kime nasıl davranacağını bil. İki gün sonra bir salaklık yaparsan yardım ederim. Saol sütler için." diyip şakasına gıcık gıcık güldü.
Gülüşürken Changbin Hyung da yanımıza geldi. Öğrenmiştim ki Changbin, Minho ve Chan bizden bir yaş büyükmüş. Yani bu son seneleriydi. Gelip sohbete dahil olmadan önce Felix'in yanağındaki çillerini kapatan kapatıcıyı elleri ile silmeye başladı.
Felix birden bu hareketle konuşmayı keserken bizde sessizleşmiztik. "Sana galaksimi gizlemeyi yasakladığımı hatırlıyorum. Sen onları gizlersen ben nasıl huzuruma kavuşurum. Gizlemek yok galaksimi tamam mı?" Changbin Hyungun dediği şeyler çok hoştu.
Felix utanmıştı ama yine de "Onları sevmiyorum leke gibi tüm yüzümü kaplıyorlar, herkes benimle dalga geçiyor." dedi. Bu dediği ile Changbin Hyung sinirlenmişti.
"Kimse umurumda değil Felix insanlar her şeye bir şey buluyor zaten. Sen insanlar dedi diye kendini şekillendiremezsin. Sen böyle yaparken Seungmin ne yapsın peki hepimiz güçlü olmalıyız, kusur dediğin şeylerin güzelliğini bil tamam mı?" hyung çok haklıydı.
Sonuçta ben güçsüz durup onlara kafa yordukça dibe çökmüştüm. Oysa dünkü Felix insanları asla umursayacak biri değildi. "Evet Felix o çillerini gizleme, insanları dinleme. Ben dinledim ne oldu, ölmek bile istedim ben. Ama siz geldiniz beni bir günde o çukurdan çıkardınız. Şimdi senin o çukurda olduğunu görmek falan istemiyorum" dedim.
Felix üçümüzde de gözünü gezdiriyordu. "Tamam gizlemeyeceğim, zil çalar şimdi sınıfa çıkalım bir daha asla bunu yapmam tamam mı?" Changbin Hyung Felix'in dedikleri ile zafer gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. Felix'i yanağından öpüp kaldırdı. Hyunjin de bir anda yanağıma öpücük kondurmuştu. Gülümsedim.
Ellerimize sütleri alarak sınıfa ilerledik. Sınıfa girdim ve Changbin Hyung ile gittiler. Felix ile sütleri sıramızın altına koyduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koi No Yokan
FanfictionKoi No Yokan: Biriyle ilk kez karşılaştığında yaşadığın, bir gün ona aşık olacağını hissettiğin, olağanüstü duygu. Yalnız Seung artık dayanamayacak raddeye gelmişti... "Im ilk öpücük düşündüğümden daha güzelmiş, yoksa senin çilek dudakların yüzünden...