🖤3🖤

740 74 3
                                    

Hyunjin'den
Şaşkınlık. Tek diyebileceğim şey şaşkınlık...

~Seungmin'in Okuluna Gelmeden Aylar Önce~

Acı, günlerdir süren yüreğimdeki yanma hissi. Geçmek bilmiyor bu acı ama neden ruh eşim yüzünden mi. Her zaman normal bir seyirdeydi hislerim. Ta ki bir gün yatağımdan çıkamayacak kadar dayak yemiş hissi ile uyandığım güne kadar. Gece her şey normaldi oysa, arkadaşlarımla evimde oturmuş gece dizi izleyip laflamıştık. Sabah ise her zaman olduğundan geç kalkmıştım, gece hiç uyumadığım ve okula gitmek istemediğim için evde kalıp gündüz uykusuna yatmıştım. Kalktığımda okulun çıkış saatlerine yakın bir zamandı ve ben dayak yemiş gibi uyanmıştım. Mecazi değil ciddi anlamda bir dayak yemiş hissi...

Ne olduğunu anlamamıştım, kolumu dahi kıpratamıyordum. Telaşa kapılmıştım, korkuyordum ne oluyordu? Biraz kolumu oynatabilmeye başladığım an telefonuma uzandım. Korkuyordum ve tek düşündüğüm Chan Hyung'u aramaktı. Aradım, açması biraz uzun sürmüştü sanırım yine Jeongin ile uğraşıyordu. Chan Hyung o küçük tilki ile ruh eşi olduğunu bildiği halde, yaşı henüz küçük diye sevgililik olayına karşıydı. Bunun yüzünden uzun süre sevgili olmamışlardı. Olduklarından beri ise küçük tilki Chan Hyung'a çeşitli şekillerde trip atıp sevgili triplerine giriyordu. Şuan bunlar bir kenara canım acıyor benim!

"Efendim Jinnie, ne oldu? Yeni mi uyandın?" dedi. "Hyung... Canım yanıyor, çok kötüyüm." fısıltı gibiydi sesim. Sesimi duyan Hyungum "Ne? Ne oldu, Jin iyi misin, nerdesin?!" telaşla sorularını sıralamıştı. Diğerlerinin seslerini de duymaya başlamıştım, onlarında telaşlı sesleri duyuluyordu.

"Evdeyim Hyung, ne olduğunu anlayamadım. Uyandım ve her yerim ağrıyordu sanki biri beni dövmüş gibiydi. Kolumu bile hareket etmekte zorlanıyorum, yanıma gelir misiniz?" sesim titriyordu, korkuyordum. Hyungun nefes alışlarını duyuyordum. Sakince 'tamam' dedi ve kapattı. Evde onları bekliyordum, yataktan dahi çıkamadım kendi başıma. Korkuyordum, ne oluyordu bana? Chan Hyunglar gelmişti, iyiki acil durumlar için birbirlerimizin anahtarlarını almıştık, yoksa ben yerimden kalkamazdım.

Kapının açılma sesini duydum, odama geldiklerini ayak seslerinden anlıyordum. Kapımı açtılar hep birlikte telaşla yanıma geldiler. Chan Hyung vücuduma bakmak için t-shirtümü sıyırmıştı. O an şok olduğumuz bir şey oldu vücudumda izler vardı ama bunlar sanki yansıma gibiydi. Yani bana yapılmıştan çok sanki bunları camdan bir şeyle üstüme giymişim gibiydi. Anlatamıyordum bile...

Hyung hızla bana baktı "Sen kavgaya falan karışmadın de mi Jin doğruyu söyle."  dedikleriyle başımı iki yana salladım. "Hayır hyung, yemin bile ederim size kavga falan etmedim. Dün sizinle vakit geçirdikten sonra sabaha kadar oyun oynayıp sabah da uyudum. Uyandığımda bu haldeydim ne olduğunu anlamadım bile."

Herkes şaşkındı vücudundaki izlere anlam veremiyordum, fiziksel acıya zaten anlam vermek imkansızdı. Changbin Hyung söze girdi, "Felix'in merdivenlerden yuvarlandığı günü hatırlıyorsunuz değil mi?" iyide bu nereden çıkmıştı ne alakaydı şimdi ben bunları düşünürken Changbin Hyung devam etti. "Çok bir şey olmadan atlatmıştı bunu. Ama vücudunda morluklar falan oluşmuştu ve canı yanıyordu. O an yanında değildim biliyorsunuz. Ama o acıyı hissetmiştim, o oluşan morluklar saydam bir şekilde vücudumda duruyordu. Jin sen ruh eşini tanımıyorsun bile ama sanırım onunla ilgili bu. Başka bir açıklaması olamaz. Ona bir şey olmuş olmalı."

Dedikleri herkesin mantığına yatmıştı. Şimdi kendimden çok başkası için telaşlanmıştım işte. O başkası benim ruh eşimdi ve ne olmuştu ona...

Herkes korkuyordu yüzlerinden okunuyordu bu. Kalbim sıkışıyordu, büyük bir hüzün kaplamıştı yüreğimi sanırım ruh eşim de ne olduysa acılarını hissetmeye başlamıştı çünkü ağladığını düşünüyordum, kalbime çöken hüzünden ötürü.

Bu aylarca böyle geçti, en sonunda okulumuzdan da ailemizin işleri yüzünden ayrılmış başka okula gitmek durumunda kalmıştık. Ailelerimiz ortak işlerde olunca ayrılamıyorduk ve bu beni mutlu eden nadir şeylerdendi.

 Ailelerimiz ortak işlerde olunca ayrılamıyorduk ve bu beni mutlu eden nadir şeylerdendi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aylarca böyle gezmek kolay olmasa gerek...

Koi No YokanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin