Hyunjin'den
Turnuvalar başlamıştı, hatta bitmek üzereydi. Soyunma odasındaki öpücükten sonra her boşlukta Seungmin'i öpmeye başlamıştım.Ne kadar utansada bundan memnundu. Ama şu sıralar canı sıkkındı hala nedenini söylememişti. İki takımda güzel bir performans sergiliyordu. Son maçlarımızdı. Destek için hepimiz birbirimizin maçlarına geliyorduk.
Son maçtı ve galip gelmiştik. Seungmin'i kucagıma alıp döndürüyordum. Kahkahalar atıyorduk. Takım ile kupayı kaldırdık ve akşam yemeği için anlaştık. Akşam yemeğe istediğimiz kişileri de getirebilyorduk.
Bende bizimkileri götürmüştüm. Güzelce eğlenmiştik gece. Bizim evde kalmaya karar vermiştik. Seungmin ile yarın konuşmaya karar vermiştim.
Onun bu halleri beni üzüyordu. Gülümsemesi bile zorla gibiydi.
.
.
.Seungmin yanımda yatıyordu. Yavaşca yüzünü okşamaya başladım. Hafifçe gözlerini aralamıştı. Direk dudağına yönelmiştim. Onu öpünce gerçekten gülümsediğini gördüm.
Sonra ise "Seungmin kaç gündür bir şeyler var farkındayım. Ne oldu bebeğim? Neyin var bir şey mi oldu? Söyle de bileyim bebeğim hm?"
Olabildiğince ılımlı yaklaşmıştım. Ama o ağlamaya başlamıştı. Neden ağlıyordu onu kıracak bir şey mi demiştim?
"Bebeğim neden ağlıyorsun? Yanlış bir şey mi dedim?"
"Hyunjin o gün takımdan attırdığın çocuk, o sürekli bana mesaj atıyor. Maçlar var diye seni de bununla meşgul etmek istemedim. Kendim de halledemedim ne kadar acizim ben! Her şeyi sana yıkıyorum."
Bunları derken ağlıyordu.
"Hayır bebeğim sen aciz falan değilsin. İnsanların pisliğine karışmayıp saf bir elmas olmak senin suçun değil. Anlıyor musun beni ona gününü gösteririm ben. Kendini asla böyle bir şey için aciz görmeyeceksin. Cidden iğrenç insanlarla uğraşmanı istemiyorum. "
Boynuma sarılıp hıçkırarak ağlamaya başladı. O gözlerden uzun süreden sonra yaş akıyordu. Bu beni hayli üzmüştü. Ben onu gülümsetmek için o kadar uğraşırken, tam evet gülüyor derken bir pislik yüzünden o gözler yine yaşa boğulmuştu.
Saçlarını öpüp şirin dudağına kelebek öpücükler kondurmaya başladım. Tâ ki güzel anımızı Felix bozana kadar böyle yatakta kalmıştık.
"Uyanın lan aşağıda isyan başlayacak birazdan bunlar açıkmış tek başıma bu kadar insana yemek hazırlayamam ben. Seungmin bestim bana acıyıp yardım edersin de mi nooolur?"
Ben olmaz dıyecekken Seungmin yataktan hızla kalkıp "Tabiki Lix bestime yardım edicem" dedi. Peki ben, ben nolacaktım.
Çatık kaşlar ile onlara baktım. Seungmin gülümseyerek öpücük atıp odadan çıkmıştı.
Terkedildim resmen!
Triplenmelerimi kenara bırakıp aşağı indim.
"Sadece Lix ve Seungmin'e kahvaltıyı yıkmak olmaz kalkında bir işe yarayın. Çabuk mutfağa gelin."
Kahvaltıyı hep birlikte yapıp, topladıktan sonra okula gittik. Ben çocuğun sınıfını biliyordum. İkinci ders başlarken sınıfına gidip önce bunu bırakmasını kibarca söyledim.
Ama insan dilinden anlamayınca anlayacağı dilden konuştum.
Eh hallolmuştu tabi bende ufak bir ceza almıştım ama neyse.
Seungmin'in sınıfına gittim teneffüste. Arkasından sarılıp omzuna yaslandım.
Benim geldiğimi fark edip istifini bozmadan Felix ile sohbete devam etti.
Orda uyuyakalmışım. Birinin beni sarsması ile uyandım. Bir hocaydı.
"Evladım senin sınıfın yok mu? Koş çabuk sınıfına!"
Eh el mecbur sınıfa gittim.
Bir soru sormak istedim sizlere...
Bu kitap birkaç bölüme bitecek, yeni yayınladığım kitap dışında birkaç kitap daha var taslakta. Kitap omegaverse konulu ve ben tüm çiftlere birer smut yazmalı mıyım diye düşünüyorum.
Biraz utansamda yazarken daha oturaklı olur gibi smutla fikrinizi belirtirseniz sevinirim. 🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koi No Yokan
FanfictionKoi No Yokan: Biriyle ilk kez karşılaştığında yaşadığın, bir gün ona aşık olacağını hissettiğin, olağanüstü duygu. Yalnız Seung artık dayanamayacak raddeye gelmişti... "Im ilk öpücük düşündüğümden daha güzelmiş, yoksa senin çilek dudakların yüzünden...