1.bölüm

1.7K 48 56
                                    

" Bay kai bir diğer adaylardan ç-" bıkkınlıkla saldığım omuzlarla birlikte ağzımı araladım.

" Cidden buna devam edecek misin jennie?" Jennie bir elini beline atıp elinde tuttuğu çubuğu ekrana tekrardan hafifçe vurdu.

" Büyükannenin isteğini reddetme gibi lüksüm yok yejin" ağzımdan çıkan 'off' kelimesiyle dudağımı ısırdım. Büyükannem sürekli evlenmem için baskı yapıyordu şimdi ise yakın arkadaşım jennie kullanarak yapmaya çalışıyordu. Hayır yani birde elime liste göndermiş üstüne not kağıdıyla ' Seç beğen senindir' yazmıştı. Sanırım hiç uslanmayacaktı.

" Jennie senin işin yok mu? Kapat şu ekranı baydım" jennie kafasını hayır anlamında salladığında hafifçe kaşlarım çatıldı. Bu kadar inatçı olmamalıydı.

" Daha bitmedi " elindeki kumandayla tuşa bastığında göz devirip sandalyemin arkasına yaslandım.

" Prim aldın değil mi bunun için" jennie'nin suratında sırıtma oluştuğunda kafamı 'senden hayır yok' anlamında salladım. Arkadaş dedik ne çıkmıştı. Prim için beni satmışı.

" Seç birini kurtul işte yejin büyükannen bayan Lee'yi biliyorsun istediğini almadan rahat vermez ayrıca hepsi yakışıklı ve varlıklı daha ne istiyorsun beyaz atlı prensi mi?"

Yanaklarımı şişirdim
" Söylemesi kolay jennie evlilik böyle kolay birşey mi? Ayrıca büyükannem istediğini almadan duramıyorsa bende istemediğimi yapmam biliyorsun " jennie hiç birşey dememişim gibi çubuğunu tekrar ekrana doğrulttuğunda içimden sabır çektim. Sanırım arkadaşlığımızı ayırmalıydım.

" Bari buna bak adam muazzam yakışıklı bunu kaçırırsan kesinlikle malsındır yejin!" Gözlerimi ekrana çektim. Cidden yakışıklıydı ötesi de olabilirdi. Sarı omzuna gelen saçları dolgun dudakları ve keskin gözlere sahipti.

" Bu muazzam beyimizin ismi Hwang Hyunjin kendisi gelecek ay reklamcılıkla anlaşma imzalamayı düşündüğümüz şirketin genel müdürü yaklaşık 1 yıl yurtdışındaydı haftaya Kore'de olacak bayan Lee özellikle göstermemi istedi"

Kendisini az çok hatırlıyor gibiydim sektörde ismi anılan birisiydi. Bizzat görüşmemiştim.

" Yetenekli ve yakışıklı olması evleneceğim anlamına gelmiyor" oturduğum yerden ayaklandım. Gidip büyükannemle samimi bir konuşma yapmalıydım. Yoksa bu sorun döngü halinde olmaya devam edecekti

" Cidden bunu kaçıramazsın yejin! " jennie'nin sitemlerini umursamayıp masada duran dosyamı aldım " Bunun için öğle aramı harcadığıma inanamıyorum" jennie pes ederek kumandayla ekranı kapayıp masaya yaklaştı " 25 yaşına geldin hâla bekar olduğun dedikodusu dolanıyor şirkette" insanlar işi gücü yokmuş gibi dedikodu yapıyorlardı. İsimlerini bulup kovmam 2 dk mı almazdı cidden yürek yemişlerdi. Evlenip evlenmemem kimseyi ilgilendirmezdi.

" Onlara seslerini kesmelerini söyle " dedikodudan nefret ederdim.

" Hay hay"

Adımlarımı toplantı salonunun çıkışına yönelttim. " Yejin bence en son gösterdiğimi bir düşün" jennie pes etmeyişi beni bıktırmıştı. Büyükannem 1 jennie 2'idi .

" Kim olduğu önemli değil istemiyorum ya evlenmek "

Jennie 'Seni anlamıyorum' bakışı yolladığında elimle gitmesini işaret ettim.

" Konuşmaya devam edeceksen yanımdan ayrıl"

" Tamam tamam susuyorum bana birkaç gün izin verir misin? Biliyorsun 2 haftaya Düğünüm var eksik şeyleri tamamlayacağız"

" Sana aylık izin vermeme rağmen işe geliyorsun.. nasıl bir mantıktasın jenn " jennie eliyle baş parmağı ile işaret parmağını birbirine sürtüp

" Prim için geldim" dediğinde gülerek göz devirdim. Zaten durumları iyiydi..

" Her neyse Taehyung gelmiş olmalı gitmem gerek " elimle el salladım " Selam söyle "

Kafasını tamam anlamında sallayıp yanımdan ayrıldığında pazarlama departmanına doğru yürüdüm. Vardığımda baş selamıyla selam verenlere tebessüm ederek koltuğuma oturdum.

Jennie ve büyükannem yüzünden öğle yemeyini yemeyi unutmuştum. İsmimi duymamla bakışlarımı çevirdim.

( Departman müdürü)
" Müdürüm belgeye bakar mısınız? Son kontrollleri hallettim" suho'nun uzattığı belgeyi alıp göz ucuyla suho'ya baktım .

" Yemek arasındayız neden burdasın" elini ensesine atıp gülümsedi
" Dün gelmediğimden işler birikti onları hallediyordum"

" Açlık daha önemli suho gidip birşeyler ye" diğer yandan belgeyi okuyordum.

" Teşekkürler müdürüm!" Kafamı kaldırıp tebessüm ederek yolladım. Sürekli iş yaptıran , çalışanına yüklenen, ezen bir müdür değildim çalışanın motivesi ne kadar yüksek olursa işini daha iyi yapardı.

Suho'nun teslim ettiği dosyaya onay imzası atıp masamın kenarına bıraktım. Masanın üzerindeki çantamı alıp kattan çıktım. Bugün pek iş yoktu şirkette durmamında bir manası yoktu.

Önüme düşen saçlarımı geriye attım. Şirketten ayrılacağım sırada ismimin seslenmesiyle sese doğru başımı çevirdim.

" Yejin? Bu ne tesadüf bende dışarı çıkıyordum Birlikte yemeğe çıkalım " Minho'yu görmemle yüzümde gülümseme oluştu. Kendisi abim bangchan'ın yakın arkadaşıydı

" Olur çıkalım" Adımlarımız şirket çıkışını bulurken verilen selamlara gülümsemekten çenem kırılacaktı. Gülmesem ukala denilecektim

" Son zamanlarda Büyükannenin seni evlendirmeye çalıştığını duydum nasılsın?"

" evet.. cidden artık sinirim bozulmaya başladı her yerde büyükannemin yerleştirdiği adamları görüyorum hayır birde jennie bile kullanmış "

Minho gülerek arabasının kapısını açtığında teşekkür ederek bindim
" İstediğini almadan bırakacağını sanmıyorum sana sabır diliyorum "

" Sağol..beni boşver sen nasılsın abim iyi ki yanında değil?" Yan koltuğa oturup arabayı çalıştırdı

" İyiyim desem yalan olur Lisa'nın durumu işte " dediğinde üzülmüştüm. Lisa minho'nun kız kardeşiydi gencecik yaşta kansere yakalanmıştı.

" Geçmiş olsun desem işe yarar mı bilmiyorum.. yapabileceğim birşey varsa lütfen söyle " minho burukça gülümseyerek kafasını gerek yok anlamında salladı. Bi ara ziyaret etmeliydim.

" iyi niyetin yeterli" kafamı yola çevirdim gülümsüyordu fakat bu gülümse mutluluktan değildi yine acısını gizlemeye çalışıyordu.

" Nereye gitmek istersin?"

" Benim için fark etmez" kafasını salladığında bakışlarımı yola çektim.


Lütfen görüşlerinizi yazın ilk bölüm durgun olabilir diğer bölümleri okuyun lütfen

Amiss • Hwang hyunjin [Düzenleniyor]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin