SABIR 7

142 9 0
                                    

O günün üstünden tam üç gün geçmişti. Feride sürtüğü beni o yaşlı morukla evlendirmeye kararlı görünüyordu.

Evlenecektim. Savaşmak istiyorlarsa onların anladığı yollardan savaşacaktım.

Bu 3 gün içinde Adnan Dedemin evine gidip nerede yaşayacağımı görmüştüm. Baya görkemli bir eve götürmüştü beni. Ev o kadar güzel ve büyüktü ki dudak uçuklatacak kadar görkemliydi. Adnan 'bu gördüğün herşey senin olacak ' sözünü bir çok kere tekrar edip durmuştu. Pardon Adnan dede.

Daha önceden bir kere evlenmiş 10 yıl önce hanımı vefat etmiş.

Kimsesi yokmuş. Karısı kısır olduğu için çocukları da olmamış. Çocukları olmadığı için yetimhane den bir çocuk evlat edinmisler . Yani benden bir kaç yaş büyük birine annelik yapacaktım. Durumuma götüyle gülenleri burdan görebiliyorum. Hepinize selam olsun.

3 gündür Cem'in telefonlarına çıkmıyor mesajlarına cevap vermiyordum. Ne diyecektim ?

Canım ben evleniyorum bir morukla. Benden umudunu kes mi diyecektim? Ona bunu nasıl yapacaktım bilmiyorum.

Şuan oturmuş tırnaklarımı yiyip bundan sonra ne yapacağıma dair kafamı yoruyordum. Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimi kovup tırnaklarımı rahat bıraktım.

Evet yine Cem arıyordu. Açmalı miyim? Açmamalı miyim?

derken bende ne yaptığımı bilmeden bir hışımla telefonu kulağıma götürdüm.

'' Ulan neden açmıyorsun telefonlarımı Ada? Kapıdayim hemen dışarı gel. Çabuk. '' dedi ve konuşmama fırsat vermeden telefonu suratıma kapattı. Galiba birazdan dayak yiyecektim.

Üstüme baktığım da ayıcıklı pijamam bana gülümserken üstümde ki siyah askılı atletim bana göz kırpıyordu. Elimi savurarak  'aman bee ne olcak' diye geçirdim içimden. Hemen üstüme pudra rengi bir hırkamı üstüme geçirdim. Botlarımı da ayağa geçirip halime bakıp güldüm. Gülüyorum suan ama birazdan ağlayacaktım. Yani sanırım.

Kapıya çıktığımda arabaya yaslanmış Cem'i gördüm. Siyah dar paça, siyah deri ceketi ve kahverengi botlarıyla çok tatlı görünüyordu. Bi de kendime bakıyordum. Sanırım ona hiç ama hiç yakışmıyordum.

Ona yaklaştığımı gördüğünde dikelip  bana baktı. O sinirli suratında birazcık yumuşama gördüğümde yüzünü toparlayıp bana bakmaya devam etti. Sinirli sıfatını yüzünde tutmakta güçlük çektiği belli oluyordu.

Olduğum yerde durup, kafamı yere eğip kendimi süzdüm.

Gerçekten komik gözüküyordum.

Cem' e baktığımda gözlerinden ateş fışkırıyordu. Bana yaklaştı.

" Sen ne yaptığıni sanıyorsun lan? Mete, Kaan'a senin başkasıyla evleneceğini söylemiş Ada. Böyle bişey yok. Olamaz değil mi? " diyerek eline baktım. Kolumu morartırmış gibi sıkıyordu eliyle .

" Cem lütfen sakin olur musun? Böyle olmasını ben istemedim tamam mi? " dememle suratıma bir tokat yemem bir oldu. Başım yana eğik onu dinlemeye başladım.

" Herşey e rağmen inanmamıştim. Bana haber vermeye hiç mi niyetin yoktu?  Napacaktin Ada? Nikahına mi çağıracaktin beni ha? " demesiyle ayağıyla kapıya tekme atması bir oldu. Ayağı acımış mıydi? Su an bunun kafasındaydim. Canım aciyordu. Derin nefesler alarak gözlerimin dolmasını umursamayarak Cem'ın kızarmış gözlerine baktım. Derin bir nefes alarak sözüme başladım.

" Ulan çok mu meraklıyim sanıyorsun? Evlenmeye çok mu meraklıyim? Böyle üvey anne üvey kardeş le yaşamak nedir sen bilir misin? Nasıl tehtitler altında kaldığımi biliyor musun sen Cem? Bildiğin hiç bir bok yok. Yaşadıklarımi bilmiyosun. Tabi yediğin önünde yemediğin arkanda. Seni seven bir baban ve annen var. Senin şu bindiğin araba benim yıllık yemem içmem bile değil. Sana göre bir kız değilim Cem. Kendine bak. Bir de bana bak. " dedim ve gözümden bir damla yaşın akmasına izin verdim.

Gözleriyle göz yaşlarımı izleyen mavi gözlerini izledim. Dönüp arkamı gidecegim sırada kolumdan tutup beni kendine çekti. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp yumuşak yumuşak öperken nefesimi tuttum. Veda öpücüğü gibi öpüyordu. Bende ona karşılık verdiğim sırada, dudaklarını dudaklarıma basık halde tuttu . Kıpırdamıyordu. Şaşırmıştı biliyorum .  Çünkü ona ilk defa karşılık veriyordum. İkinci öpüşmemdi bu.  İlkimi de Cem'le yaşamıştım..

Oda hemen şaşırma modundan çıkıp karşılık verdi. Nefessiz kaldığımı anladığı anda geri çekildi yavaşça. Gözlerimden hala yaşlar akıyordu. Engelleyemiyordum. Benden bağımsız halde akıyorlardi.

Göz yaşim yanağımdan süzülüp boynuma düştüğü sırada Cem eğilip boynumda ki göz yaşımı öptü.

" Bence de haklısın. Birbirimize göre değiliz Ada. Mutluluklar.  Hoşçakal " dedi . Gözlerime bakmadan arabasına binip tam gaz la yanımdan ayrıldı.

Donmuştum. Bedenim adeta kas katı kesilmişti. Bu kadar çabuk mu vazgeçecekti bizden? Cidden birbirimıze göre değil miydik?

Eve gitmek için arkamı döndüm. Koşarak adımlarla odama girip kapımi kitledim. Beynim uyuşmustu resmen. Bazamı kaldırarak altındaki abur cuburları yere döktüm. Çikolatalarımi açıp bir hışımla yemeğe başladım. Bir yandanda hüngür hüngür ağlıyor bir yandan da  cipslerimi ağzıma tıkıyordum.

Bazamın altına elimi daldırdığım da kola yi alıp açtım. Kafama diktiğimde midemın bulandığıni farkettim.

Ayağa hızlıca kalkarak kapıyi açıp banyoya doğru koştum. Eğildim ve içimdekilerin hepsini çıkardım. Yere yığılarak çıkarmaya devam ettim. Şuan kendimden resmen iğreniyordum.

Hepsini çıkardığımdan emin olduktan sonra sifonu çekerek ayağa kalmaya çalıştım. Ayakta durmakta güçlük çekiyordum. Ayaklarım tir tir titriyordu. Bedenim adeta güçsüzlük bayrağını çekmiş sallıyordu.

Elimi ve yüzümü soğuk suyla yıkayıp aynada ki yansımama baktım. Akmış makyaj, şişmiş iki çift gözden başka birşey görmüyordum.

Gücümü toplayarak odama geçtim. Kapımı kitlemeyi de ihmal etmedim.

Cem'e aşık değildim ama neden bu kadar acı çekiyordum? Belki de yanımda olan tek kişiyi kaybettiğim içindi bu içimdeki acı.

Kaç saattir ağlıyordum ben sahi.? Hiç bir fikrim yoktu ama bunların acısını o pisliklerden fazlasıyla çıkaracaktım.

Dış kapınin açılma sesiyle hızla doğruldum. Hemen telefonumu elime aldım, ve beklemeye başladım.

" Kııızz nerdesin?  Sana bomba gibi haberlerim var. Anneciğin geldi. " diyerek kapımı tıklatti.

" Rahat birak beni" diyerek karşılık verdim.

Kahkaha atarak kapımi bir kez daha tıklatti. Neden mutluydu bu kadar?

" Müjdemi isterim. Yarın düğünümüz  var. "

Sizleri seviyorum desteklerinizi esirgemeyin ballar

SABIR.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin