Multimedya da Ada var
-
Allah herşeyin mükafatını verir mi gerçekten? Bütün acıları yaşadıktan sonra mi verir mükafatımı? Yada nasıl verir?İyi bir aile? Ailem hiç olmadı.
İyi bir aşk? Kızlığını kaybedecek bir kıza kim bakarki ?
Peki ya bol para? Mutlu eder mi insanı ? Para huzur mudur?
Zamanı var biliyorum. Zamanımı bekliyorum. Huzura kavuşmamın zamanını bekliyorum.-
Bir insana ağlamak ancak bu kadar yakışabilirdi . Sarışın sevmezdim fakat bu kız sarışın olmak için yaratılmıştı. Sarışın da değildi kumral gibiydi. Düzgün fiziği kocaman rimeli almış gözleriyle bana bakıyordu. İki elimle babamın toprağını avuçluyor diz çökmüş yerde oturuyordum. Kafam ona dönük anlamayan gözlerle devam ettim ona bakmaya.
'' Merhaba '' dedi zor çıkan sesiyle.
'' Merhaba '' dedim . Hala o güzel yüzünü inceliyordum.
'' Yağmur yağıyor . Üşütme baban sonra çok üzülür '' dedi gözlerinden yaşlar akarak. Ağlıyor muydu?Yağmurun yağdığını bile fark etmemiştim. Gökyüzüne baktım ve havanin karardığıni yağmurun hızını arttırdığını gördüm. Avuçladığım toprağa baktım. Ellerimden destek alarak ayağa kalktım ve öptüm babamın mezar taşını.
'' Yine geleceğim baba. Aklın bende kalmasın senin kızın bunun da üstesinden gelecek. ''
Arkamı döndüğümde hala bana bakıyordu. Yağmur damlaları yüzüne değdiği için ağlayıp ağlamadığını ayırt edemiyordum.
Adını bilmediğim sarışına zor da olsa gülümseyerek mezarlığın çıkışına doğru yürümeye başladım. Mezarlığın çıkışına vardığımda elimi ceketimin cebine daldırarak telefonumu aldım. Tuş kilidini açarak taksi çağırmaya çalıştım fakat ellerim ıslak olduğu için ve yağmur damlalarınin telefon ekranıyla dans etmesi yüzünden telefonumun dokunmatigi işlemiyordu.'' İstersen seni bırakabilirim. Taksi bekleme boşuna . '' dedi eliyle gösterdiği arabaya baktım. Zenginse burada ne işi vardı?
'' Yok te-teşekkür ederim '' dedim soğuktan titreyen dişlerimle pek te başarılı olamıyordum.
'' Hasta olucaksin ışte hadi '' diyerek kolumdan tuttuğu gibi arabaya doğru çekiştirmeye başladı beni. Deli miydi acaba üzgün olduğu halde deliliğinden ödün vermiyordu sanırım. Araba ya binip ön koltuğa sindim hemen. Oda arabaya binip hemen klimayı açtı.
'' Şimdi ısınırız '' dedi gülümseyerek .
Gülümsemesine karşılık verdim. Arabayı çalıştırıp sürmeye başlıyordu. Hemen hemen aynı yaşta olmamız gerekiyordu. Büyük olamazdı. Böyle güzel araba kullanmayı nerden öğrenmişti diyerek reklamdan alıntı yaptım iç sesime.
'' Nerde oturuyorsun? '' dediğinde bir yandanda arabayı kullanıyordu.
'' Şey bilmiyorum . Be-ben yeni taşındım. ''
'' Hmm site mi yoksa mahalle mi tarif et belki bilirim '' dedi gözünü yoldan ayırmadan. Bu kız ' kızlar araba kullanamaz ' lafını yedirtirdi herkeze. Temsili öğreni karşımda duruyordu resmen.
'' Şey Karayağız konağında '' diyerek verdim cevabimi. Tanır mıydı bilmiyorum. Tanırdı belki. Zengin bir kıza benziyordu.
Yoldan ayırmadığı gözlerini bana döndürerek baktı. Şaşırmıştı. Beni süzerek
'' hizmetçi misin orada?'' dedi meraklı bir ifadeyle.
'' Hayır Adnan Karayağız'ın eşiyim. '' dedim gözümü bacaklarıma dikerek. Kendimden utanıyordum.
'' Yağız demek istedin herhalde? Yağız evlendi mi inanmıyorum yaaa. '' diyerek tekrar süzdü beni.
'' Hayır doğru duydun. Adnan'la evliyim. '' dedim net bir ifadeyle. sıkılmıştım bu konudan. Canımı sıkıyordu.
'' O adam senden kaç yaş büyük farkındasin değil mi güzelim? '' dedi .Şaşırdığını belli ediyordu. Gözlerini yoldan ayırmıyordu. Fakat yine de mimiklerini okuyabiliyordum.-
Cevap vermedim sorusuna. O da bahsetmek istemediğimi anlamış bir daha ağzını açıp konuşmamıştı. Tabiki de farkındaydim. Ama o benim nasıl bir durumun içinde olduğumun farkında değildi.
Arabanın durmasıyla hayal dünyamdan ayrıldım. Camdan dışarı baktığımda eve geldiğimizi farketmiştim. Daha önce gelmiş miydi nerden biliyordu bu evi hiç bir fikrim yoktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABIR.
Teen FictionHayalleriniz; gelecekte göreceklerinizin, yazıp çizdiğiniz mimari planları gibidir.