Ayaklarım boşlukta sallanırken birinin sağ elimi tutup beni yukarı doğru çekmesiyle gözlerimi açtım.
" Senin kadar kaçak bir kız görmedim." Diyerek beni yukarı çekti. Sağ elimdeki elini bırakmayarak beni içeriye sokup çıkış kapısına doğru sürüklemeye başladı.
" Seninle gelmek istemiyorum. Neden beni rahat bırakmıyorsun yağız?"
" Sana fikrini soran olmadı." Diyerek beni takmayıp binanın çıkışına doğru sürükleyerek getirmeyi başarmıştı.
Arkamda kalan Bahar'la Seda bana normal bakıyorlardı. Neden hiç şaşırmamış veya telaşlanmamışlardı?
" Kızlar polisi arayın. Hemen." Diyerek bağırdım. Yağız anlamsızca bana gülerek baktığında hiçbir şey demeden beni arabaya sürüklemeye devam etti.
" Ne duruyorsunuz arasanıza."
Neden aramıyorlardı? Bir dakika. Onlarda Yağız'dan mıydı? Güven duvarıma iki kişi daha delik açmıştı. Artık delik açılacak yer kalmamıştı. Gerçi ağzında bal olan arının bile totosunda iğnesi varken bu devirde kimseye güven olmazdı.
Suskun ve şaşkın ifademle olanları sindirmeye çalıştığımda Yağız arabaya binmiş çalıştırmıştı bile.
Arkada kalan kızlara dönüp baktığımda anlamsız bir ifade vardı yüzlerinde.
" Anlaşıldı, demek ki seni odadan çıkarmakla hata yapmışım." Dedi gür çıkan sesiyle.
Yağız'a cevap vererek onu kışkırtmak istemiyordum. Dediğini yapacak ama Yağız yokmuş gibi yapacaktım. Bu onu delirtecekti. Yani umarım.
Ben cevap vermeyince oda yola odaklanıp evin hızlı bir şekilde yolunu tuttu. Burnundan soluduğu her halinden belliydi.
Ben Mete şerefsiziyle baş edebilmiş bir kızdım Yağız vız gelirdi.
Eve geldiğimde arabadan inmedim. Yüzüm ifadesiz, gözlerimi karşıdan hiç ayırmadım. Yağız arabadan indi. Bana baktığını hissedebiliyordum.
Dışarıdan " İnsene kızım." Dediğini duyar gibiydim. Bu yaşadıklarım bir kabus olmalıydı. Arabanın önünden dolaşıp kapımı açtı.
" Hadisene kızım kime diyorum aloo."
Gözlerimi karşıdan hiç ayırmadım. Kolumdan tuttuğu esnada kolumu çekip arabadan indim.
" Sakın bana dokunma. Senden korkuyorum. Tiksiniyorum." Dedim ve önünden geçip eve girdim. Yağız'ın arkamdan geldiğini hissediyordum. Kapıda durup kapıyı açmasını bekledim. Bana bakmadan kapıyı açıp içeri girdi. Tabi bende arkasından.
Hemen önümdeki merdiveni kullanarak yukarıya beni kitleyeceği odaya doğru yol aldım.
Odaya girip kapıyı üstümden kitledim.
Çok dolmuştum. Bu yüzden yatağa yatıp avazım çıktığı kadar sessizce ağladım. Saatin kaç olduğundan bir fikrim yoktu. Ya da Yağız'ın beni ne zaman özgürlüğüme bırakacağından...
Mete'yle Feride acaba Adnan'ın öldüğünü öğrenmişler miydi?
Kafamda ki sorularla gözyaşlarım eşlik edercesine içimdekileri yine içime döktüm.
Artık içime ata ata, içimde yer kalmamıştı. Bu yük bana ağır geliyordu.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SABIR.
Teen FictionHayalleriniz; gelecekte göreceklerinizin, yazıp çizdiğiniz mimari planları gibidir.