5. BÖLÜM: İNTİKAM

745 320 11
                                    

Bıçak karnımın üzerinde uzun ve derin bir çizgi açmıştı. Gururum beni durduruyordu, ona yalvaramıyordum. Tek kelime etmeden öylece duruyordum. Kaçmaya çalıştığım an bıçağı karnıma saplayacağının bilincindeydim . Hızlı düşünmeye çalışıyordum. Ona beni bırakması için yalvaramazdım. Canım acısa da bunu yapamazdım. Çığlık atmak istemiyordum, ben bu kadar basit ve savunmasız bir kız değildim.

Birden aklıma gelen en mantıklı planı işlemeye başladım.

''Tamam, direnmeyeceğim.''

Adam şaşırmıştı, bıçağı hafifçe durdurdu fakat çekmedi. ''Aferin güzelime.'' dedi psikopatça bir tavırla. Gözlerimdeki nefreti saklamak için olağan gücümle gülümsedim. Bana inanmış olması için dua ediyordum. Bıçağı ceketinden aldığı yere geri koyarken tek fırsatımın bu olduğunu hissettim. Adamın iki bacağımın arasına dizimi sert bir şekilde geçirdim.

Adam şaşkınlık ve acıyla inledi. Sabahleyin giymeye yeltendiğim siyah yırtmaçlı elbiseyi geri bıraktığım için şükrediyordum. O ne olduğunu anlamaya çalışırken koridorda koşmaya başladım. Arkamdan bağırıyordu.

''Sürtük''

Sesi fazla yakın olmadığına göre aradaki mesafe sandığım kadar az değildi. İçten içe rahatlasam da hala tehlikedeydim. Barın dış kapısını hızla açtım. Karnımdaki acı dayanılmaz boyuttaydı. Merdivenleri hızla çıktım. Adrenalinin verdiği kuvvetle koşmaya devam ettim.

Gün boyu hiçbir şey yememiştim. Cin tonik ve karnımdan aşağı süzülen kanın etkisiyle midem bulanmaya başlamıştı. Karanfil' in akşamüstü kalabalığına karıştım. Arkama bakmaya cesaretim yoktu. İçimdeki ses benden yana değildi.

Bedel ödüyorsun Hale, bunu hak ettin.

Dış darbeler kalemin duvarlarına zarar verebilirdi ama içten bir saldırıda ayakta duracak güce sahip değildim. Gücüm sevgisizlikten geliyordu ve ben sevilmediğim kadar güçlüydüm. Fiziksel acıların ruhuma ilişemeyeceğini çok iyi biliyordum ve buna izin vermeyecektim. Karnımdaki sızı beni yalanlamak istercesine arttı ve ruhumun sancılanmaya başladığını hissettim.

Bir elimle karnımı tutarken diğeriyle yaklaşan taksiye durmasını işaret ettim. Şoför yüzüme bakmadan sordu.

'' Nereye ?''

'' Çukurambar''

dedim sesimin normal çıkması için dua ederek. Fakat sahip olduğum diğer her şey gibi sesimde bana ihanet ediyordu ve acı içinde çıkmıştı. ''İyi misiniz?'' dedi şoför bu defa yüzüme bakarak. ''İyiyim, hadi gidelim'' dedim aynı tonda. Derin bir kesik olduğunu dibine kadar hissediyordum.

Başımı belaya sokmakta üzerime yoktu ama aldığım darbe daha önce hiç bıçak yarası olmamıştı. Yinede karnımdaki acının önüne geçen şeyler vardı ve derin kesiği sanki buzlu bir camın ardından bakar gibi hissediyordum. Uyuşmuş duyularım acının tamamını hissetmeme engel oluyorlardı. Ağrı kesici almış gibiydim.

O an aklıma bir acının ancak daha şiddetli bir başka acıyla dinebileceğiyle ilgili klişe geldi. Vicdan azabımın şiddeti on üzerinden on birdi ve karnımdaki kesiğin acısı onun yanında oldukça hafif kalıyordu. Bedeninden etler koparılan birinin sinek ısırığının acısını hissetmesi kadar anlamsızdı bıçak yarası.

İçten içe siyah bluzumdan akan koyu renkli sıvıya minnettardım. İçimdeki ihanet zehri bir nebze de olsa bedenimden uzaklaşıyor gibi hissediyordum. Bana gerçekten değer verdiğini düşündüğüm iki insanı da saçma sapan bir hayal uğruna kaybetmiştim. Ve Koray' ın bana bağırdıktan sonra bile parayı uzatırken ki şefkati, Yasemin' in kolumdan tutarak her sabah ki neşesiyle beni yerimden kaldırması...

CAMDAN KALP // #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin