16.BÖLÜM: ÇIKMAZ

391 222 7
                                    

Gözlerim titrek bir mum alevi gibi bakıyorlardı. Elisa tavrımı garipsese de kibarlığını elden bırakmadan gülümseyerek konuşmaya başladı.

"Yarışma için çok az bir zaman kaldı Caro. Katılacaksın değil mi?"

Neyden bahsettiğini anlamam için birkaç saniye fazladan düşünmem gerekmişti.

"Accademia için bursun önemini biliyorsun." Biliyordum. Sahip olduğum tek hayaldi o burs. Kendi geleceğim için hayal ettiğim tek şey... Accademia yabancı öğrencileri yalnızca bu bursu almış ve yarışmada belli bir dereceye sahiplerse kabul ediyordu.

Son zamanlarda her şey o kadar üzerime gelmişti ki tamamen aklımdan çıkmıştı.

"Scusate Signora." "Üzgünüm, Signora."

"Tamamen unutmuşum."

"Ah, Caro bunu nasıl unutursun. Ama haklısın. Zor bir dönem yaşadığını biliyorum."

"Pekala ne yapmam gerekiyor?"

"Elbette başka bir öğrencim olsaydı, nefes almadan çalışmasını söylerdim. Ama senin yapabileceğini biliyorum signorina."

"Elemeler ve diğer prosedürlerden bahseder misiniz Elisa?" "Ah,evet. Elbette. Öncelikle, kolay olmayacak signorina. Piyanoda öyle iyi gençler var ki! Ama senin başaracağına hiç şüphem yok."

"Teşekkürler signora, güveninizi boşa çıkarmamaya çalışacağım."

Ölgün ifadem gitgide daha da ilgisiz bir hal alıyordu. Bundan sonraki yaşantımı derinden etkileyecek bir şeydi bu. Fakat bugün öyle hırpalanmıştım ki... Dudaklarım yerçekimine karşı koymaktan vazgeçerek yere doğru kıvrılmışlardı. Elisa birkaç saniye daha konuşmadan yüzüme baktı.

Eliyle yanağıma hafifçe dokundu.

"Ah, sen iyi misin signorina?"

"Bilmiyorum." Diye fısıldadım.

"Konuşmak ister misin?"

"Elisa, affedersiniz ben, biraz yalnız kalabilir miyim?"

Sanki daha fazla yalnız kalabilmem mümkünmüş gibi.

"Ah, elbette caro. Kendine dikkat et. Seni iyi görmedim. Yakın bir zamanda ayrıntılarıyla konuşalım canım."

Yanıtlama gereği duymadan yanından ayrıldım. Piyano odasının büyük ve geniş kapısını biraz zorlayarak içeri girdim. İnsanı baktığında ferahlatan şeyler vardır. Piyano, benim için bunlardan biriydi.

İçeride çalışan kimsenin olmadığını görünce rahat bir nefes aldım. Biriyle muhatap olmak şu an da istediğim son şeydi. Okulda en sevdiğim piyanoydu bu. Gri kazağımın kollarını dirseklerime dek sıvadım.

Saçlarımı arkaya doğru toplayıp, piyanonun başına oturdum. Parmaklarımı hafifçe tuşlarda gezdirdim. Son çalışımı anımsadım, Emre abi evde tek olduğumu hissettirmememi söylediği gece... Odamdaki piyanoma ağlayarak bastığım notalar.

Beni hayatımın anlamı olan bu uğraştan çekip alan ne olmuştu? Ne zamandır çalmaktan vazgeçmiştim? Susuyordum. Benim yerime tuşlar konuşuyordu. Parmaklarımdan gelişigüzel dökülen sesler bütünü beni de alıp götürmüştü. Bir besteden bestecisinin acılarını, hüzünlerini, aşklarını çıkarmanın mümkün olduğuna inanırdım.

Rüya tabir etmek gibiydi. Belki de bu yüzden çekinmeliydim insanlardan. Beni notalarımdan öğrenmelerine izin vermemeliydim. Beni tanıyıp zayıflıklarımı bulmalarına...

CAMDAN KALP // #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin