"...BAYER VELİAHDININ İSTANBUL KAÇAMAĞI
Geçen sene, yurtdışı temaslarından dönerken Esenboğa havalimanı yolunda trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Orhan Bayer' in oğlu Burak Bayer, liseli sevgilisiyle İstanbul' daki evlerinde görüntülendi. Yalının önünde oldukça samimi pozlarla yakalanan genç çiftin uzun süredir birlikte oldukları tahmin ediliyor. Sarıyer' deki Bayer Yalısı daha önce, Orhan Bayer' in, büyük oğlu Emre Bayer' i devreden çıkararak Burak Bayer' e vasiyet etmesiyle de gündeme gelmişti. ..."
Defalarca okuduğum yazıya ve fotoğraflarımıza hala aynı şaşkınlıkla bakıyordum. Geldiğimiz gece, piyanonun önünde Burak' a sarıldığımda çekilmiş fotoğraflardı ikisi de.
İç bahçeden çekilmiş gibi duruyordu ve o anda yalıda yalnızca ikimiz vardık.
Burak kaldırımın yanına park edip arabadan çıktı. Nerede olduğumuza dair hiçbir fikrim yoktu. Valizimi dışarı çıkardı. Yanına gelen birkaç adamla konuşurken dikkatlice onları izledim. Ne konuştuklarını duyamıyordum.
Telefonumun titrediğini hissettim.
-Abi
-Hale. Burak'ın yanındaysan belli etme. Şimdi neredesiniz?
-Yanımda değil. Arabayı değiştiriyoruz.
-Oradan otele geçiyorsunuz. Evde bir eşyan kaldıysa birini gönder aldır. Kesinlikle oraya geri dönmüyorsunuz.
-Burak' ı nasıl ikna ettin abi?
-Gazetecilerin seni rahatsız etmesini istemiyor. Otele giremeyeceklerini söyledim. Arabanın plakası da fotoğraflarda görünüyor. Onunla devam edemezsiniz.
-Rahatsız olacağımı sanmıyorum.
-Hale, o kadar basit değil.
-Bence eğlenceli bile.
-Kızım beni delirtmeye mi çalışıyorsun?
Sesi sinirli çıkmaya başlamıştı. Bunda endişelenecek bir durum olduğunu sanmıyordum. Hoşuma bile gitmişti.
Önümdeki gazeteye tekrar baktım.
-Şuan ne kadar fırsat kollayan adam varsa ikinizin İstanbul' da yalnız olduğunuzu biliyor. Sen eğlen diye yazdıklarını mı sanıyorsun?
-Gitmemize nasıl izin verdin ki zaten?
Diyerek çıkıştım.
- İzin verdiğimi mi düşünüyorsun?
Haklıydı. Emre abinin buna izin verdiğini mi düşünmüştüm sahiden? Burak diretmiş olmalıydı.
-Bir hafta kalamayabilirsiniz. Sınav sonrası dönüyorsunuz.
-Bunu Burak' a söyledin mi abi?
-Kabul etmiyor ama sen bir şekilde ikna edeceksin.
-Ya ikna etmek istemezsem?
-Hale...
-Yiğit yolda. Birkaç saate orada olur.
-Otelde yeterince güvenlik olmayacak mı?
Burak takım elbiseli olan adamla yan sokağa girdi. Diğer adam valizimi alıp, Jeep' in önünde beklemeye başladı.
-Şuanda arka sokağınızda bile üç araba adamım var.
Ben ne kadar umursamazsam, Emre abide o kadar endişeliydi.
-Pekala.
Dedim yenilmiş bir sesle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMDAN KALP // #Wattys2017
Teen FictionYEDİ YIL ÖNCEYDİ. ON YEDİ YAŞIMDA TÜM KADERİMİ BAŞTAN YAZACAK ŞEYLER YAŞAYACAĞIMI NEREDEN BİLECEKTİM Kİ...