13.BÖLÜM: RASTLANTI

563 245 7
                                    

Günlüğün tarih düşülen son sayfasını da okuduğumda titrememe engel olamadım.

9 Haziran

Kazadan bir hafta kadar öncesi olmalıydı. Hiç tanımadığım bir kadının artık son bulmuş olan hayatına bu denli yakın olmak ürkütmüştü beni.

O sayfalarda yalnızca çocuklarını korumak isteyen bir anne yoktu, sayfa sayfa sevgisizliği yaşayan bir kadın dökülmüştü mürekkepten. Kapı aniden açılınca elimdeki defteri beceriksizce saklamaya çalıştım.

Yastığın arkasına götürdüğüm elimi geri çekemeden Burak içeri girdi. "Geç mi kaldım melek?" dedi yatağa otururken. "Hayır." Dedim sesim deki endişeyi örtmeye çalışarak.

"Elindeki ne?" dedi yanıma uzanırken."Yok bir şey." Dedim ne yapacağımı bilemeyerek. Üstelememesi için dua ederken beni kendine çekti ve elleriyle yüzümü yüzüne yaklaştırdı.

Boynu ve omuzları arasındaki kısa mesafe bana sonsuz bir yolu anımsatıyordu. Saçlarıma, sanki bundan öncesinde nefes almıyormuş gibi gömülürken, fısıldadığı şeyi anlayamıyordum.

Teninin çekim gücüne kapılan bedenim tüm işlevlerini askıya almış, yalnızca ona odaklanmıştı. Kalp atışları, kalp atışlarıma karışırken ona sımsıkı sarıldım. Üzerindeki lacivert bluza imreniyordum.

Hep onunla olduğu için. Yastığın altındaki defteri yavaşça ittirerek yere düşürdüm. Dudakları dudaklarıma yaklaşırken kendimi geri çektim. Hiçbir şey söylemeden, üstelemeden yanağımı öptü. Ilık nefesi, ateş basan yanaklarımın yanında soğuk kalıyordu. Beni acıtmak yapacağı son şey bile değildi. O benim en güvenli sığınağımdı.

Parmakları, dudaklarıma hafifçe dokunurken,

"Bu sana zarar verir mi?"

Sesi göz bebeklerime hitap ediyordu. "Verir." Dedim fısıldayarak.

"Ben sana zarar veremem ki melek. Ben seni yaralayacak bir şey yapamam."

"Yapmazsın değil mi?"

"Yapmam melek. İnan bana."

Hiçbir şeye inanmadığım kadar inanıyordum ona. Gasp edilmiş duygularım vardı benim, kolay kolay inanamazdım mesela. Bana bakan kestane gözler inanılamayacak kadar güzeldi oysa.

Ama ben yine de inanıyordum ona. Beni sarhoşken arabasına alan o tanıdık yabancıya inandığım gibi...

Kestane gözler yalan söylemezdi. Dudaklarını alnıma bastırdı.

"İşte bunun için her şeye değer melek."

İçimden gelen ağlama isteğini olanca gücümle durdurmaya çalıştım. Titriyordum. Fakat gözlerim beni dinlemiyorlardı. Birkaç tuzlu damlacık gözlerimden hızla uzaklaşırken, Burak endişeli bir sesle yüzümü avuçlarının arasına aldı.

Son dört yılım gözlerimin önünden geçerken, aldığım her kalp kesiğini, her darbeyi yeniden yaşadım.

Ulaşılmazlığı karşısında, çaresiz kalan zavallı ruhum. Yasemin' e sarıldığında tenimi parçalayarak üzerime dökülen zehri hatırladım.

"İyi misin melek?"

"Ben," dedim kendimi hıçkırıklara bırakmadan hemen önce.

"Çok istemiştim."

"Neyi çok istedin melek?"

Burak neler olduğuna bir anlam veremiyordu. "Çok fazla," diye yineledim. "Neyi istedin melek, anlayamıyorum."

CAMDAN KALP // #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin