Huzurlu bir şekilde gözlerimi açtığımda kokusu burnuma çarpmıştı ve huzurumu iki katına çıkartmıştı. Kokusu cidden huzurdu. Fakat kapalı beklediğim gözleri açıktı ve beni inceliyordu. Belime sarılmış eli yüzüme geldi ve işaret parmağının tersini yüzümde gezdirmeye başladı. Gözleri bir dikkatle beni izliyor düşünceli bakıyordu. Öyle bakmasına rağmen zihni boştu. Tenimi okşayan eli durdu ve ifadesizce yüzüme baktı. "Beni tekrar vampir yap Steph." Dediğinde gözlerimi kırpıştırdım. "Justin! Delirmiş olmalısın hangi insan vampir olmayı ister ki?" Dediğimde gülümsedi. "Sevdiği kişi vampir olan bir insan onu sonsuza kadar sevmek için vampir olmak ister." Dediğinde ona bakan gözlerim dudaklarına kayınca dikkatimi hemen topladım ve yataktan kalktım. "Yani bu hikayenin Edward'ı ben miyim?" Deyip garii bir şekilde baktığımdan kolumdan tutup yatağa çekti ve az önce baktığım dudaklarını dudaklarımla buluşturdu. Kısa bir öpücük bırakıp geri çekildim. "Bu kadar mıydı yaa?" Diye bir çocuk gibi dudaklarını uzattığında aynı şekilde dudağımı büzdüm ve onu yatakta bırakıp banyoya doğru ilerledi. Üzerimdekilerden bir çırpıda kurtulup sıcak suyun altına girdiğimde kendime geldiğimi hissediyordum. Yprgunluktan arındığımı. Banyodan çıkınca Justin'i odada göremedim ve dolabımın karşısına geçip giyecek bir şeyler baktım. Siyah bir pantolon ve üzerine kırmızı düz bir t-shirt giyip üzerine siyah hırkamı giydim. Siyah Converslerimide giyip odadan çıktım. Burada kışlık pek kıyafetim yoktu. Ama yinede uyumlu ve güzel olduğumu düşünüyordum. Aşağıda herkesi bulmak beni gülümsetmişti. Çok fazla kişi küçük bir kulubede kalıyorduk. Yerlere serilen yataklar toplanmıştı. Odadan çıkmadan cebime koyduğum telefonumu alıp saate baktığımda öğlen olduğunu görmüştüm. Gözlerim Justin'i bulunca yanına gittim ve yanağına bir öpücük kondurdum. Bana gülümsedi ve sarıldı. Herkesin tedirgin hali beni biraz şaşırtınca sorma gereği duyarak Justin'i geride bıraktım ve babamın yanına oturdum. "Hey Jer! Ne bu halleriniz!" Dedim fısıltıyla. Ona adıyla veya kısaltmasıyla hitap etmeyi severdim. Bana korku dolu bir bakış attıktan sonra kendisine çekti ve sıkıca sarıldı. Endişeli bir sarılmaydı bu. Bir şeyler olduğuna artık emindim. Babamdan cevap bekler gibi bakınca ofladı. "Stephanie Kehanetten bahsettiğimi hatırlıyor musun? " diye sorduğunda evet dercesine kafamı salladım. "Kehanetteki görsel ikizin gelmemişti, onuda biliyorsun?" Dedi soran gözlerle. Aklıma Derek'in ve gördüğüm vizyonun gelmesini engelleyemeden kafamı salladım. "Geliyor Stephanie ve siz birleşirseniz..." dediğinde sözünü kestim. "Birleşirsek neler olacağını biliyorum ve uzaklaşmamız gerekiyor öyle değil mi?" Diye sorduğumda şaşırsada bozuntuya vermeden "Evet. Bugün buradan ayrılmamız gerekiyor." Dedi. "Justin. Justin'de benimle gelebilir mi?" Diye sordum umutla. "Hayır Stephanie, o bir insanken yanımızda taşıyamayız. Silas denilen adam onu 1 kilimetreden bulur." Ona sinirle baktım. "Bizi bulamayacak mı sanki! Bu sefer oyun bitti baba! Bu sefer bitti!" Diye bağırarak merdivenlere koştum. Yukarıya çıkmaya başlarken arkamdan bağırdığını duyuyordum. "Bitmedi Steph! Zack'de bizimle geliyor ve seni saklamak için elimizden gelen herşeyi.." sonunu getiremeden yukarıya çıkmıştım ve onu duymak istemiyordum. İstesem duyabileceğimi bildiği için hâlâ bağırıyordu. Çok geçmeden yukarıya gelen Justin'in ayak sesleriyle irkilerek kafamı dayadığım bacaklarımdan çektim ve yüzüne baktım. "Justin!" Derken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile. "Steph, beni vampir yapmalısın!" Dediğinde kafamı hızlı bir şekilde sağa sola sallarken "Böyle bir şey yapmayacağım. Yaşlanacaksın ve herşey istediğin gibi olacak! Benim yüzümden yine bu lanet durumda olmanı istemiyorum!" Dedim. "Ben vampir olmaktan rahatsız değilim Steph!" Dediğin kafamı yine olumsuz anlamda sallarken karnıma çektiğim bacaklarıma yasladım. Saçlarımda dudaklarını hissettiğimde onu vampir yapma düşüncesi geçti aklımdan. Fakat insan olduğundan beri düşünceleri çok farklıydı. Şimdi bana bunları söylerken bile tedirgindi ve ben ona bunu yapamazdım. Ayağa kalktım yatağın altından bir sırt çantası çıkararak dolaptan bir kaç kıyafet alıp içine koydum. Justin'le göz göze gelmek istemediğim için yüzüne bakmamaya dikkat ediyordum. Eşyalarımı hazırladığımda çantamı aldım ve aşağı inecekken Justin kolumu tuttu. "Nereye kadar bana bakmayacaksın!" Dediğinde dudaklarına kaydı gözlerim. Kısa bir öpücük bırakıp ayrıldıktan sonra gözlerinin en derinine baktım. Beni gerçekten seviyordu. "Seni seviyorum Justin.Burada güvende olacaksınız ve bende güvende olacağım. Bütün bunlar bittiğinde birbirimizi bulacağımıza dair sana söz veriyorum." Dedikten sonra tekrar öptüm onu. Ellerini ensemde birleştirip alnını alnıma dayadı. "Bende seni seviyorum Steph ve bende sana söz veriyorum." Dedikten sonra el ele aşağı indik. Babam sırt çantamı görünce Zack'e ve amcalarıma -halama- başıyla işaret verdi. Hepbirlikte dışarı çıktığımızda diğer herkesle görüştükten sonra Justin'in ellerini tuttum. "Ne olursa olsun beni bırakma Steph!" Dediğinde gözlerine baktım. Kafamı salladığımda gülümsedi. Kapıdaki arabaya binip başımı cama yaslayınca bütün düşünceler beynime hücum etmişti.
Bırakmak mı? Vampir hikayem birden aşk hikayesine dönmüştü. Bu herşeyi batırabilirdi fakat Justin'i gerçekten bırakmayacaktım.
▼Derek▼
Oturduğum sandalyede ellerim bağlı ve çaresiz bir şekilde olmaktan nefret ederek ağzımdaki kanı tükürdüm. Karşımdaki adam çok güçlü olmasına rağmen güçlerini kullanmayıp beni dövdürüyordu. İnsan olmanın verdiği huzursuzlukla bir kez daha iplerden kurtulmak için kıpırdandım. Olmuyordu. Vampir olsam ipler anında kopardı fakat insan halimle gerçekten çaresizdim. Silas karşımda durmuş gülümserken, benim aklımda sadece Stephanie'nin yaptıkları vardı. Silas hatıralarımı geri verdiğinde ve insan olunca etki geçtiğinde o kızdan gerçekten nefret etmeye başlamıştım. Fakat sadece başladım, nefret edemiyordum. Hatıralarım ile birlikte gelen duygularım bana sadece Justin'in ölmesi gerektiğini söylüyordu. Silas bana yaklaştı ve kolundan akan kanı ağzıma dayadı. İçmek için direnecektim fakat Justin'i öldürmek için ondan daha güçlü olmam gerekiyordu. O insanken onu öldürmek için kazığa ihtiyacım olmayacaktı. Biraz sonra ağzımdan çekilen bileğiyle boynumu kıran Silas'a bakan gözlerim o 'çıt' sesiyle kapandı ve karanlığa büründü. Etraf şimdi çok karanlıktı.
Selamm bebitolarımm. Teog yaklaşıyor maluum ve ben hiç ders çalışmadım. Konuyu şuraya getireceğim. Finali 40 ta yaparım. Bir hafta boyunca 5 bolum daha seri bir şekilde yayımlayacağım. 2.kitabıda Teogdan sonra çıkaracağım. Pek birşey kalmadı zaten. Vee okuyucu kaybetmek istemiyorum uyarımı aldım açıklama yapma gereği duydum şuan insan olan tüm vampirler 2. Kitapta tekrar vampir olarak karşınıza çıkacaklar-belki Finalde- Güzel yorumlarınız beni çook mutlu ediyor ve okuyucu sayısı 197bin olmuş Sizlere teker teker ve en içten teşekkür ediyorum. Siz olmasaydınız olmazdıı :**
Not:YENİ KİTABIM ◑NEVERLAND◐ E BAKARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM BEĞENECEĞİNİZİ UMUYORUM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▼Şirin Melez▼
VampirosŞirin Melez serisinin ilk kitabıdır. Stephanie vampir okuluna giden sıradan bir vampir değildi. Köken bir melez olan baş karakterimiz arkadaşları ile yaşadıkları maceraların yanı sıra vampir ırkını yok etmeye çalışan insanlardan gizlenmek isterler...