*Stephanie*
Avcı öylece durmuş bize bakarken silahının ucunda olduğumu fark ettim. Tetiği çekmeye yeltendiğinde hızlı bir hareketle silahının ucunu büktüm korkuyla geri adım attığında "Ne o? Silahın olmayınca bir hiç misin?" Dedim. Korkuyla ve titrek hareketlerle uzaklaşmaya çalışınca babam ani bir hareketle onu tuttu ve koluyla boğazını sıkıştırdı. Annem korkuyla yanıma gelip bana sarıldı. Sonra yere eğilip az önce kalbine tahta kurşun yemiş olan çocuğun nabzına baktı. Bunu yapması anlamsız değil miydi? Öldüğü apaçık orradaydı. Kendimi ona borçluymuş gibi hissetmiyordum. Sonuçta sadece beni değil tüm dünyayı kurtarmıştı. Belkide bunu kendisi için yapmıştı. Bu hikayenin kadrosunda yeni birind ihtiyacımız yoktu ve onun ölmesi gerekiyordu. Bilirsiniz başroller ölmezdi. Ben ölseydim bütün herkesin hayatı değişirdi ve hikayem biterdi. Alper ölünce bir eksiklik veya değişiklik olmadı. Hikayemizede katkısı yoktu. Bu yüzden suçlu hissetmiyordum. Annem çocuğun başından kalkıp babama baktı. Babam onu aşağıdaki zindana götürmek için merdivenlere yöneldi. Avcının acemi olması bizim şanslı olduğumuzu gösteriyordu. Anneme diğerlerini uyarmam gerektiğini söyleyerek evden çıktım. Biz Derek'i engellediğimizde ne değişmiş merak ediyordum. Justin hiç deşici olmamış, Ryan ve Miley ölmemiş, Silas hiç hayata dönmemişmiydi merak ediyordum. Önce Tiffany'nin evine uğrayarak olanları öğrenmeye karar verdim. Kapıyı çaldığımda açan o oldu. Biraz gülümseyip beni içeri davet etti. Odasına çıkıp yatağına oturduk. "Bana son zamanlarda olanları anlat Tiffany." Dediğimde anlamıyormuş gibi baktı. "Senin yaşadığın şeyleri sana mı anlatmamı istiyorsun?" Ne istediğimi açık olarak belirtmemişmiydim zaten. Kafa salladığımda istemeyerekte olsa anlatmaya başladı. "Siz Justin'le ayrıldıktan sonra.." diye başladığında sözünü keserek "Neden ayrıldık?" Diye sordum. Geçmlş değişmeden önce Kehanet yüzünden ayrılmıştık peki şimdi neden di? "Kehanet yüzünden. Şimdi sözümü kesmede anlatayım. Siz kehanet yüzünden ayrıldıktan sonra Justin tamamen yıkıldı ve kendini toparlayamaz oldu. Bir deşiciye dönüştü. Bay Wesley yani baban onu evinizin altındaki zindanda bir süre tuttu. Justin Miley sayesinde düzeldi. Miley bir gün onu ziyaret edip aşkını ilan etmiş. Tabii Justin'ine de duygusal gelince duygularının açılmasına sebep oldu ve Justin kurtulmuş oldu. O günden beri Justin ve Miley çıkıyorlar. Ve Bende Cody ile çıkmaya başladım. Justin'in yakın arkadaşı Tyler geldi. Ryan ve Justin'in Tyler yüzünden arası açıldı. Seninde kehanette yazılı kişin hiçbir zaman gelmedi ve o günden bu yana yalnızsın. Ama ben Justin'in hâlâ sana aşık olduğunu düşünüyorum. Sana nasıl baktığını bilirsin. Jake ise çoktandır ortalarda yok ne olduğunu bilmiyoruz. İşte bu kadar. Başka öğrenmek istediğin bişey?"
Diye sorarak konuşmayı bitirdiğinde söylediklerini analiz etmeye çalıştım. Ryan ve Miley ölmemişti. Miley ve Justin çıkıyor muydu? İşte bu oldukça tuhaftı. Tiffany'ye dönüp kafamı hayır şeklimde salladım. "Son olarak birşeyi unuttum. Sen de bütün bu olanlardan dolayı duygularını kapattın ve neredeyse 1 aydır kimseyle konuşmuyor ormandaki kulübende yaşıyordun. Şimdi ne oldu merak ediyorum" dediğinde garipçe yüzüne baktım. "Bütün hepsini bir arada görmek istiyorum bi organizasyon yapabilirmisin?" Dediğimde tuhaf birşey miş gibi baktı ve kafasını salladı. Hemen hepsini arayarak kendi evine gelmelerini söyledi. Yarım saat geçmeden herkes burdaydı. Herkes salonda otururken içeri girdim. Bana tuhafsar bir şekilde baktılar. Cody beni görür görmez ayağa kalktı. Onu özlemiş gibi hissettim. Sonra Ryan'ı gördüm. Onun için ağladığım öldüğü gün geldi aklıma. İçimdeki koca boşluk doluyordu sanki. Justin şaşkınca baktığında Miley ona baktı. Justin kafasını yere eğdi. Onuda özlemiştim sanırım. İçim yavaş yavaş ısınırken Cody gelip bana sarıldı. Kollarımı titrek hareketlerle sırtına koyduğumda gözümden bir damla yaş aktı. Derek geldi aklıma. Ondan nasıl ayrıldığım. Onun sesi, kokusu.. Cody'nin sırtını sıkarak ağlamaya başladım. İçimde boşluk kalmamıştı sanki. Tiffany'nin anlattıkları doğruysa duygularım yerine yerleşiyordu. Artık hissedebiliyordum. Sımsıkı kapattığım gözlerimi açtım ve Cody'nin çok özlediğim kokusunu içime çektim. Beni kendinden ayırdı ve yüzümü ellerinin arasına aldı. "Ne kadar özlemişim şirineyi. Ağlama artık şapşal." Deyip burnumu sıktığında "Asıl sen benim seni nasıl özlediğimi bilsen." Dedim ona tekrar sarıldım ve sonra ondan ayrılarak çoktan ayağa kalkmış olan Ryan'a sarıldım. Gözümün önüne o günki feryatlarımız ve ağlayışlarımız geldi. Ryan'ın yerde yatan ölü bedenini, soluk tenini hatırlayınca ona daha sıkı sarıldım. "Hayatta olmana ne kadar sevindim bilemezsin." Deyip kendimi ondan ayırdım. Bana hepsi anlamayan bakışlar atıyordu. Sonra koşarak Tiffany'ye sarıldım. "Senide özledim sarışın." Dediğimde güldüğünü duyar gibi oldum. Sonra Miley'nin önümde durup diz çöktüm. "Seninde yaşıyor olman ve vücudunun bütün parçalarının hâlâ yerinde olması çok güzel." Deyip çöktüğüm yerden kalktım. Justin benim ardımdan ayağa kalkarak bana sarıldı. Ona sarılınca yine göz yaşlarımı tutamadım. Sıkıca sarıldım. Kulağına yönelip "Özür Dilerim. Tüm olanlar için." Diye fısıldadım. Yüzüme baktı ve onunda ağlıyor olduğunu gördüm. Ondan sonra bana merakla bakan gözleri artık görmek istemediğimi düşünerek. Bütün olanları anlattım. Başından beri engellemiş olduğumuz herşeyi anlattım. En sonunda avcıyıda anlattı biraz endişelenmişlerdi. Gitme vakti geldiğinde onlara döndüm ve "Yine hep birlikte olmak çok güzel". Dedim.
SELAMM :))) GECİKTİMİ? KISA MIYDI? BİLMİYORUM AMA EMEĞE SAYGI OYLAYIP YORUM ATARSANIZ SEVİNİRİM :) ÖPÜLDÜNÜZZZ :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▼Şirin Melez▼
VampirosŞirin Melez serisinin ilk kitabıdır. Stephanie vampir okuluna giden sıradan bir vampir değildi. Köken bir melez olan baş karakterimiz arkadaşları ile yaşadıkları maceraların yanı sıra vampir ırkını yok etmeye çalışan insanlardan gizlenmek isterler...