-Stephanie'nin anlatımından-
Miley'nin gözlerimin önünde ölümünü izledim. Kafasına o balta geçtiği anda öyle bir çığlık attı ki, her yer inledi. Onunla birlikte bende çığlık attım. Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Derek hâlâ elimi tutuyordu. Çığlık kesildiğinde gözlerimi açtım. Düşmanımın ölümünden bu kadar ağlayacağımı tahmin etmezdim. Gördüğüm şeyle irkildim ve ağlamam şiddetlendi. Ama sesim çıkmıyordu. Miley'nin kopan kafası adamın elindeydi ve yerdeki bedeninin elleri çırpınıyordu. Boyun kısmından kanlar fışkırıyordu. Bir süre sonra ellerdeki çırpınma bitti ve kan yavaşladı. Artık fışkırmıyordu. Akmasıda bittiğinde tamamen öldüğünü anladım. Adamlar onu orada bırakıp kopan kafa ile ateş çembere girdi. Kafamı yukarı kaldırdığımda bizi izleyen babamları gördüm. Kimseye belli etmek istemezcesine gülümsedim. Dikkatimi onlara verdim ve ne dediklerini duymaya çalıştım."Hayır, onlara karşı çıkamayız. Burada durmalıyız." Diyordu Stephan amcam. Babam karşı çıkıyor, bağırıyordu. Yanımıza gelmek istiyordu. Onları dinlemeyi bırakıp adamlara baktım. Miley'nin kafasını tam önümüzde yaktıkları ateşe attılar. Kafa yanarken içinden yukarıya doğru bit patlama yükseldi. Sonra başka biri ölü gövdeden kalbi çıkardı. Kalbi o ateşe attıklarında kötü, hayalet biçimli şeyler yükseldi. Bunlardan korkup kendimi kazığa daha çok yasladım. Şimdi çemberin içindeki ve dışındaki herkes el ele tutuşmuş bir sürü daireler oluşturuyorlardı. Birşeyler söylemeye başladıklarında aralarından biri bizden aldıklarını tahmin ettiğim kanı ateşe boşalttı. Ateş çok güclenmişti. Onlar da bağırarak birşeyler söylüyorlardı. Gözleri kapalıydı. Ateş şekil almaya başladığında olaya bizimkiler dahil oldu ve bizi hızlı bir şekilde çözdüler. Oradan koşarak ayrıldık. Eve döndüğümüzde nefes nefeseydik . Babam ve annem bana sarıldı. Hepsiyle sarıldık. Ağlıyordum ama bu sefer mutluluktan. Hepsinin içinde bir yüz gördüm. Herkesin aksine üzgün duruyordu. Ona sinirliydim. Birşeyler yapar korkusuyla geri çekildim. "Sen!" Diye bağırdım. Bir yandan da ağlıyordum. "Senin yüzünden Ryan öldü. Baba onu neden çıkardınız?" Justin üzgünce baktı ve "Steph ben düzeldim ve emin ol herşey için çok üzgünüm. Yaptıklarımı kontrol edebilsem böyle birşeyi asla yapmazdım" dedi. Sonra odadan çıktı. Zack bana umut dolu bakıyordu. Geldi ve sıkıca sarıldı. "Senin için çok endişelendim." Sonra yorgun olduğumu belirterek yanlarından ayrıldım. Çıktığımda Justin'i karşımda buldum. Orada ağlıyordu. Gittim ve hiç sesimi çıkarmadan yanına oturdum. Ona gerçekten üzülmüştüm. Ryan'ı öldürdü ve zararlıydı fakat o sert duruşun altında ciddi anlamda derin yaralar vardı. Seviyordu ama tek taraflıydı. Bilmiyorum, anlam veremediğim şekilde üzüldüm ona. Halbuki o kadar da sinirliydim ayrıca. Ağladığını görünce birşey oldu sanki. Justin oturduğumu hissettiğinde irkilde ve başını kaldırdı. Umutsuz, yıkılmış ve artık hayattan birşeyler beklemeyen bakışları vardı. Bu bir vampir hikayesiydi fakat şuan baktıklarımda dramdan başka bişey göremiyordum. Justin kafasını yerine koydu ve konuşmaya başladı. "Tüm bunlar olsun istemiyordum. Bilinçsizce oldu. Belki biraz suçum var amaa.. düzeltemedim. Deşici olduğum gece o adamları o şekilde öldürdüğümde duygularım kapalıydı ve çok iyi hissettirmişti. O gece biz bitmiştik ve ben çok üzgündüm. Ağlamaktan gözlerimin altı şişmişti, hiçiyi hissetmiyordum. Duygularımı kapatmak zorunda kaldım. Ondan sonra olanlarıda biliyorsun zaten." Dediğinde ona sarıldım."üzgünüm Justin, sebebi bensem çok üzgünüm. Ama biz sonunda olacak birşeyi erken bitirdik. Biz bitirmesek bile sonunda olacaktı." "Hayır! Kehanet herzaman doğru işlemiyor!" Dedi kafasını kaldırırken. "Sen beni sevmiyordun ve zaten bitmesini istiyordun. Ve bitti mutlumusun peki?" "Justin, seni seviyordum." "Lütfen stephanie ne kendine ne de bana yalan söyleme. Ama şunu bil, senden sen benden nefret etsen bile asla vazgeçmeyeceğim." Dedi. Kalktı ve gitti. O gittikten sonra arkasında bir süre baktım ve kalkıp odama yürüdüm. O gece yorgunluktan aralıksız uyudum.
Yazardann
Stephanie ve Derek kaçtıktan sonra önlerindeki ateş daha çok belirginleşti. Ateş şekil aldıkça insanlar daha çok bağırıyor ve burunlarından kan akıyordu. Onlar bağırdıkça ateş şekil alıyordu. Stephanie ve Derek umurlarında değildi. Onlar istediklerini almışlardı ve şimdi dilekleri, çabaları gerçek oluyordu. Ateşten çığlıklar yükselmeye başladı ve yukarı doğru alevler fışkırdı. Gezginler artık yorgunluktan yere yığıldılar. Bağırmaları kesildi ve ateş belirginleşti. Artık ateş bir insan görünümündeydi. Fakat vücudu alev topu bir insan. Sonra o şey dışarı adım attı ve Derek'in aynısından bir adam belirdi. Yere yığılmış olan gezginler hemen ayağa fırladılar ve onu selamladılar.
"Geri dönmek ne güzel!"
Sea arkadaşlar çok gecikti biliyorum fakat bölüm 2 gundur elimde hazır ama çok hasta olduğum için ancak şimdi gecirebildim. Biliyorum hep.bir bahane ama gerçekten çok üzgünüm anlayışlı olursanız sevinirim hepiniz öpüldünüz :))
Emek için oy ve yorum lütfen :)Sizce Justhanie birleşmeli mi?
Birleşirse Stephanie'ye Derek'te olduğu gibi sürtük denilir mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
▼Şirin Melez▼
WampiryŞirin Melez serisinin ilk kitabıdır. Stephanie vampir okuluna giden sıradan bir vampir değildi. Köken bir melez olan baş karakterimiz arkadaşları ile yaşadıkları maceraların yanı sıra vampir ırkını yok etmeye çalışan insanlardan gizlenmek isterler...