10

2.7K 115 34
                                    

Selamün aleyküm.

Sevgili ve çok kıymetli yol arkadaşlarım, sizden bir ricam olacak. Zahmet olmazsa lütfen yayınlanan bu onuncu bölüme kadar hikaye hakkında yorumlarınızı yazabilir misiniz? Karakterlerimize bakış açılarınızı çok merak ediyorum. Şimdiden çok teşekkür ederim, elinize sağlık.

Sizi bölümle baş başa bırakayım. Kolay gelsin.

🌱 10. Bölüm 🌱

Ferdi, cezvedeki kahveyi fincana dökerken tutmayan köpüğüne küfretti. Halbuki anası ne dediyse yapmıştı. Neden böyle köpüksüz olmuştu anlamıyordu. Fincanı tepsiye koyup, Mustafa'ya götürmek için çıktı mutfaktan. Bir haftadır Ankara'dalardı ve Ferdi artık çok sıkılmıştı. Çünkü Mustafa ölüden farksız yaşar olmuştu. Gün boyu sadece içiyor ve sızıyordu. Yaptığı kahveler ile bile ayılamayacak hale gelmişti neredeyse. Tek bir lafını bile duymaz olmuştu. Sarhoşken suyun altına girip bağırmasa, kokmaya da başlardı şimdiye. Bir haftadır aynı kıyafetler üstündeydi. Kendi de Mustafa'nın dağıttı eşyalardan bir kaçını giyiyordu.

Ev savaş alanı gibiydi. Mustafa her sarhoşluğunda başka bir yeri dağıtmıştı. Artık o da toplamaktan vazgeçmişti. Böylece dağınık yeri tekrardan dağıtmıyor ve Ferdi'ye iş çıkarmıyordu.

Bir de her gün utanmadan gelen o kadın vardı. O kadar olaydan sonra kapıya dayanıp bağırıyor ve yalvarıyordu. Ferdi onu kovmaktan bıkmıştı ama Burcu gelmekten bıkmamıştı. Her seferinde de Mustafa tarafından ağır sözler ve tehditler alıyordu. Ama nerden aldığını bilmediği bir cesarete kapılmıştı kadın. Ferdi'ye göre aptal cesaretiydi bu.

Salonda, orta masanın üstünde yatan adama baktı. Kahve yapmak için yanından ayrılmadan önce koltuğa yatırmıştı. Demek rahat yine batmıştı adama. Kahveyi bir sehpayı düzeltip üzerine koydu. Yavaşça adama ilerleyip omzundan dürttü.

" Beyim. Beyim... "

Mustafa huysuz mırıltılar ile kımıldandı. Heryeri ağrıyordu. En çokta başı çatlayacak gibiydi. Ferdi pes etmeden dürttüğü için adam gözlerini açmak zorunda kaldı. Yerinde doğrulmadan üzerine eğilmiş adama baktı.

" Ne var? "

Ferdi yüzünü düz tutup dikildi.

" Size kahve yaptım beyim. "

Mustafa sıkıntı ile inledi. Elini başına götürüp ovuşturdu ağrısı geçsin diye.

" Rahat bırak lan beni.! Ha bire kahve yapıp durma. "

Ferdi kaşlarını çatmamak, gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu.

" Şuan masanın üzerinde yatıyorsun beyim. Koltuğa geçin. "

Mustafa zar zor doğrulmaya çalıştı. Ferdi'nin yardımı ile de tam doğruldu. Masanın üzerinde oturur halde etrafına baktı. Ferdi de kahveye uzanıp aldı. Adama doğru uzattı. Mustafa bir kahveye bir Ferdi'ye baktı.

" Defol git lan burdan.! Çek şu kahveyi de sinirimi bozma benim. Bana ağrı kesici getir. "

Ferdi sadece durdu. Yine aynı hatayı yapmayacaktı. Zararlı çıkan kendiydi sonuçta. Mustafa duran adama baktı öfkeyle.

" Sağır mısın lan? Git ağrı kesici getir. "

" Hiçbir şey yemediniz. Aç karnına ağrı kesici içince kusuyorsunuz. "

Mustafa derdini anladığı adama bakmadan önce kusmuk olan gömleğine baktı. Sonra da düğmelerini açıp çıkardı. Ferdi ne yaptığına anlam vermediği adama baktı. Mustafa onu umursamadan ayağa kalktı. Ferdi'nin elindeki kahveyi alıp bir dikişte içti. Kahvenin tadının kötülüğü ve sıcaklığı ile yüzünü buruşturdu.

TENASÜHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin