14

3K 129 79
                                    

Selamün aleyküm

Kolay gelsin.

🌱 14. Bölüm 🌱

Mustafa kadının sözleri ile karanlıkta kalan kalbinin acısını en derininde hissetti. Gitmek istiyordu kadın. Oğlu ile gitmek istiyordu ondan. Onlar da gitmek istiyordu. Herkes gibi karısı ile oğlu da bırakacaktı onu. Her şeyini kaybedecekti. Annesini kaybetmişti, babasını kaybetmişti, sevdiği kadını kaybetmişti. Şimdi sıra karısı ve oğluna gelmişti demekki. Onları da kaybedecekti. Tamamen yalnız kalacaktı.

Bunu istemiyordu. O herkesi istiyordu. Belki o kadını değil ama. Karısını istiyordu. Karşısında duran kadını istiyordu. Hayatında olsun istiyordu. Gitmesindi. Onu sevsin, hep yanında olsun. Oğlunu istiyordu. Ona gülsün, birlikte oyun oynasın. Ama bu şansı elinden gidecekti. Elinde tutmayı becerememişti. Kaybetmişti onları. Hemde yıllar önce.

" Bunu isteme benden. Sizi bırakamam. " Amine hayal kırıklığı ile uzaklaştı adamdan. Mustafa ise kadının uzaklaşmasına izin vermeden elleri ile sarıldı kollarına. " Siz benim tek dayanağımsınız. Sizi kaybedersem yaşayamam. Ne olur gitmek isteme bende. Affet beni Amine. Gitmeyin benden. "

" Sen gittin. Sen gittin bizden. Ben senden hiç gitmedim. Ben sana geldim. On senedir sen yoktun. "

" Söz veriyorum bundan sonra hep birlikte olacağız. Bir dakika ayrılmayacağım yanınızdan. Birlikte çok mutlu olacağız Amine. Sana yemin ediyorum herşeyi unutturacağım size. Dünyanın en mutluları siz olacaksınız. Ne olur affet beni. Affet beni Amine. "

Genç kadın kafasını eğerken kurtuldu adamın ellerinden uzaklaşıp ayağa kalktı. Üstten bakıyordu artık adama. Yıllarca onun kendine baktığı gibi. Uzun uzun... Ama tek kelime etmedi. Ne inanmadığını ne de istediğini şeyi söyledi. Sadece baktı. Ta ki adamın gözleri ile buluşuncaya kadar. Gözünden bir yaş akıp zeminde kayboldu. Aynı şimdi kocası ile arasında olan bağ gibi kaybolup hiçliğe kavuştu.

Gözleri nasıl bakıyorsa adama anlamıştı adam. Dile dökmeye gerek kalmamıştı. Bitmişlerdi işte. Zorlamaya gerek yoktu. On senedir olan bağ hiç olmamış gibi yok olmuştu. İki yabancıdan farksız iki insandı onlar. Tek ortak yönleri tanışıyor olmalarıydı. Hiç istemedikleri bir tanışıklık.

Gitti kadın.

Ve adama sadece bakmak düştü. Gidişini izlemek. Neyi kaybettiğini bilmek düştü. Hayatının ne denli dolu olduğunu anlamak, ve o doluluğu kendi elleri ile boşalttığını bilmek düştü.

-----

Bir gün, iki gün derken bir hafta geçmişti. Ve durum hala aynıydı. Mustafa zorluyor, Amine ise püskürtüyordu. Amine kaçıyor, Mustafa kovalıyordu. Garip olan ise adamın yorumladığıydı. Israr da o kadar iyiydi ki genç kadın şaşırmadan edemiyordu.
Tabi bu ısrarı bir işede yarıyordu. Genç kadında değil ama ondan daha masum olan oğlunda.

Küçük çocuk kaçmıyordu ondan. Korkmuyor hatta konuşuyordu. Bunda en büyük emek Ali'nindi. O bir nevi baba oğlu bir araya getirmişti. Adamın oğluna olan yaklaşımları Ali tarafından verilen destek ile başarıya kavuşmuştu. Mustafa küçük ortağı ile güzel bir işi becermişti. Ama yardımları sadece Ömer de sınırlı kalmıştı. Karısı ile hala aynıydı. İkna çabaları sürüyor ama işe yaramıyordu. Tedavi olması için elinden geleni yapıyordu adam. Ama kadın umursamıyordu. Kapanmış bir konuydu o onun için. Açılmasına da gerek yoktu. Ama Mustafa için vicdan meselesiydi. Bir de son zamanlarda yeğeni ile zihnine doğan büyük aile olma fikrinden dolayıydı. İçinde amansız bir heyecan var olmuştu. Onun içinde ilk olacaktı.

Bir bebek. Belki de onların mutluluğun anahtarıydı. Ailesini tekrar kazanmasının yoluydu. Işık olacaktı ona. Buna inanıyordu adam. Ama diğerleri onun kafayı yediğini düşünüyordu. Heleki kardeşleri. İbrahim ve İlyas. Abisinin tedaviye ihtiyacı olduğunu düşünen yegane ikili. Ve onların eşleri.

TENASÜHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin