21

2.1K 157 48
                                    

Selamün aleyküm

Öncelikle, hayırlı, huzurlu ve bereketli Ramazan'lar dilerim. Rabbim cümle aleme mübarek eylesin inşallah. Dualarım sizinle.

Uzun bir aradan sonra buradayım. Öncelikle beklettiğim için özür dilerim. Bir daha olmayacağının sözünü veremem ama, sizi temenni ediyorum bir daha olmaması için daha çok çabalayacağım. Şimdiden anlayışınız için minnettarım.

Uzatmadan sizi bölüm ile tek başınıza bırakıyorum. İyi okumalar dilerim.

Kolay gelsin.

Kahramanmaraş /  12 sene önce

Amine bir elinde not defteri diğer elinde kalemi ile okul koridorunda ilerledi. Öğretmenler odasına vardığında da derin bir nefes alıp verdi ve kapıyı çalıp girdi. Kapıyı yarım bir şekilde açıp odanın içinde gözlerini gezdirdi. Sonunda ortadaki büyük tahta masanın diğer tarafında olan dolabın önündeki adamı görünce içeri girip kapıyı ardından kapattı. Adam da ona dönmüştü.

" Gel bakalım Amine. " Amine gülümsedi adamın dediğine. Hızla yanına gidip adama elindeki defteri uzattı.

" Yarışmaya katılanların hepsini isim, soyisim, T.C. kimlik numarası ve irtibat numarası ile buraya yazdım hocam. " Defterin diğer sayfasını açtı. " Burada da kimin hangi kompozisyonu yazdığını listeledim. "

Adam bir süre göz gezdirdi kağıtlarda. Amine de öylece durmuş bakıyordu bir adama bir deftere. Sonunda konuşan öğretmen oldu.

" Konuları neye göre vermiştik biz? "

" Kura çekmiştik hocam. Muhammed hoca öyle söylemişti. " Güldü ikisi de. O gün çok eğlenceli bir muhabbet geçmişti üçü arasında bu konuda. Ve en eğlenceli kısmı her zamanki gibi Muhammed hocanın diyaloglarıydı. Adamın benzetmeleri herkesi şaşkına çevirirken, ilmi yönünden de insanları güldürüyordu. Muhammed hoca din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeniydi. Ama aynı zamanda felsefe mezunuydu. Bazen felsefe hocasının yerine derslere girer, din ve ahlak bilgisi bilgileri ile bir ders anlatırdı. Çevresi geniş bir adam olduğundan, öğrencilerine çok fazla seminer düzenleyebiliyordu.

O an kapı açılıp kapandı. Ve elindekinden gözünü ayırmayan Muhammed hoca göründü. Adam kağıtta yazılanlara o kadar odaklanmıştı ki henüz ikiliyi görmedi. Amine ve edebiyat öğretmeni Faruk bey ona baktılar. Adam elindeki çantayı ve kağıdı masaya koyup oturdu. Gözlerini hâlâ ayırmamıştı kağıttan. Faruk bey de merak etmeye başlamıştı aynı Amine gibi. Ne yazıyordu ki o kağıtta?

Yavaş yavaş yaklaştılar oturan adama. Tam yanına geldiklerinde Faruk öğretmen önce kağıtta yazılana baktı.

" Ne okuyorsunuz hocam böyle dikkatli dikkatli? " Muhammed hoca irkilip onlara döndü. " Ah! Sizde mi burdaydınız hocam? Kusura bakmayın görmedim. "

" Estağfurullah hocam ne demek? O elinizdeki ne? "

" Bu mu? Bu hocam 10-E'den 1034 Filiz'in kompozisyonu. Yarışmayı duymuş. Katılmak istemiş, bana geldi geçen hafta. Konu istedi. Bende konu verdim. Yazmış getirmiş bugün. Ona bakıyordum. Sizde bakmak ister misiniz? "

Faruk bey uzatılan kağıdı alıp okumaya başladı. " Konusu neydi hocam? "

" Aşk. " Faruk beyin gözleri kısacık Muhammed beye döndü. Yüzünde bir tebessüm belirdi ister istemez. " Hiç acımamışsınız hocam. " Muhammed hoca da güldü. Amine ise iki adamın arasında kalmış öylece duruyordu. Faruk beyin okurken aldığı yüz tiplerinden, yazıyı çok merak etmişti. Öyle ki ara sıra kağıda uzanıyor, okumaya çalışıyordu.

TENASÜHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin