19

2.1K 146 46
                                    

Selamün aleyküm

Kolay gelsin

🌱 19. Bölüm 🌱

Kahramanmaraş / 8 sene önce

Genç kadın karnını doyurduğu oğlunu sonunda uyutmuş yatağına yatırıyordu. Oğlu diş çıkarıyordu ve olduğundan daha da huysuzdu. Ateşlenmesi bir yana sürekli ağlıyordu. Son günlerde tek uğraşı oğlunu susturmak olmuştu. Yine de şikayet etmiyordu.Oğlu, Ömer'i sağ sağlim kollarındaydı ya, daha da bir şey istemezdi.

Yavaşça işaret parmağını oğlunun pembe tombul yanaklarında gezdirdi. Pamuğa dokunur gibi yavaş ve hafifti dokunuşları. Gülümseyerek izledi melek yüzünü. Yaklaşıp kokusunu soludu boynundan. Dayanamayıp bir buse kondurdu boynuna. Hafif kımıldanan bebek ellerini oynattı. Sonra da ikisini bir yukarıya kaldırıp uykusuna devam etti. Amine oğlunu gülümseyerek izliyor, içinden bu günleri gösteren Rabbime dua ediyordu.

Oğlunun kesin daldığına emin olunca doğruldu. Yavaşça odadan çıkıp mutfağa ilerledi ilk. Boş olduğunu görünce salona geçti. Annesini iki yerde de görmeyince odasın da olabileceğini düşünüp oraya yöneldi. Bir kaç kere kapıyı çaldı. Ses gelmeyince bir daha, daha gürültü çaldı. Yine ses gelmeyince yavaşça araladı kapıyı. Kafasını içeri uzatıp etrafa bakındı. Annesi yatakta uyuyordu. Saat henüz akşam sekiz olmasına rağmen annesi uyumuştu. Garipsedi. Kaşlarını çatıp annesinin yanına gitti. Kadının baş ucuna gelince yavaşça onunla yüz yüze gelecek gibi eğildi.

Son zamanlarda sıkça gördüğü gibi annesi yine solgun yüzü ile, kesik kesik aldığı soluklarlar uyuyordu. Çok fazla yoruluyordu. Çok fazla üzülüyordu. Amine ne kadar iyi olduğuna ikna etmeye çalıştıysa da annesi hiçbir zaman ona inanmamış ve üzülmeye, özür dilemeye devam etmişti. Halbuki suç kendinindi. Annesi evlenme kararını ona bırakmıştı ve büyük bir hata yapmıştı. Annesinin huzursuz uykusu da buna en büyük kanıttı.

Ama herşeye rağmen biraz da olsa mutluydu. Oğlu iyileşmişti. Düzenlerini oturtmuştu. Eşinin tarafı da ilk zamana göre daha sakindi. Artık annesinin yanında kalmalarına kızmıyorlardı. Sırf onlar için oğlu ile her hafta Gaziantep'e gitmek zorunda kalıyor ve yoruluyordu ama yine de şükrediyordu. Daha kötüsü de olabilirdi.

Annesinin yanından ayrılıp salona geçti. Televizyonu açıp kanalları gezdi. İzleyecek bir şey bulamayınca kapattı televizyonu. Boşuna elektrik çekmesi iyi değildi. Sonra gözü annesinin yarım bıraktığı lifi gördü. Eline alıp bitirmeye çalıştı. Allah'tan bildigi bir modeldi. Ama çok yapmadığı için eli alışık değildi. O yüzden olduğundan daha yavaş yapıyordu. Lifle uğraşırken zaman su gibi akıp gitmişti. Lif bitmek üzereyken saat onu geçmişti. Eli yavaş yavaş alışınca daha da hızlandı. Bitirmek için kesme işlemine başladığında telefon çaldı. İlk sesi ile irkildi. Sonra elindekini bırakıp koşarak telefona gitti. Kaldırıp kulağına koydu.

" Efendim. "

" Benim kızım, baban. " Adil beyin sesi ile Amine dikleşti. Sesini ayarlayıp konuşmaya başladı. Zira adam hiçbir şey demiyordu.

" Hayırlı akşamlar baba. Buyur.! "

" Hayırlı akşamlar kızım. Ömer'in kimliğini aldık. Haberin olsun. "

Amine duyduğu ile rahat bir nefes aldı. Sonunda bundan da kurtulmuştu. Hastane de kaldığı sürece oğlunun kimliği için defalarca başvurulmuştu. Ama hiçbirin de kimliği basılmamıştı. Kocasının yüzünden kimliği çıkmıyordu. Mustafa Ömer'i kabul etmediği için baba yerine isminin yazılmasına izin vermiyordu. Bu zamana kadar da onu ikna etmek için uğraşmışlardı. Sırf o adam yüzünden oğlunu doğru düzgün hastaneye götüremiyordu. Kimliği olmayan çocuk hastaneye alınmasında sorun oluşabilirdi. Hatta komşusunun demesine göre, devlet bebeğini ondan bile alabilirdi. Amine doğru olsa da olmasa da, bunu göze alamazdı. Oğlu onun tek dalıydı. Koparsa, o yok olurdu.

TENASÜHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin