22

2.2K 172 74
                                    

Selamün aleyküm

Herkese merhaba. Uzun bir ara oldu yine biliyorum. Özel hayatımı mazeret olarak sayar mısınız bilmiyorum ama şunu diyebilirim kesinlikle bunu bahane etmiyorum.

Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Yazmak, daha doğrusu hikayenin çizgisinden çıkmadan yazmak gerçekten bir süre sonra çok zor oluyor çünkü insan hayatında temel taşlarında oynamalar olunca yansıtmaktan korkuyor. Asıl korkuyu ise aldığımız dönütülerde, karşılaştığımız da uğruyoruz. Umarım beni anlarsınız. Ve umarım başarılı olmuşumdur.

Uzatmadan sizi bölüm ile tek başınıza bırakıyorum. İyi okumalar dilerim.

Kolay gelsin.

10 sene önce / İzmir

Evlilik.

Karı - koca olmak.

Bunlar bir zamanlar genç kadın için o kadar düz geliyordu ki, hayalini bile kurmamıştı. Öyledir ki, bu zamana kadar ne yapılmışsa ona sunulan seçenekler ve direktifler ile olup bitmişti. Ama şimdi...

Yanında artık kocası olan adam ile tek başına kalmıştı. Evet... Belki kocasının ailesi ile yaşayacaklardı. Kayınvalidesi Sultan hanım asla annesinin yokluğunu hissettirmemek için annesine söz vermişti. Ve Adil bey. Hala kendini tam hazır hissetmiyordu adamı babası yerin de görmeyi. Ama bunu bir an önce yapmak zorunda olduğunu da biliyordu. Çünkü teknik olarak kocasının babası onunda babasıydı, ve ona baba dememek olduğu yerde ayıptı. Suçlamıyordu kimse onu ama yine de boynunda urgan olduğunu da hissetmiyor değildi.

Neticesinde o artık Mustafa Akman'ın karısı Amine Akman'dı. Gaziantep'in saygıdeğer toprak ağalarından biri olan bu aile gerçekten değerliydi. Bunu düğünde çok açık görmüştü. Annesi ve kendinin olduğu çekirdek bile denmeyen aileye göre, Akman'lar bir aşiretti. Ve Amine de artık bu aşiretin bir parçasıydı. Bu durum ne kadar kulağa garip gelse de öyleydi.

Şimdi ise kocasının ailesinin yaptığı dillere destan düğünden sonra balayına gelmişlerdi. İzmir'in, Alaçatı'sında olan, aile bireylerinin küçük dedigi ama asla küçük olmayan villaya gelmişlerdi. Amine bir iki kere lisedeki gezi turları sayesinde Antalya'daki denize, sahillere ve oradaki tatil köylerine gitmişti ama villada kalmak, ki bunun gibisinden kalmak hiç deneyimlememisti. Genellikle ucuz butik otellerde konaklamıştı. Ama yine de o zamanlar çok eğlenmişti. Özlemiyor değildi.

Sabah üç sularında villaya giriş yapmışlardı. O evi incelerken Mustafa yatak odasına çıkmıştı. Salonunu ve mutfağını gören Amine, kocasının sesiyle onun yanına gitmişti. Adamın duş aldığını ıslak saçlarından anlamıştı. Ama bir gariplik vardı.

" Benim şortlarım nerede? "

Amine transa girmiş gibi öylece durmuş adama bakarken, Mustafa hiçte kibar olmayacak şekilde cümlesini oldukça sesli bir şekilde tekrarladı. Öyle ki Amine olduğu yerde hoplayıp, irkildi. Sonra da hızla yanına gitti kocasının.

" Şort koymadım ki? "

" Anlamadım? "

Amine adamın kaşlarının çatılışına aldırmadan valize eğildi. " Kapri koydum sana. Şortların kısaydı. Gece üşürsün diye düşündüm. " Bulduğu ilk kapriyi yüzündeki tebessum ile uzattı. Ve aldığı karşılık hiç beklediği gibi olmadı.

TENASÜHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin