06

2.3K 107 10
                                    

Selamün aleyküm

Kolay gelsin.

🌱 6. Bölüm 🌱

11 Sene Önce / Gaziantep

Mustafa parmaklıkların ardında öfke ile oturuyordu. Gözleri tek bir noktaya dönmüştü ve hiç ayrılmamıştı. Sol yanağındaki bıçak izi gitgide daha kötüye gidiyordu. Yumruğundaki soyulmalar da... Üstündeki gömlek kanlanmış ve yırtılmıştı. 

" Buradan, buyrun Adil bey. "

Âdil bey nezarethaneye girdiği gibi oğlunu gördü. Kapıyı açan polise bakıp kafası ise onayladı. Adamın yüzüne bakamıyordu artık. Kaçıncı olduğunu bile sayamadığı kadar çok ricada bulunmuştu bu adamdan. Öyle ki artık polis gelin ve alın der gibi konuşur olmuştu. Uzlaşma işlemlerini bile Adil bey gelmeden önce hallediyordu.

" Hemen çıkarabilir miyiz? "

" Evet evet. Açın oğlum kapıyı. "

Polis selam verip hemen kiliti açtı. Âdil bey arkasındaki polise baktı önce. Sonra da ayağa kalkan oğluna. Polise dönüp konuşmaya başladı. " Bana biraz zaman verebilir misiniz? Beş dakika bile yeterli. "

Polis sadece başını salladı ve kapıyı açan polis ile çıktı. Âdil bey onlar çıkar çıkmaz oğluna yaklaştı. Karşılıklı duran baba oğul bir süre konuşmadı. Âdil bey oğlunu baştan aşağıya süzerken, lĺĺĺĺĺoĺ çıkarmaya başladı.

" Allah senin gibi oğlu bana ceza diye vermiş. Yetmedi mı? Bitmedi mi öfken, nefretin, kinin? Ne zaman insan olacaksın sen? "

Mustafa sadece bakmakla yetindi. İçindeki ateş dışarı çıkarsa ne kendi kalırdı ne de etrafındakiler.

" O kız için daha ne kadar yıkacaksın, parçalayacaksın dünyayı oğlum? Ne zaman kabul edeceksin seni istemediğini? "

" Beni değil. Burayı istemedi. "

" Bizi istemedi yani. "

" Baba- "

" Aileni istemeyen kız sana nasıl aile olsun oğlum? " Mustafa sıkıntı ile inledi. Tekrar babasına baktığında ise konuşmaya başladı ama herşey ağzına tıkıldı. Âdil bey oğlu konuşmadan kesip kendi konuştu. Tüm sakinliğini bıraktı. Keskin bir tonla başladı söze.

" Sana yaptıkların yetmedi ama bize yetti. Ne bende yüz bıraktın ne annende göz yaşı. Şimdi beni iyi dinle. Bundan sonra senin sadece iki yolun var. Biri biz, biri o kız."

" Ne demek bu? "

" Şu demek. Eğer aileni, yani bizi seçersen bize göre yaşayacaksın. Biz ne dersek o olacak. Ama yok dersen ben bana aile olacak kızı seçiyorum. O zaman o kızın dediğine göre yaşayacaksın. "

" Baba- "

" Sen kendi yolunda tek yürüyemeyecek kadar kendinden geçtin oğlum. Artık seni ya o kız, ya da biz yürütebiliriz. "
Yavaşça ellerini arkasına götürdü. Birleştirip belinin üstünde tuttu. Gözlerini kıstı. " Şimdi sıra sende. Keyfin hangisini isterse o yoldan yürü. "

Oğlunun kolunu sıvazladı ve dönüp gitti yaşlı adam. Arkasında karma çorman bıraktığı oğlunu kendi karmasında bırakarak gitti. Mustafa ise öylece kalakaldı. Ne yapacağını bilmeden yerinde sendeledi. Zar zor oturduğu yere geri gidip çöktü. Ellerini saçlarından geçirdi ve hırsla çekti. Canının acısını hissedemeyecek durumdaydı. Elleri ile yüzünü ovuşturdu. Kendine gelmek içine türlü türlü şeyler yapıyordu ama hala ne yapacağını bilmiyordu. Ellerini yüzünden çektikten sonra avuçlarının içindeki kırmızı kırmızı lekelere baktı. Sonra da sinirle yumruk yapıp sıktı.

TENASÜHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin