12

2.7K 118 50
                                    

Selamün aleyküm

Sizi bölümle baş başa bırakayım. Kolay gelsin.

🌱 12. Bölüm 🌱

Amine çıkan gürültüyü susturmak için çıkmışken İlyas'ın son söyledikleri ile dona kalmıştı. İçinde kopan ip sonuncusu olduğunu belli eder gibi acıtmıştı canını. Yerinde yalpalayıp duvara yaslanması ile kalbinden akan  kanlar göz yaşı olup doldurdu yüzünü. Gözleri sadece İlyas'da durmuştu. Kocasının bu hallerine alışmıştı. Artık umursamayacaktı ama bu yaptığı. Hiçbir şey bunu kapatamazdı. Hiçbir şey onu aldatmasını gizleyemezdi. Hemde sadece kocası da değil. Herkesin onu bir aptal gibi kandırması kaldırabileceği bir şey değildi. Yıllarca yüz yüze bakmıştı, aynı sofraya oturmuştu, aynı çatı altında yatıp kalkmışlardı. Temizliğinden, yemeğine kadar her şeyleri ile ilgilenmişti. Onları ailesi olarak bile saymıştı. Ama onlar. Hiçbir zaman onu kabul etmemişti demekki. Yüzüne gülüp onu aptal yerine koymuşlardı yıllarca. Kocasının hayatını mahvedişini oturup hep birlikte izlemişlerdi demekki.

Sevim korku ile baktı genç kadına. Sonra hala konuşan kocasına yöneldi ve ağzını eli ile zorla kapatıp Amine'yi görsün diye çevirdi. Herkes Sevim'in anlık hareketlerine anlam veremezken İlyas yengesini gördü. Gözleri kocaman olup pişmanlıkla baktı. Herkes merakla İlyas ve Sevim'e bakarken ilk konuşan İlyas oldu.

" Yenge ben..." Ne diyeceğini bilmediğinden susan genç adamın ardından herkesin yüzü saniyesinde düştü. Âdil bey, Sultan hanım ve Mustafa hızla kapıya doğru ilerledi. Kapı kenarında duran kadını görmeleri ile de korku kapladı içlerini. Amine kendine bakan gözlerin hepsinde bakışlarını gezdirdi. En son Mustafa'ya baktı. Anlasın istedi ne hale geldiğini. Ne bıraktığını bilsin istedi. Pişmanlık tohumları serpilmiş gözlerden de anladı genç adamın gördüğünü. Mustafa'nın harekete geçeceğini anlayınca da hızla çıktığı odaya girip kapıyı kapattı ve kilitledi. Yatakta uyuyan oğlunu uyandırmamak için elini ağzına kapatıp ağlamaya başladı. Hıçkırıklarını on yıldan beridir hep içine atmıştı. Yine öyle yapıyordu.

Mustafa hızla kapıya yönelip kapıyı çaldı. " Amine dinle beni. Amine aç kapıyı konuşalım. Lütfen dinle beni. Hataydı. Hepsi hataydı. Sana yemin ederim çok pişmanım Amine aç kapıyı. "

Öncekine göre daha sakindi. Yine aynı şeyleri göze alamayacak kadar bitik haldeydi. Ama bilemediği şey kırdığı kadının artık onarılamayacak kadar parçalandığıydı.

" Amine aç kapıyı beni dinlemen gerekiyor. Açıklayabilirim Amine dinle beni. Aç kapıyı konuşalım. "

Âdil bey hala kapı kenarından konuşan oğluna bakıp ilerledi. Kolundan tutup uzaklaştırdı kapıdan.  Mustafa pişman bakışlarını babasına çevirdi bu sefer.

" Bu kadar yeter Mustafa. Artık yeter. Daha fazla rezillik çıkarma. Açmayacak kapıyı. Anla artık olmuyor. Yapamıyorsun. Daha başlamadan kaybettin oğlum fark et artık. Onları sen kaybettin. Sen yaptıkların ile kârını ve çocuğunu kaybettin. Şimdi daha fazla üsteleyip onları daha fazla üzme. Rahat bırak artık. Kabullen ve git. "

" Baba... "

" İlyas haklıydı. Siz artık karı koca olamayacak kadar parçalandınız.
Boşanmanız herkes için en alası olacak. "

" Adil bey sen ne diyorsun? "

Âdil bey karısına döndü yavaşça. Omuzları düşmüştü yaşlı adamın. " Bu zamana kadar kalmaları bile hataydı hanım. Boşansınlar. " Sultan hanım inanamaz bakışları ile baktı kocasına. " Boşanma var mıdır bizde Âdil bey? Ne dersin sen? Hem torunumuzu nasıl bırakırız? "

TENASÜHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin