Selamün aleyküm
Bölüm, tüm anne ve anne adayları hanımlara ait olsun.
Kolay gelsin.
🌱 17. Bölüm 🌱
Mustafa konuşmaları tam duyabilmek için daha çok yaklaşmıştı. Her sözü net anladığında da yerine sindi. Gizli gizli dinlemek yanlıştı ve daha önemlisi saçmaydı ama merak bu konu da aynı fikirde değildi. İşte bu yüzden insanın meraktan yapmayacağı hiçbir şey yoktu. Koskocaman adamı bile çocuğa çevirip gizli saklı karısını gözetler duruma itiyordu.
Ferdi ile Amine göz yaşları ile konuşurken Mustafa'nın gözünün önüne Ali'nin o hali geliverdi. Yine ve yine canı yandı. Dert ortağına, sırdaşına üzüldü. Belki de kahroldu. Gözleri aynı ikisi gibi yaşardı. Ama sonra erkekçe burnunu çekip ensesini kaşıdı. Odaklanması gereken yeri farklıydı şimdi. Tamda odaklanacak yeri seçmişti. Amine'nin o söyledikleri beyninden vurulmuşa döndürmüştü onu. Bu yeni birşey değildi ama Amine'nin söyleyişi öyle düz, öyle duygusuzdu ki, sanki kesilip atılması gereken delik bir kumaştan kurtulur gibiydi. Önemsiz, gereksiz yegane şey gibi konuşuyordu kadın.
Eli yumruk oldu. Kadının sakinliği, kendini daha da öfkelendiriyordu. Her kelimesinde de büyüdü adamın siniri. Kocaman olup arşa ulaştı. Yüzünden bile bu anlaşılırdı. Esmer yüzü domatesten farksızdı. Baş ağrısı oluşmaya başlayınca adam yumruğunu ilk gördüğü yere, ağaca geçirdi. Bir kereden fazla uyguladığı bu hareketin sonunda eli oldukça tahriş olmuş oldu.
O böyleyken, Amine gözlerini karanlığa dikmiş konuşmasına devam ediyordu. Belki konuşmak iyi gelir diye. Üstelik iyi bir dinleyici de bulmuştu. Ferdi yargısız insafsız onu dinliyordu. Hem çevresindeki herkesten daha dürüst ve gözü sözü pek biriydi. Belki bunu yapması yanlıştı ama zaman zaman yaptığı gibi kocası ile karşılaştırdı Ferdi'yi. Ferdi'nin sözlerini, hareketleri her şeyini Mustafa ile yan yana getirdi. İşte o zaman bir defa daha anladı neden boşanması gerektiğini. Ferdi iyi bir insan güzel bir dost, sadık ve güvenilir bir koca ve en önemlisi güçlü bir babaydı. Babalık bu dünya da en çok ona yakışmıştı sanki.
Gerçekten ehli olmayanın anne baba olmaması gerekliydi.
" Sıradan, dümdüz bir hayatım olmasına rağmen, her şey çok garip. Belki her çocuk gibi anne ve babası ile büyüyen biri olmadım. Ama çocuğumun da öyle büyüyeceğini hiç düşünmedim. " Gözlerini Ferdi'ye döndürdü. Ferdi şaşkınca baktı kadına öylece. Sonra da hemen karşı çıktı.
" Mustafa beyim geldi hanımım. Ömer babasız büyümeyecek ki. " Amine kocasının ismi ile gerildi. Yüzü buz gibi bir ifadeye büründü. " Ömer babasız büyümeyecek. " Tekrarladığı cümleye inanmak ister gibiydi. Zaten inanmaktan başka çaresi de yoktu. Ne gariptir ki bu da bir gerçekti.
Amine zorla tebessüm eder gibi baktı Ferdi'ye. " Şanslı bir oğlum var. " Ferdi de ayıp olmasın diye gülümsedi. Sonra gözlerini sakınarak baktı kadına. Aklından geçenleri sormakla sormamak arasındaydı adam. Ama sonrasında kesin karar verip konuştu.
" Hanımım? " Amine kendine bakınca devam etti. " Gerçekten ayrılmak istiyor musunuz beyimden? " Mutlak bir sessizlik doldu geceye. Şimşekten sonra gelen gök gürültüsü gibiydi Ferdi'nin cümlesi. Beklenmedik ve ürpertici. Tabi kafa karıştırıcı da denilebilir. Öyle ki kadının ağzından hiçbir kelime çıkmıyordu. Çünkü ne diyeceğini bilmiyordu. Onaylaması gerekiyordu. Kesin ve net bir şekilde istediğini söylemesi gerekiyordu. Neden konuşamıyordu? Onu ne tutuyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TENASÜH
RandomAmine & Mustafa *** "Yaşama ve onun getirdiği sonuçlara, kişinin gördüğüne, öğrendigine... Yani zamanla oluşan kişiliğe bağlanan bir ip bence tenasuh." *** Sizi üzmeyeceğim söz veriyorum. Sizi mutlu edeceğime söz veriyorum. Sizi bırakmıyacağıma s...