Hepinize iyi okumalar dilerim. Bölüm sonundaki açıklamayı okumayı unutmayın.
Medya Şarkısı: Reynmen - Melek
Eve yaklaştığımızda kolyenin kırmızıya dönmesiyle arabayı daha hızlı sürmeye başladım. Demir kapıdan tam girecekken evimizin etrafında cesetler görmemle arabayı ani frenle durdurdum ve hızla arabadan indim. Korumalar ölmüştü. Ya da öldürülmüştü.
Diğerleri de arabadan indiğinde herkes şaşkınca kırmızıya dönen kolyelerine ve etraflarındaki cesetlere bakıyorlardı. Aklıma Ahmet abi gelmesiyle vampir hızımla koşarak açık olan kapıdan içeriye girdim. Her yere baktım ama Ahmet abi yoktu.
Diğerleri de geldiklerinde birbirimize bakıp duruyorduk. Can konuşmaya başladığında hepimiz ona baktık. "Bakın ne buldum. Dış kapının arkasında asılıydı." dediğinde yanına gidip elindeki kağıdı aldım ve okumaya başladım.
"Onur'u öldürmenin cezasını sevdiklerinin canını yakarak alacaksın Nemesis. Eğer istediklerimi yapmazsan, Ahmet'i öldürdükten sonra o çok sevdiğin sevgiline gelir sıra. Karar senin. Yarın saat on da kapıya yollayacağım arabaya bin. Tek! Tek gelmezsen herkes ölür!"
Yazıyı okumayı bitirdiğimde kafamı kaldırıp tek tek hepsine baktım. Herkes rahatsızca yerinde kıpırdanıp duruyordu. Barış: "Ne yapacağız?" demesiyle konuştum. "Gideceğim ve Ahmet abiyi alıp geleceğim." dediğimde Batuhan: "Tek mi gideceksin şimdi? Bende gelsem. Tek gitmeni istemiyorum." dediğinde yanına gidip ona sarıldım.
"Bana bir şey olmaz. Ölümsüzüm unuttun mu? Endişelenmen gereken tek şey kendiniz. Kendinizi koruyun o yeter bana." deyip hafifçe gülümsedim. Can'a doğru bakıp "Can dışarıdaki cesetleri hallet. Birde ailelerine başsağlığı dileyip onların ihtiyaçlarını karşılayıp para ver." dediğimde Can başını sallayıp gitti. Bizde odamıza doğru gitmeye başladık.
-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-.-
Sabah olduğunda hemen uzandığım yerden kalkıp giyinmeye başladım. Saçımı toplayıp makyaj yaptım ve hemen aşağıya indim. Kurt gibi acıkmıştım. Bizimkiler sofraya oturduklarında bende hemen oturdum ve yemeğimi yiyip ve kanımı içtim. Güçlenmem lazımdı. Bizimkilere baktığımda yemekleriyle oynayıp on dakikada bir ağızlarına atıyorlardı iki saat çiğniyorlardı.
Onlara bakarak konuştum. "Hey hey. Bu kadar kasmayın. Hiçbir şey olmamıştır. Hatta olmadı. Hissediyorum. Sadece dövmüşlerdir yani. Onu yaptılarsa bile öldüreceğim onları. Zaten kaçırdılar diye ölecekler ama neyse." dediğimde hepsi başını sallayıp yemeğe döndüler.
Saat ona geldiğinde camdan dışarıya baktım. Siyah filmli bir araba vardı. Filmli olsa bile içeriyi görüyordum. Dört kişiydiler. Önde iki, arkada iki kişi vardı. Bizimkilere baktığımda hepsi bana bakıyordu.
"Geldiler. Ben gidiyorum. Evden çıkmıyorsunuz. En ufak şeyde bana haber vermeyi unutmayın." dediğimde yine başlarını salladılar. Ayakkabımı giyip ceketimi üstüme geçirdim. Ceketimin gizli bölümüne de çakılarımı koydum. Batuhan'a ve diğerlerine bakıp çıktığımda "Dikkat et güzelim." diye çok kısık bir ses duyduğumda gülümsedim ve arabaya doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON MELEZ
FantasyAilesi öldüğünden beri yaşadıkları yeri terk etmişti ve Türkiye'ye gidip büyü ile yaptığı kulübesinden yıllardır çıkmıyordu. Uzun süredir insanlarla karşılaşmıyordu. Ailesini çok özlüyordu. Onlar öldüğünden beri kendini kulübeye kapatmıştı. Ama artı...