BÖLÜM-18

1.2K 90 23
                                    


Ballarım hepiniz bölüme hoş geldiniz. Bölümü birazcık geç atmış olabilirim. Şimdiden özür diliyorum. Medyada Karoline var. Keyifli okumalar dilerim... :)

Medya Şarkısı: İkilem - Bir Sebebi Var


Yusuf Doğan'dan


"Sen bizim babamızı nerden tanıyorsun?" dedim Ahmet abiye doğru yürüyerek.  Bir anda hıçkırarak ağlamasıyla abime baktım.


O da bana anlamaz gözlerle bakıyordu. "Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" dedi abim. Ağlamasını yavaşça durdurup bana bakarak konuşmaya başladı.


"Babana çok benziyorsun, Oliver'a..." dedi ve devam etti. "En son seni on üç yaşındayken görmüştüm. Baban ölmeden önce." dediğinde hemen kenardan sandalye alıp oturdum ve meraklı gözlerle ona bakarak konuştum.


"Babamın nesi oluyorsun?" dedim.


"Ben Ahmet Yürek. Babanın çok yakın arkadaşıyım. Size söylemiştir muhtemelen. Tesadüfen karşılaşmıştık. Bunca yıl sonra hatırlamamanız normal. Yıl geçtikçe bende değiştim görünüş olarak, sizde. Ama Yusuf'un kolundaki benden tanıdım. Aynı ben babanda da vardı." dedi.


"Yoksa sen, sen o Ahmet abi misin? Babamın her zaman anlattığı, bazen bizi görmeye gelen, insan olan Ahmet abi." dedi abim.


Ahmet abi başını aşağı yukarı salladığında abim bir anda ona sarıldı.


"Babamla en son kamp yapmaya gitmiştiniz. Sonra avcılar yakalamış ve babamı öldürmüşler. Neden bizim yanımıza gelip söylemek yerine eve not yazıp ortalıktan kayboldun Ahmet abi. Seni ne kadar aradık haberin var mı?" dedi abim.


"Korktum oğlum. Beni suçlamanızdan korktum. Benim yüzümden öldü zaten. Ben kamp yapmaya gidelim demeseydim böyle şeyler olmayacaktı. Sizin de beni suçlamanızdan korktum. Bunca yıl zaten vicdan azabı çekiyorum." deyip tekrar akıtmaya başladı gözyaşlarını Ahmet abi.


Abimle birlikte ona sarıldık ve konuşmaya başladım. "Senin suçun değildi Ahmet abi. Öyle olması gerekiyormuş ki olmuş. Kendini suçlama artık." dedim.


"Evet Ahmet abi. Senin suçun değildi. Yusuf doğruyu söylüyor. Öyle olması gerekiyormuş ve olmuş. Artık babam yerine biz varız bundan sonra." deyip sarılmaya devam ettik.


"Beni çözseniz de bende size sarılsam." diyen Ahmet abiden ayrıldık. Abim mahcup gözlerle ona bakıp "Ben, ben çok üzgünüm Ahmet abi. Senin olduğunu bilmiyordum. Sana bunları yapıp yaşattığım için çok özür dilerim. Affet beni." dedi.


Ahmet abi: "Önemli değil evlat diyeceğimde çok hırpalandım ya." dediğinde abim hemen ellerini ve ayaklarını çözdü.


Elleri çözüldüğünde ilk bileklerini ovaladı. Daha sonra gülümseyerek bize bakıp kollarını açtı. Bizde birbirimize bakıp gülümsedik ve Ahmet abinin yanına gidip ona sarıldık.

SON MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin