Eveet. Hepinize selamlar. Yeni bölüm ile karşınızdayım. Pek bir şey söylemeyeceğim. Şimdiden yıldızı parlatanları çokça öpüyorum. Satır arası yorum yapmayı lütfen unutmayın. "En çok yorum yapan kişiye diğer bölümü ithaf edeceğim." Şimdi bölüme geçebilirsiniz... :)
Medya Şarkısı: Görkem Sağlam - Hayatımın Nakaratı
"Melissa hadi ama !"
"Ağaç olduk burada!"
"Sevgilim hadi seni bekliyoruz." diyen bizimkilere doğru göz devirdim. Ne kadar görmeyeceklerini bilsem de.
"Geliyorum şimdi." dediğimde "On beş dakika önce de aynı şeyi söylemiştin!" dedi Tuğba. Bu dediğine kahkaha attım ve son kez rujumu sürüp kapağını kapattım.
"Geldim, geldim." dedim ve odadan çıktım. Merdivenden inerken aşağıdaki oflama seslerini duymazlıktan gelip sırıtarak aşağıya indim. Son basamağı da indiğimde hepsine göz gezdirdim. Herkes bana baygın bakışlarla bakarken sırıtmam daha da büyüdü.
"Ne öyle bakıyorsunuz ya? Yarım saatte hazırlandım işte. Abartmayın." dediğimde hepsinin gözleri ve ağızları kocaman açıldı. "Yarım saat mi?! Sen ciddi misin böceğim? Yaklaşık iki saat olmak üzere!" diyen Can'a doğru çevirdim bakışlarımı.
"Tamam tamam. Hadi geç kalıyoruz." deyip Batuhan'ın yanına doğru yürüdüm ve kollarımı beline sardım. "Işınlanarak mı gideceğiz sevgilim?" dediğinde başımı salladım ve daha sonra bizi oraya ışınlamaya başladım.
Cadıların sonunu getirdiğimizden bu yana sadece üç gün geçmişti. O gün ışınlanarak eve gelmiştik. Ahmet abinin doğum günümde olmaması tamamen şanstan ibaretti. O gün başı ağrıdığı için evde kalmak istemişti ve eve geldiğimizde kutlayacaktı doğum günümü.
Ama o gün öyle olmamıştı. Her şey bir anda olmuştu. Elfler bizi kıtalarına götürürken kolyelerimiz boyunlarımızda değildi.
Bilekliklerimiz de aynı şekilde. Ahmet abinin kolyesi kırmızıya döndüğünden endişelenmişti ve elinden bir şey gelmediği için sadece bizi beklemişti.
O gece annemler kaybolduğunda Ahmet abinin yanına gitmişlerdi ve her şeyi anlatmışlardı. Daha sonra ise babam, Ahmet abiye "Bir daha dünyaya gelemeyebiliriz. Sadece ben gelebilirdim. Ama Melissa annesini çok görmek istediği için onu da getirdim buraya. Ne kadar bir daha buraya gelemeyeceğimizi bildiğim için son kez annesini görsün istedim. Ama her şey bir anda oldu. Onu sevdiğimizi söyle ve ona dikkat et. O sana emanet." demişti ve ikisi de ortadan kaybolmuştu.
Ne kadar bir daha gelmeyeceklerini bildiğim için üzülsem de annemi görmek beni gerçekten iyi hissettirmişti. Ne kadar son kez gördüğümü bilsem de...
Işınlanıp geldiğimizde Ahmet abi yaşlı gözlerle bizi karşılamıştı ve hepimizin sapasağlam olduğumuzu kontrol edip tek tek sarılmıştı.
Hepimiz ona gülümsemiştik ve iyi olduğumuzu söyleyip onu koltuğa oturtmuştuk. Daha sonra ise yaşadığımız şeyleri anlatmaya başlamıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON MELEZ
FantasyAilesi öldüğünden beri yaşadıkları yeri terk etmişti ve Türkiye'ye gidip büyü ile yaptığı kulübesinden yıllardır çıkmıyordu. Uzun süredir insanlarla karşılaşmıyordu. Ailesini çok özlüyordu. Onlar öldüğünden beri kendini kulübeye kapatmıştı. Ama artı...