Ballarımmm. Öncelikle hepinize merhaba.
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir, ben şahsen iyiyim.
Bölümü geç attığımın farkındayım. Bunun için özür dilerim. Baya bir aksilik oldu ve bu nedenle de yazma hevesim kaçtı diyebilirim. Ama bazılarınızın bölümü çok istediklerini görünce hem mutlu oldum hem de sevindim. Daha sonra da tekrar yazmaya koyuldum. Umarım bölümü beğenirsiniz.
(Bu arada kitaba devam edeceğim. Bırakma gibi bir düşüncem yok.)
Vote ve satır arası yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar. Sizleri seviyorum... :)
Medya Şarkısı: Rei - Ah Canım Sevgilim
Büyücülerle iletişime geçtikten bir ya da iki saat sonra cadı gelip beni başka bir odaya almıştı. Gerçi oda mı demeliyim bilemedim.
Mahzen gibi bir yerdi ama genişti. Sanırım güçlerimi tek tek onlara aktarmam için buraya getirmişti beni.
Yaklaşık beş saat sonra o cadı kaldığım yere gelmişti ve bana sırıtarak bakıyordu. "Ne oldu?" dediğimde konuştu.
"İksiri hazırladık ve tüm cadılara içirdik. Artık senden ve diğer tüm yaratıklardan üstün olacağız. Sadece gece on ikiyi beklemek kaldı. Yani yarım saat. O zaman etkisini gösterecek. Sende güçlerini bize aktaracaksın ve ölüp gebereceksin. Tıpkı baban James ve diğer melezler gibi..." dediğinde sinirle ayağa kalktım.
"Babamın adını bir daha ağzına alırsan!" deyip boynunu ellerimle sardım ve konuşmamı sürdürdüm. "Seni öldürürüm!" deyip melez gözlerimi çıkartarak ona baktım.
Sesten odaya diğer cadılar geldi ve hemen bana büyü yapmaya çalıştılar. Cadıdan ellerimi çektim ve melez gözlerimi diğerlerine çevirip sırıtarak baktım. Bir zaman sonra cadıların büyü sözcükleri bittiğinde bana baktılar.
Onlara baktığımı gördüklerinde gözlerini kocaman açtılar. "A-ama bu nasıl olur. Büyü işlemiyor!" diyen cadıya doğru şaşırmış bir ifadeyle konuştum.
"Aaa ciddi misin? Bana büyü işlemiyor muymuş? Neden acaba?" deyip şaşırmış ifademi yok ettim ve elimi saçıma götürüp kaşıyarak düşünüyormuş gibi yaptım.
"Hmm, ben bulamadım. Bulan var mı?" deyip sırıtarak baktım melez gözlerimle etrafa. Hepsi korkuyla bana bakıyordu. Dolunaya az kalmıştı, hissediyordum.
Hırlama sesleri geliyordu kulaklarıma. Büyük ihtimalle cadılar duymuyordu. Bu hırlamalar Emirhan'dan ve Yücel abiden geliyordu.
Sinsi bir şekilde sırıtarak baktım tüm cadılara. Yoğun bir şekilde cadı kokusu alıyordum. Aynı zamanda da elf kokusu... Bunun dolunayın da etkisi vardı.
Duyu organlarımızı daha iyi kullanabiliyorduk. Daha iyi koku alıyorduk ve daha iyi görebiliyorduk.
Cadılar sayılarını çoğaltmışlardı. Hepsi korkuyla ve anlamayarak birbirlerine bakıyorlardı. Ne yapacaklarını düşünüyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SON MELEZ
FantasyAilesi öldüğünden beri yaşadıkları yeri terk etmişti ve Türkiye'ye gidip büyü ile yaptığı kulübesinden yıllardır çıkmıyordu. Uzun süredir insanlarla karşılaşmıyordu. Ailesini çok özlüyordu. Onlar öldüğünden beri kendini kulübeye kapatmıştı. Ama artı...