BÖLÜM 10

465 62 291
                                    


Yorum yaparsınız mı????

Bu arada Bay Kim'i koymayı unutmuşum artık ismini yazacağım ama benim hayalimdeki tipe en uygun şu;

Bu arada Bay Kim'i koymayı unutmuşum artık ismini yazacağım ama benim hayalimdeki tipe en uygun şu;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazen kelimeler soluk boşluğuna takılırdı. Söyleyecek çok şeyin olmasına rağmen hiçbir şey söyleyemezdiniz. Ağlamak isterken ağlayamaz, nefes almak isterken alamazdınız. Ben bunların hiçbirisini yapamıyordum.

Sehun'un gözleri elimdeki fotoğraftayken, ben doğruca ona bakıyordum. Gözlerindeki tanıdık ifadeye bakıyordum ve ne hissettiğimi anlayamıyordum. Ancak ona baktığım tüm saniyeler ölüm gibiydi. Gözlerimi onun üstünde tuttuğum sürece sanki bin kez ölmüş gibiydim.

Sehun nihayet gözlerini gözlerime çıkarttığında bu sefer ben çektim bakışlarımı ondan ve elimdeki fotoğrafı çekmecenin içine attım. Daha sonra odanın içinde yankılanan tek ses, çekmecenin kapanırken bıraktığı sesti. Masanın arkasından çıkıp kapıya ilerlerken, "Luhan," dedi Sehun ama umursamadım. Hatta şu an sesini duymasam çok daha iyi olabilirdi. "Sandığın gibi değil."

Tam yanından geçmek üzereyken söylediği şeyle durup ona baktım. Gözlerinde gördüklerim bana ağır geldi. İnsan kendi yandığı yerden bir başkası yanınca üzülür müydü?

Üzülüyordum.

Bir an ona tüm öfkemi kusmak istedim. Onlarca cümle sıralayıp, bana nasıl hissettirdiğini anlatmak istedim ama sonra tüm bunların boş yere olacağını fark edip aralanan dudaklarımı kapattım. Gülmüştüm sanırım ama sadece dudaklarım yukarıya kıvrılmıştı. Ben buna gülmek demezdim.

"Bana neden söylemedin?"

Bana bir adım yaklaştı. "Önemli bulmadım." dedi beni büyük bir şaşkınlığın içine iterek. "Hayatımda çok bir yer kaplamadığı için sana söyleyip rahatsız olmanı istemedim."

Soğukkanlı cümlelerine karşılık yalnızca kanım donmuştu. Ürpermiştim ve karşımdaki kişinin gerçekten Sehun olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. "Nasıl söylersin bunu?" diye sordum inanamıyormuş gibi. "Sehun, senin kalbin mi yok? Nasıl bu kadar önemsiz bir şeymiş gibi konuşabilirsin? Ben bu adamın her gün yüzüne bakıyorum farkında mısın? Seninle birlikte olduğumu biliyor ve neler hissettiğini tahmin edebiliyor musun?"

"İki taraflı bitmiş bir şeydi çünkü. Sandığın gibi birbirimize aşık değildik. Biz sevgili bile değildik."

Yani yalnızca yatıyorlardı.

Bu düşünce midemi bulandırdı. Hayır, yattıkları için değildi bu bulantı. Aralarında hiçbir şey olmamasına rağmen yattıkları içindi ve şu an birbirlerinin yüzlerine rahatça baktıkları içindi. Bir an için Bay Kim'den nefret ettim bir suçu olmamasına rağmen. Sehun'dan nefret ettim. Öfkelenmiştim ve bunun nedeni kesinlikle kıskançlıktı.

Bay Kim'i kıskanmıştım.

Hakkım var mıydı?

İşte orası tartışılırdı.

Reason To Live / HunHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin