BÖLÜM 17

477 60 226
                                    

An itibariyle 20.Bölüme kadar her şeyin yazılmış olmasının haklı gururunu yaşayarak size bu bölümü gönderiyorum. İlerideki bölümler çok ekşınlı ve yorum sayısına göre yarın bölüm gelebilir yani bilemiyoruuum. 💅

Öpüldünüz kocamaaaan.



Boğazıma kül gibi dolan sigara dumanı, ciğerlerime sinerken gözlerimi huysuz bir tavırla aralayıp, camın önünde sigara içen Sehun'a çevirdim. Dudaklarımın kuruluğu öyle fazlaydı ki, avuç avuç kum yutmuşum gibi hissettiriyordu. Cam açıktı ama artık hava o kadar soğuk değildi. Yine de geceleri üşütüyordu. Şu an olduğu gibi.

Sehun'un odasındaydım sabahtan beri. Bugün sadece sabah koşu yapmış daha sonra spor salonuna inmiştik ve bir saat kadar da antrenman yaptıktan sonra serbest kalmıştık. Vaktimin çoğunu Sehun'un odasında geçirmiştim. O kadar çok uyuyordum ki, gözlerimi her açtığımda Sehun'u camın önünde sigara içerken buluyordum. Nedense bugün üstümde garip bir ağırlık vardı, kafamı yastıktan kaldıramıyordum.

"Günaydın, çirkin." dedi Sehun uyandığımı gördüğü gibi sigarayı söndürürken. "Yıllardır uyumuyormuş gibi uyuyup duruyorsun."

Ayağa kalktı yanıma gelmek için, camı kapatacağı sırada, "Açık kalsın." dedim sessizce. Daha sonra üstümdeki yorgana sıkıca sarılıp ona baktım. Camı açık bırakıp bana adımladı ve bacağımın kenarına oturdu. "Saat kaç?"

"Yediye geliyor."

Uykunun henüz çok uzaklarda olmadığını kanıtlar gibi esnedim ve bana bakan gözlerine karşılık verdim. "Ağzımın içine düşecek gibi bakma bana Sehun." diye mırıldanıp yanağımı yastığa bastırdım. "Gözlerini benden hiç çekmiyor olman güzel ama esnerken bakman garip oluyor."

"Sana hep bakmak istemem garip mi oluyor?" diye sorarken gülmüştü. Yavaşça üstüme eğilip dudaklarını yanağıma bastırınca gülmeden edemedim. Geriye çekilmedi, karnımın hizasına oturup ellerini başımın iki yanına basıtırdı ve bana yukarıdan bakmaya devam etti. "Seni hep öpmek istemem de garip oluyor."

Cevap vermedim ama parmaklarımı ensesine götürmüştüm. Birkaç saniyelik sessizliği bozan yine o oldu. "Bak sana ne diyeceğim." dedi, gözleri yüzümün her bir noktasında dolaştığı için bir türlü tam anlamıyla göz göze gelemiyorduk. "İzin al bir hafta. Ben de alacağım. Beraber güzel ve normal vakit geçirelim."

Kaşlarım çatıldı. "İzin alma şansım var mı?"

"Evet, bilmiyor muydun?" diye sordu. "Her akşam evine gitme şansın da var Luhan. Sen burada artık sadece çaylak asker değilsin, teğmensin."

"Bilmiyordum." dedim şaşkın bakışlarla onu izlerken. "Bilsem bile her akşam evime gidemezdim ama yine de garip geldi."

"Çirkin, askerlik yapmıyorsun. Burası senin işin ve sen buradan para kazanıyorsun. Bu yüzden istediğin zaman eve gitme hakkına sahipsin." dedikten sonra eğilip burnumun ucuna dudaklarını bastırdı. "İzin al ve beraber vakit geçirelim."

"Sehun."

Kapının aniden aralanması ve abimin sesinin duyulmasıyla Sehun geriye çekilirken bana göz devirdi. "Bu yüzden işte." dedi sıkıntılı bir sesle. Ardından başını kapıya uzattı. "Efendim Donghee."

"Geliyorum." dedi abim. Yatağın içinde doğrulup sırtımı başlığa yasladım. Şu an saklanma fırsatım yoktu en azından garip bir görüntü çizmek istemiyordum.

"Geldin zaten, gel." dedi Sehun. Ban göz kırptıktan sonra ayağa kalktı ve kapıyı iyice açan abim bizi gördü. İçeriye girip kapıyı arkasından kapatırken kaşlarını çatmıştı. Birkaç saniye boyunca bir bana bir Sehun'a bakıp durdu.

Reason To Live / HunHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin