Hadi yine iyisiniz hergün yb dmxkmxkxmx
Öpüldünüz hepiniz umarım seversiniz. Görüşürüüüüz
Boğazımı lime lime eden bir koku ciğerlerime ulaştığında, gözlerimdeki yangın sona ermesede kirpiklerimi aralamanın bir yolunu bulabilmiştim. Ancak gözlerimi açtığımda bile sanki hiç açmamışım gibi bir karanlıkla karşılaştım.
Tavandan devamı olarak damlayan su sesini dinledim. Bir süre sonra görüntüler gelmeye başladı. Gecenin içinde ilerlediğimiz, arkamızdan saldırıldığı, ağzıma ve burnuma bastırılan bez... Hepsini hatırlamamla birlikte belime ve dizime aldığım darbeyi de hatırladım.
Bir kolumun havada durduğunu fark ettiğimde, uyuşan kolumu kendime çekmeye çalıştım ama, "Yavaş." diyen tanıdık ses beni duraksattı. "Bana bağlısın."
"Ne?" Sesim pürüzlüydü ama etrafı görememek beni daha da geriyordu.
"Bileğin bileğime bağlı." dedi son derece ayık bir sesle.
Bir sandalyede oturuyordum ve gövdem de o sandalyeye bağlıydı. Sehun hemen arkamda oturuyordu. "Sen iyi misin?" diye sordum iki iri adamla boğuştuğunu hatırlayınca.
"Kaburgam ağrıyor." deyince bir an irkildim. "Dürüst oldum sadece. Kaskatı kesilme hemen."
"Sana vurduklarını hatırlıyorum."
"Hatırlamasan iyi olabilirdi aslında. Yani karizmam açısından."
"İki koca ayıydı." dediğimde sert bir nefes vererek, "Dört." dedi. "Sen bayıldıktan sonra üzerime çullandılar."
"Siktir." dedim birden. "Seni görmem gerek."
"Görmemen şu an her açıdan iyi, neye benzediğimi ben de bilmiyorum." diyerek derin bir nefes aldığını duydum. "Dizin ve belin acıyor mu? Bunu yapan piçin kalbini tekmeledim."
"O kalabalığa rağmen mi?"
"Sana vurduğunu gördüm. Bu yeterliydi. Beni öldürseler de durmazdım, durmadım."
"Aptal." diye fısıldadım üzüntüyle. "Ya sana bir şey yapsalardı?"
"O an bana yapabilecekleri en kötü şeyi yapmışlardı zaten."
Gözlerimi yumup dudaklarımı ıslattıktan sonra derin bir nefes aldım. Kolum havada durmaktan uyuşmuştu ve sanki kurtulsam bile birkaç gün kolumu kullanamayacakmış gibi hissediyordum. "Kim bunlar?" diye sordum kısık sesle.
"Bilmiyorum." demesi içimi umutsuzlukla doldurdu. "Ama Tim'de olduğumuzu bilen birileri eminim. Güneyli değiller. Onları gördüğümde bile anladım. Kuzeyden geldiler."
"Bizden ne istiyorlar?"
"Bizden her şeyi istiyor olabilirler, Luhan." diye sakin bir şekilde yanıtladı. "Ama muhattapları biz değiliz. Güney Kore hükümeti. Biz sadece rehineyiz."
"Şimdi buradan nasıl çıkacağız?"
"Bilmiyorum, senin de elin bağlı değil mi?" diye sorduğunda sanki görecekmiş gibi başımı salladım. "Muhtemelen bir boruya bağlıyız. Ben kendi kolumu kurtarmaya çalıştığımda gaza benzer bir ses geldi. Boruyu kırarsak zehirleneceğiz."
Kaşlarım çatıldı. "Botumun içinde çakı var."
Sehun bir an her şeyi boş vermiş gibi duraksadı. "Ne?" diye sorarken son derece şaşkındı.
"Ben bir askerim Sehun. Her ne kadar şu an belimde silah taşıma yetkim olmasada her şeye hazırlıklı olmalıyım." dediğimde hâlâ öylece duruyordu. "Boruyu çok zorlamadan beraber eğilirsek bıçağı çekip çıkarabilirim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reason To Live / HunHan
Fanfic"Bir ayın var." dedi sonunda konuştuğunda. Duruşunda sadece kendinden emin bir ifade yoktu. Duruşunda saf bir güç vardı. "Kendini kanıtlaman için tam bir ayın var ve hazırlan. Elemeler sadece senin için değil, herkes için cehennem olacak. Eğer bu b...