BÖLÜM 3

494 66 309
                                    

Tehditle yorum yaptırmak çok güzel *-* bugün kimi eleyeceğimi bulamadım ama olsun siz yorum yapın Yapmazsanız ben eleyecek birini bulurum dkkdmdodkd


"Dur, dur lütfen!"

Sesim olması gerektiğinden yüksek çıktığında, Bay Kim düğmelerine bastığı cihazdan elini kaldırdı kısacık bir anlığına. Nefes almam için zaman tanımasına minnet duyacak haldeydim. Bunu yapmaktan hoşlanmadığını biliyordum ama yapmak zorundaydı. Aslında bir noktaya kadar dayanabiliyordum. Acı eşiğimi geçtiğimde ise artık gözlerimden yaş gelmeye, soğuk soğuk terlemeye ve doğal olarak bağırmaya başlıyordum.

Elinin tekrar cihazın üstüne gittiğini görünce bir an irkilerek eline atlamak istedim ama yapabildiğim tek şey sesimin daha az duyulması için dudaklarımı yastığa bastırmaktı.

"Bak, böyle yaparsan ikimiz de ilerleme katedemeyiz." dedi parmağı hâlâ bana o elektiriği verecek olan cihazın üstündeyken. "Ben de bunu yapmaktan zevk almıyorum inan bana. Ama bana sanki işkence ediyormuşum gibi hissettiriyorsun."

Bir anlığına gülmeden edemedim. "Daha farklı bir şey mi oluyor şu anda?" dedim nefes nefese.

"Haklısın." diye kabullendi. "Ama bile isteye yapmıyorum. Tek amacım senin iyi olman, bunu bil olur mu? Bunu bil ve beni lanetleme sakın."

Cevap vermedim. Zaten cevap vermeme müsaade etmeden düğmeye basmış, koluma yapışık duran bantlardan dalga dalga elektirik yükselmeye başlamıştı bile. Hep olduğu gibi en başta sakin bir şekilde karşıladım. Ama seviye arttıkça sakinliğim yerini büyük bir acıya bıraktı.

Yastığa bastırdığım dudaklarımdan çıkan haykırış'ı kapının açılıp kapanma sesi bile bölemedi. Çünkü şu an içeriye giren kişi her kimse umurumda bile değildi. Tek derdim acıdan bir an önce kurtulmaktı.

Eşofmanıma sardığım ve güç aldığım sağlam elimin boğumları bembeyaz olmuştu. Bunu görmesem de biliyordum. Hatta parmaklarım oraya kenetlenmişti, sanki uğraşsamda bir daha açılmayacaktı. Kıvranıyordum yatmak zorunda olduğum yatakta ve iyileşmem için tek çözüm buydu.

"Tamam, bugünlük bu kadar." dediğini duydum Bay Kim'in. Verilen elektiriğin aniden kesilmesiyle dudaklarımdan çıkan tek ses acıyla bıraktığım ince bir nefes sesiydi. Yanıma geldi, ucunda bantlar olan kabloları kolumdan ayırdı ama ben gözlerimi açıp ona bakamadım.

"Ben hallederim."

Sehun'un sesini duyduğumda bile tepki veremedim. Sadece gözlerimi açabildim. Savaştan çıkmış gibi yorgun hissediyordum kendimi ve berbat bir duyguydu. Kirpiklerim ıslak, gözlerimin içi kızarmıştı. Bunu bilmek için aynaya bakmama gerek yoktu.

Bay Kim odadan çıkarken, Sehun yaklaştı bu sefer ve çekmeceden aldığı bir kremi koluma sürdü. Buram buram nane kokan krem'i koluma dağıtırken elbette bana bakmayı ihmal etmiyordu.

Onunla sarılmıştık. Belki de dakikalarca o caddenin ortasında birbirimize sarılmıştık ama geriye çekildiğinde her şey eskisi gibiydi. Bana nasıl hissettiğiyle ilgili bir şey söylemedi. Zaten değişen ne olmasını bekliyordum ki?

Parmakları kolumda dolaştı durdu. Ardından çekmeceden aldığı bir ağrı kesici bant'ı koluma yapıştırdı, üstünü sargı beziyle sardı. Tüm bunları yaparken son derece büyük bir dikkat vardı gözlerinde. Arada bir gözlerime bakıp acıtıp acıtmadığını anlamaya çalışıyordu ama tepkş vermiyordum.

"Daha iyi olacaksın." dedi ve sandalyeyi çekip oturdu. "Bay Kim bir hafta'da iyileştireceğine söz vermişti. Dört günün kaldı. O sözlerini tutar. Dört günün sonunda-"

Reason To Live / HunHanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin